ALAŞ (Türkistan Türklerinin Milli Parolası)
ALAŞ (Türkistan Türklerinin Milli Parolası)
Bütün Türk boyları arasında ALAŞ sözünü en çok kullanan ve ona bilhassa ehemmiyet vererek onu kutsal uran (parola) sayanların başında Kazak Türkleri gelir. İşte bu özel durum, ALAŞ deyiminin sadece Kazak Türklerine ait olduğu intibahını vermekte. Oysa, şimdi Kazak Türkleri tarafindan milli uran olarak kullanılmakta olan ALAŞ sözü, vaktiyle «Kazak, Özbek ve Nogay’ların hepsine ortak millî uran (parola) olarak kullanılmıştır.» Hatta, Altı ALAŞ tabirinin Deşti Kıpçak mânasında kullanıldığı da söylenilmekte. ilk cildi 1972 senesinde Alma Ata (Almatı) şehrinde Kazak Türkü lehçesinde çıkmış olan «Kazak Sovyet Ansiklopedisi»nde izah edildiğine göre, ALAŞ sözü Kazak Türklerinin ilk defa «Kazak» denilmeden evvelki adıdır. Yine aynı yerde belirtildiğine göre, ULUĞ BEĞ in «DORT ULUS» –«Ulus-u ERBAA» denilen kitabı ile «Kazak tarihi», yani, «Nasabnamen Kazak» denilen tarih kitabının el yazmasında bu hususta gerekli tafsilât verilmiş. Adı geçen kitaplarda «Türk boyları arasında ilk defa ALAŞ adını alanlar: Oğuz, Kıpçak ve Qangli olmuştur» deniliyor.
Bazı kaynaklara göre, halk arasında ALAŞ’la ilgili olarak söylenen efsaneler ilk defa XVI nci asırda meşhur tarihçi Kadır Ali Calayri tarafindan CAMI-AT-TAVARIH adındaki kitapta toplanmış, ALAŞ sözüyle ilgili olarak üzerinde durulması gereken bașka bir husus da, efsanevi «ALAŞA HAN» dır. Halk arasındaki efsanelere göre, Alaşa Han VI nci asır ile XIl nci asır arasında Türk boylarını birleştirerek bir devlet kurmuştur. İşte o devletin tebalarıda Alti Alaş denilen Türk boyları olmuştur. Alaşa Han da onların atasıdır.
Kazak Türkü tarihçilerinin kanaatine göre, Dede Korkut kitabında ve ortaçağda yazılmış olan başka bazı kitaplarda, bilhassa tarihçi Reşideddin ile Ebülgazi’nin kitaplarında bahsi geçen Alaşa Han aynı tarihi şahıstır, Efsanevi Alaşa Hanın kümbezi mezarı Kazakistan’in Karagandı vilâyetinin şimdiki Cezdi «daha evvelki Ulutav-Uludağ adındaki kazasındadır. Belirtildiğine göre, Alaşa Hanın kümbezi çok süslü olarak özel surette yapılmış.
Kazakistan’da, son zamanlarda yapılan ilmî tetkiklere göre, Alaşa Han’ın kümbezinin kiremitleri kımızla «kısrak sütüyle» yoğurularak yapılmış. İşte bunun için de, Alaşa Han’ın kümbezinin kiremitleri ve duvarı bütün bakımsızlıklara rağmen bugüne kadar dayanabilmiş. Alaşa Han kümbezindeki kiremitler ile onun duvarının dayanıklığı dikkati çekmiş. Onun için de ilmi tetkikler yapılmıştır. Neticede onun kiremit ve duvar kerpiçlerinin kısrak sütüyle yoğurularak yapıldığı anlaşılmıştır»
ALAŞ sözüyle ilgili ve çok dikkate değer başka bir husus da, bundan birkaç sene evvel Kazakistan’ın İLE havzasındaki Karkaralı civarında bulunmuş olan 1.90 cm. boyundaki taştır. Belirtildiğine göre, adı geçen taşın üzerinde Orkun alfabesiyle yazılmış yazı varmış. Yazıyı okuyan Kazak SSR İlim Akademisinin üyesi tanınmış Kazak Türkü tarihçisi G.G. Musabayoğlu’nun izahına göre, yazıda söyle denilmekte: “Kağan Altı Börig Alaş”
Yine, Kazak Türkü ilim adamlarından Altay Amancoloğlu’nun belirttiğine göre, İLE nehrinin kıyısındaki Ketpentav «Ketpendağ» tepesinin kuzey tarafinda, 1964 senesinin sonbaharında üç ayri yerdenüzerinde eski zamanlarda yazılmış yazı olan taşlar bulunmuş. Onlar tetkik edilince, yazıların V. VIl. asırlar arasındaki Türk boylarının adı olduğu anlaşılmış. Mesela onda, Türkmen kabilelerinden Arsar, Saların adı ve «ALAŞ» adı yazılıymış. Anlaşılıyor ki, ALAŞ sözü tek Kazak Türklerine ait ve son zamanlarda ortaya çıkmış bir mefhum değil. ALAŞ sözü bütün Türk boylarına ait tarihi maziye sahiptir. Öyle olmamış olsaydı, İLE havzasındaki Ketpentav ve Karkarali de bulunmuş olan tarihi taşlar üzerine ALAŞ adı bundan asırlar evvel yazılmamış olurdu.
Kaynak: ALAŞ Türkistan Türklerinin Milli Parolası/ Doğu Türkistan Kazak Türklerinden Hasan Oraltay/ Büyük Türkeli Yayınları 1973-İstanbul / sayfa: 17-18-19-20
Sınır Ötesi Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.