Balkanlar’da Sağlık: Üç Ülke, Tek Hastalık

Balkanlar’da Sağlık: Üç Ülke, Tek Hastalık
(Dr. Devrim Sukla – Batı Trakya) Son yıllarda Türkiye’de, Yunanistan’da ve Bulgaristan’da giderek artan bir şekilde tartışılan bir konu var: Sağlık sistemlerinin çökme eşiğine gelmesi. Hastanelerde artan bekleme süreleri, hekime erişim güçlüğü, nitelikli sağlık çalışanlarının yurt dışına göçü ve kamu sağlık harcamalarının yetersizliği sadece bir ülkenin değil, bölgesel bir salgının belirtileri.
Bu bir enfeksiyon değil. Bu, yönetim eksikliği, beyin göçü ve popülist sağlık politikalarının neden olduğu yapısal bir hastalık.
Doktorlar Gidiyor, Hastalar Kalıyor
Bulgaristan’da 2024 itibariyle tıp fakültesi mezunlarının %65’i Almanya, Avusturya ve Hollanda gibi ülkelere gitmeyi planlıyor. Yunanistan’da her 3 doktordan biri başka bir ülkede çalışıyor. Türkiye’de ise her yıl binlerce genç hekim, “çalışma izni belgesi” almak için başvuru yapıyor.
Bu üç ülke, kendi iç eğitim kaynaklarıyla Batı Avrupa’ya “sağlık beyin gücü” ihraç ederken, kırsal bölgelerde bir pratisyen bulmak bile lüks haline geldi.
Sağlıkta Ortak Tehdit: Nüfusun Yaşlanması
Türkiye hâlâ görece genç bir nüfusa sahip olsa da yaş ortalaması hızla yükseliyor. Bulgaristan ve Yunanistan’da ise emekli nüfus, çalışan nüfusu zorluyor. Bu üç ülkenin sağlık sistemleri, kronik hastalıklar ve yaşlı bakım hizmetleri gibi yüksek maliyetli alanlarda giderek daha kırılgan hale geliyor.
Geleneksel aile yapısının çözülmesi, bakım hizmetlerinin profesyonelleşmesini zorunlu kılıyor. Ancak bu hizmetler için gereken insan kaynağı ve mali destek eksik.
Ortak Sorunlara Ortak Çözümler Mümkün mü?
Neden olmasın?
Türkiye’nin sağlık altyapı yatırımları ve dijital sağlık uygulamaları, Bulgaristan ve Yunanistan’a örnek olabilir.
Yunanistan’ın aile hekimliği modeli, Türkiye’ye entegrasyon açısından dersler sunabilir.
Bulgaristan’ın eczacılık ve koruyucu hekimlikteki bazı sistemleri, bölgesel uyum açısından dikkate değer.
Üç ülke, ortak bir “Balkan Sağlık İşbirliği Mekanizması” kurarak, bilgi ve hekim değişimi, ortak dijital sistemler, bölgesel aşı ve salgın takibi gibi alanlarda birlikte hareket edebilir.
Sağlık, Millî Sınır Tanımaz
Bugün Edirne’de bir doktorun tedavi ettiği hastalık, yarın Kırcaali’de, ertesi gün Dedeağaç’ta yeniden karşımıza çıkabilir. Mikroplar milliyet sormaz; sağlık politikaları da sınır ötesi düşünmeyi gerektirir.
Eğer bizler, Balkan coğrafyasını sadece politik değil, biyolojik bir ekosistem olarak da görmeyi başarabilirsek, daha dirençli, daha adil ve daha insani bir sağlık yapısı inşa edebiliriz.
“Bir ulusun sağlığı, komşularının sağlığından bağımsız değildir.”
About Author
Sınır Ötesi Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
Balkan coğrafyasında sağlık sistemlerimizin bugün ulaştığı nokta, yalnızca tek bir ülkenin değil, tarihten gelen ortak kaderimizin de aynasıdır. Türkiye, Yunanistan ve Bulgaristan’daki hekim göçü, artan bekleme süreleri ve eksik kamu yatırımları, halkımızı sınır ötesi bir riskin gölgesinde bırakıyor. Ne var ki, bu tabloyu sadece eleştiriyle tüketmek yeterli değil; Dr. Devrim Soukla’nın da işaret ettiği gibi, çözümün anahtarı “Balkan Sağlık İşbirliği Mekanizması”nda yatıyor.
Ortak dijital altyapılar, hekim ve personel değişimi pratikleri, bölgesel aşı-takip sistemleri gibi somut adımlar; hem maliyetleri paylaşmamıza hem de bilgi birikimimizi pekiştirmemize imkân tanır. Unutulmamalıdır ki, Edirne’de başlayan bir koruyucu hekimlik uygulaması, Kırcaali ve Dedeağaç’ta hastalık yükünü hafifletecek; sınırlarımızın ötesindeki bir başarı, sınırlarımız içindekilerin sağlığını da güçlendirecektir.
Bu bağlamda, Sınır Ötesi Gazetesi olarak çağrımız eşsiz: Sağlık, millî sınır tanımaz; zincirin en zayıf halkası tüm bölgeyi savunmasız bırakır. Gelin, Balkanlar’da ortak akılla örülen güçlü bir sağlık ağı inşa edelim.