Edirne’de Terörün Karanlık Yüzü: FETÖ ve PKK Üzerinden Tarihsel Bir Perspektif

• Edirne’de düzenlenen “Terörün Dünü Bugünü” söyleşisinde, emekli Tümgeneral Ali İhsan Gürcihan, terörün sosyolojik boyutlarına dikkat çekerek şeffaflık ve eşitlik eksikliğinin dünya genelinde terörü beslediğini vurguladı. Gürcihan, FETÖ’yü toplumsal gafletin bir sonucu olarak tanımlarken, terörün stratejik boyutlarını ele aldı.

(Haber Merkezi) Edirne’de Balkan Strateji ve Kültürel Araştırmalar Derneği tarafından düzenlenen “Terörün Dünü Bugünü” başlıklı söyleşi, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı binasında gerçekleştirildi. Söyleşinin konuşmacısı emekli Tümgeneral Ali İhsan Gürcihan, terörün tarihsel, sosyolojik ve stratejik boyutlarına dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Gürcihan, terörün dünyada ortak bir tanımının olmadığını, askeri ve siyasi yönlerinden çok sosyolojik etkilerine vurgu yaparak, dünya genelindeki eşitsizliklerin ve şeffaflık eksikliğinin terör örgütlerinin beslendiği zemin olduğunu belirtti. “Şeffaf bir dünyada terörün yeri yoktur” diyen Gürcihan, barıştan savaşa uzanan stratejik döngüyü şöyle ifade etti: “Barıştan savaşa giden bir çember vardır. Bu çember içinde çıkar çatışmaları, stratejik hesaplar ve toplumsal dinamikler yer alır. Terör, bu döngünün ürünü olarak ortaya çıkar ve büyür.”

FETÖ ve PKK Üzerine Çarpıcı Açıklamalar
Ali İhsan Gürcihan, özellikle FETÖ’nün, PKK gibi terör örgütlerinden farklı olmayan bir süreçle geliştiğini ve güçlendiğini söyledi. “FETÖ olayı, toplumsal bir gafletin sonucudur” diyen Gürcihan, örgütün sızma ve iş birliği safhalarına dikkat çekti. FETÖ’nün ilk dönemlerinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin mücadele ettiğini belirten Gürcihan, bu dönemde yapılan hatalara da değindi: “1984’te ‘bunları kazanırız’ diyerek affedilenler, bugün 15 Temmuz noktasına giden yolu açmıştır. Bu gafletin bedelini ağır ödedik.”

Dünya Stratejilerinin Teröre Etkisi
Gürcihan, terörün kapalı kapılar ardında şekillendiğini ve akademilerde stratejik bir ders haline getirildiğini ifade etti. “Dünya eşit değil; herkes bir yerden pay çıkarmaya çalışıyor. Terör, bu çıkar çatışmalarının bir sonucu olarak ortaya çıkıyor” sözleriyle, terörün küresel düzeyde nasıl beslendiğini detaylandırdı.

Sonuç ve Çağrı
Söyleşinin sonunda Gürcihan, terörle mücadelede şeffaflık, toplumsal farkındalık ve eşitliğin önemine vurgu yaparak, bu süreçlerin gelecekte yeniden yaşanmaması için dersler çıkarılması gerektiğini ifade etti. “Barış, ancak stratejik ve toplumsal anlamda köklü değişimlerle mümkün olabilir” diyen Gürcihan, dinleyicilere önemli bir mesaj bıraktı.

Söyleşinin sonunda Gürcihan Paşa, bir anısını paylaşarak Güneydoğu kırsalında karşılaştığı bir olayı anlattı. Bir gün, sırtında zorlukla odun taşıyan bir kadının önünde tespih çekerek yürüyen kocasını gördüğünü söyledi. Paşa, adama dönüp, “Neden karına odunları taşıtıyorsun?” diye sorduğunda, adamın kendisine “Eşeğim yok ki taşıtayım” cevabını verdiğini aktardı. Bu anısını eşinin de bulunduğu bir yemekte anlattığında, eşinin aşırı tepki gösterdiğini belirtti. Paşa, bu hikayeyi Güneydoğu’nun kültürel yapısını, eğitim seviyesindeki eksiklikleri ve medeniyet ölçüsünü vurgulamak için paylaştığını ifade etti.

Söyleşinin soru-cevap kısmında ise Turan Devletleri Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Cengiz Gültekin, IV. Demirel Hükûmeti veya I. Milliyetçi Cephe Hükûmeti hakkında görüşlerini dile getirdi. Gültekin, Süleyman Demirel’in başkanlığında 31 Mart 1975 tarihinde kurulan bu koalisyon hükûmetinin, Adalet Partisi, Millî Selamet Partisi, Cumhuriyetçi Güven Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi’nden oluştuğunu ve 21 Haziran 1977 tarihine kadar görev yaptığını hatırlattı. Bu süreçte alınan istikrar tedbirleri kapsamında TSK’ya ayrılan bütçenin kısıtlanmasının, özellikle 7. ve 8. Kolordu’nun Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde uzun süreli tatbikat yapamamasına yol açtığını söyledi. Gültekin, bu durumun terör örgütlerine yayılma fırsatı sunduğunu vurguladı. Bunun üzerine Gürcihan Paşa, “Bu da etkenlerden birisidir,” diyerek bu görüşe katıldığını ifade etti.