Bulgaristan’da Sahte İmam ve Hocalar Skandalı: Halk İsyanda!
- Pavlikeni ve Suhindol belediyelerinde, halkın güvenini suistimal eden sahte imam ve hocaların, yerel halkı dolandırdıkları ortaya çıktı. Bölgedeki imamın şikayetiyle soruşturmada, yaşlı bir kadın ve bir erkek resmi makamlarca verilmiş herhangi belgeleri olmadığı halde ücret karşılığı Kuran ve Mevlit okudukları, muska yazdıklarını, vaaz verdiklerini itiraf ettiler. Bölge halkı, bu dolandırıcıların cezalandırılmasını ve bölgeden uzaklaştırılmasını talep ediyor.
(Haber: Sabri Sabri) Bulgaristan’ın Pavlikeni ve Suhindol belediyelerinde, bir imamın polis müdürlüğüne yaptığı şikayet üzerine soruşturma soruşturması sonrası, sahte imam ve hocaların bulunduğu ortaya çıktı. Yapılan incelemeler sonucunda, Levski kasabasından 79 yaşındaki bir kadın ve Nedan köyünden bir erkeğin, sahte hoca olarak büyücülük yaptığı ve bazı insanları muska öyküsü anlatarak istismar ettiği tespit edildi.
Bulgaristan polisinin resmi makamlarca verilmiş herhangi belgeleri olmadığı halde ücret karşılığı Kuran ve Mevlit okudukları, muska yazdıklarını, vaaz veren kişileri araştırıp haklarında yasal işlem yapacağı öğrenildi.
Kendilerini “imam” ve “hoca” olarak tanıyan bu kişilerin aslında yasal yetkileri olmadığı ve yerel halkı dolandırdıkları belirlendi. Başmüftülük de bu kişinin sahte olduğunu doğruladı. Yerel halk, bu sahtekarların Kur’an-ı Kerim’in gücüyle kara büyüyü bozabileceklerini ve sağlık çözebileceklerini iddia ederek insanları kandırdıklarını belirtiyor.
Yasalara göre, bu tür dolandırıcılık örgütlerinde bulunan kişiler, bir yıla kadar hapis cezası veya 3000 levaya kadar para cezası cezalanrılmasını ön görüyor. Öte yandan Pavlikeni ve Suhindol halkı, bu sahte imam ve hocaların bölgeden tamamen uzaklaştırılması için bir imza kampanyası başlattı.
Bu olay, Bulgaristan’da dini inançların istismarına karşı artan toplumsal bir tepkinin göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Sınır Ötesi Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
Bu olay, Bulgaristan’da dini inançların sömürülmesine karşı artan bir toplumsal tepkiyi yansıtıyor. Sahte imam ve hocaların varlığı, dini otoritenin zayıfladığı veya kontrolün zorlaştığını gösteriyor. Bu tür dolandırıcılık kayıpları, sadece insanların maddi kayıplarına neden kalıyor, aynı zamanda dini inançlara olan güveni de sarsıyor.
Yerel halkın bu kişilere karşı harekete geçmesi ve imza kampanyası başlatılması, toplumun bu türdeki sahtekarlıklara karşı duyarlı ve organize olabileceğini gösteriyor. Yasal yaptırımların yanı, toplumun bilincinin artırılması ve dini otoritelerin sıralı olarak bu tür faaliyetlerine karşı daha etkin bir denetim oranları kurması da önem arz ediyor.
Bu durum, yalnızca Bulgaristan’da değil, tüm dünyada dini inançların korunması ve sahtekarların önlenmesi için daha fazla dikkat ve önlem verilmesi gerektiğini ortaya çıkıyor.