Burak Barlık: “Edirne çok hızlı gelişiyor ama geliştiği hızda da düzenleme hızı görülmüyor.”
Burak Barlık: “Edirne çok hızlı gelişiyor ama geliştiği hızda da düzenleme hızı görülmüyor.”
- Sizi Tanıyabilir Miyiz?
Burak Barlık: 1995 yılından itibaren Edirne’de ikamet etmekteyim. Yunanistan – Gümülcine göçmeniyiz. Baba tarafım Balıkesir – Susurluk’ta doğup, büyümüşler. Lise öğrenimim İngilizce üzerine idi. Daha sonrasında İstanbul Doğuş Üniversitesi İngiliz Dili Edebiyatı bölümünden mezun oldum. Aslında İstanbul’da mezun olduğum okulda da kalmayı düşünmüştüm ama Edirne’de kendi işim ile ilgilenmek istedim. Türkiye şartlarında başka bir yerde çalışmak yerine kendi işini yapabilmek daha büyük avantaj sağlamakta.
- Neden Otelcilik?
Burak Barlık: Palmiye Suites Otel’imizde 1,5 – 2 sene öncesine kadar Palmiye Kız Öğrenci Pansiyonu olarak hizmet veriyorduk. KYK ve yurtlarının artması ile öğrenciye hitap etmek yerine turizm sektörüne hitap etme kararı alarak değişime gittik.
Aslında işletmemizin 25 yıllık bir geçmişi var. Aslında Edirne biz küçükken bu kadar turizme ait bir yer değildi. Daha çok biz farklı şehirleri ziyaret ediyorduk. Türk Lirası karşısında dövizde ki fiyat artışı ve Edirne’deki gelişimin katkılarıyla otelcilik sektörü çok değişti. Aslında her sektörün bir yaşam süresi var. 1996 yıllarından bahsediyorum o zaman Edirne’de pansiyon sayısı azdı. Dönemin özel olarak açılan kız pansiyonlarından biriydik. Son 5 – 6 yıldır Edirne’de pansiyonculuğun artması ile ya sadece tek bir kitleye hitap etmek için fiyatların da çok düşük olması gerekiyordu. 2 seçenekte bize hitap etmediğinden dolayı kendi mülkümüzde bulunan pansiyonumuzu, güzel bir yeniliğe giderek turist kitlesine hitap etme kararı aldık.
- Turizm Açısından Edirne’ye Baktığınızda Nasıl Değerlendiriyorsunuz?
Burak Barlık: 2 yıldır bu sektörde hizmet veriyoruz. Otel anlamında değerlendirecek olursam, gün geçtikçe hizmete giren otel sayısı artmakta. Bu artış aslında olumlu yönde. Şöyle ki bir ilde veya belde de ne kadar fazla otel var ise o kadar fazla rekabet ve talep vardır. Her otelin hizmeti, hitap ettiği kitle ve çalışma portföyü farklıdır. Aslında, bu da büyük bir avantajdır. Bizim işletmemizde 24 odamız bulunuyor. Maksimum 50 – 60 kişilik kapasitemiz mevcut. Otelimizi tercih eden müşterilerimizin sabah kahvaltılarını veriyoruz. Bulgaristan, Yunanistan diğer Balkan ülkelerinden gelen ve Türk misafirlerimizi, sporcu kafilesinden arkadaşlarımızı otelimizde büyük bir memnuniyet ile ağırladık. Tüm misafirlerimizin tekrar ziyaret edeceklerini söyleyerek ayrılmaları bizi mutlu etti. Edirne’nin tanıtımı daha iyi ve farklı şekilde yapılsa şehir olarak daha fazla misafir ağırlayabiliriz. Çünkü İç Anadolu’da yaşayan biri Edirne’yi sadece Selimiye Cami veya tava ciğeri olarak anımsıyor. Onun haricinde kavala kurabiyesinden, Sarayiçi’nden, şehrimizde bulunan çeşitli müzelerden bilgisi yok. Bu tanıtımın yapılmaması aslında yerleşik olan vatandaşı da etkiliyor. Eminim ki Edirne’de yaşayan birçok vatandaş dahi tam olarak tarihi yerleri bilmiyor.
Şehrimiz Osmanlı döneminde Başkentlik yapmış ve ondan önceye dayanan bir tarihçesi de bulunuyor. Edirne’nin en eski halkı, Traklar soyundan Odrisler’in yörede, Meriç ve Tunca ırmaklarının birleştiği bugünkü Edirne’nin bulunduğu yerde bir kent kurmuşlardır. Odrisler’den sonra yöreye egemen olan Makedonyalılar Dönemi’nde kent, büyük bir olasılıkla Odris ya da Odrisia adının değişmesi sonucu, Orestia / Orestas olarak anılmaya başlanmıştır.
İS II. yy’ da Roma İmparatoru Hadrianus, (117-138) Orestia Kasabası’nın stratejik önemi nedeniyle buraya kent statüsü verdi ve kendi adını koydu. Böylece, Roma Dönemi’nde kent Hadrianopolis / Hadrianupolis/Adrianupolis/Adrianapolis adlarıyla anıldı. Adrianopolis zamanla Adrianople/Adrianopel olarak değişti.
Osmanlı dönemi başlarında Edrinus / Edrune/ Edrinabolu / Endriye diye anıldı. 1476’da yazılan Aşıkpaşazade Tarihi’nde kentin adı Edrene olarak geçer. XVI. yy başlarında kentin Edirne olarak adlandırıldığı görülür. Edirne 1361 yılında I. Murat tarafından fethedilmiş ve İstanbul’un alınışına kadar 88 yıl(1365-1453) boyunca Osmanlı Devleti’nin başkenti olmuştur. İstanbul alındıktan sonra da uzun yıllar padişahlar zamanlarının çoğunu Edirne’de geçirmiş, misafirlerini, konuklarını Edirne’de kabul edip ağırlamışlardır.
Tarihinde çeşitli unvanları hak etmiştir. Edirne, mutluluk dönemlerinde “Der-i Saadet” (Mutluluk Kapısı) bir “Şenlikler Şehri” dır. II. Murad’dan IV. Mehmet’e kadar zafer kutlamaları, sünnet şenlikleri, II. Mehmet’in evlilik törenleri “İstanbul’u kıskandıracak kadar” olduğunu tarih kitaplarından okuyoruz. Edirne tabii ki her dönemde hatırlarda bir “Der-i Saadet” olarak kalmadı. Bu “Serhat Şehri” Evliya Çelebi’nin sözleriyle “Bir İslam Duvan” tarihinde birçok kez felaketle de tanıştı. En fazlada kuşatma ve işgallerden bunaldı. Şenlikleriyle “Mutluluk Kapısı” olarak hatırlanan Edirne’nin yanına “Daima bağrı yanık olan Edirne’yi de koymak gerekir.
Edirne her zaman kültür olaylarının yoğun yaşandığı bir kent olmuştur. Mimari yenilikler bu kentin yapılarıyla gelmiş; hat ve süsleme sanatının en güzel örnekleri burada verilmiş, çok sayıda medresesi yoğun tartışmalara tanık olmuş, tıp tarihine geçen ilk uygulamalar burada başlamıştır.
Kimliğini asıl Osmanlı döneminde bulan ve imparatorluğun ikinci kenti olan Edirne, kültürel mirasımızın en yoğun hissedildiği bir kenttir.
Edime, camileri, çarşıları, köprüleri, tarihi evleriyle ve özellikle de Muhteşem Selimiye ile ülkemize gelenleri ilk karşılayan ve bir sınır kenti olma özelliğini en iyi yansıtan kentimizdir.
Biz sınır şehri olduğumuz için şehrimizin daha fazla gelişmesi gerekmekte. Pansiyonumuzda kalan öğrencilerden duyduğumuz kadarıyla, Edirne öğrenciler içinde güvenilir ve özgür bir şehir. O yüzden öğrenci arkadaşlarımız burasını daha çok tercih ediyorlar. Burada herkes kendi hayatını yaşıyor. Şehrimiz Türkiye üzerinde örnek gösterilebilecek bir şehir.
- Sizin bir Otel İşletmecisi Olarak Edirne’de Gördüğünüz Sorunlar ve Önerebileceğiniz çözüm önerileri var mı?
Burak Barlık: Son dönemde Covid-19 ile ilgili alınan önlemlerle alakalı talihsiz bir olay yaşadık. Henüz çözmüş durumda değiliz. Bazı şeyler işletmelere mal ediliyor. Turist olarak gelen misafirlerimizi test sonuçları ile otelimize almıştık fakat yaz döneminde Almanya’dan gelen bazı vatandaşlara gümrük kapısında test sorulmamış, geldiklerin de biz sorduk. Bizlere de eski HES kodlarını göstermişler bizi de kandırmışlar. Daha sonrasında kontrol edilince gelip bizi suçlu buldular. Bunu yaşayan sadece biz değiliz. Fatura tamamen işletmeye kesiliyor. Covid-19 önlemleri kapsamında tüm sorumluluğun işletmelere bırakılması bizleri zor durumda bırakmıştı. Asıl çözüm olan aşı kartı uygulaması. Covid-19 döneminde otellere gereken desteğin yapılmadığını düşünüyorum. Kahvaltı veremezsiniz diyorlar, vermiyoruz. Daha sonrasında verebilirsiniz ama sadece tabaklarda diyorlar. Asansöre 3 kişi bindirebilirsiniz 4 olmaz diyor, müşterilere bunu anlatmak zor. Müşteri diyor ki bize güvenmiyor musunuz? Biz testle geldik diyorlar. Biz bunun sorgulamasını yapmak zorundayız. Bazen gece geç saatte gelip çok yorgun olduklarını söyleyip bizi sorgulamayın diyenler de oldu. Müşteriyi kırmak istemiyorsunuz fakat bir tarafta kurallar kanunlar var onları da çiğneyemezsiniz. Bu süreçte zorluklar yaşadık fakat şuan yeni kurallar yeni önlemlerle daha iyi durumdayız.
- Nasıl Bir Edirne Hayal Ediyorsunuz?
Burak Barlık: Sınır şehri olarak Edirne’nin daha çok imkana sahip olması gerektiğini hayal ediyorum. Edirne sadece bir AVM’ye girip ya da sadece ciğer yiyip dönülecek bir yer olmaması lazım. Daha iyi tanıtılması açısından daha çok sosyal aktivitelerin yapılması gerektiğini düşünüyorum. Edirne’de gençlerin ve turistlerin ilgi göstereceği sosyal aktivitelerin artması gerekiyor. Edirne’de ulaşım da sıkıntı. Sadece otobüsle ulaşılabiliyor. Tren gelecek dediler, yıllardır gelemedi. Küçük bir havaalanı yapılmadı. Özellikle Karaağaç mahallesine ulaşmak zor. Hava güzel yürüyelim deseniz, köprü kenarlarında ki kaldırımlardan yürümek ciddi anlamda tehlikeli, Hem oradan geçen araçlar, hem de yayalar açısından sıkıntı yaratıyor. Trafik akışında her Cuma ve hafta sonları kaos oluşuyor. Meriç nehri kenarlarında çeşitli büfe – cafelerin olması ilgiyi arttırabilir. Edirne çok hızlı gelişiyor ama geliştiği hızda da düzenleme hızı görülmüyor.
Sınır Ötesi Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.