Hatice Demir: “Satranç zekâ sporudur. Bir hamle sonrasını görmek hayatın ta kendisidir. Aslında hayat bir satrançtır! Eğer üç dört hamle sonrasını görebiliyorsan, hayatta çok ileridesin demektir.”

Kendinizi tanıtır mısınız?

Hatice Demir: Edirne doğumluyum. Evliyim, iki çocuk annesiyim. Ev hanımıyım ve boş zamanlarımı sosyal faaliyetlerde bulunarak değerlendiriyorum.

Satranç derneği kurma fikri nasıl ortaya çıktı?

Hatice Demir: Yüksel Yeşil İlköğretim okulunda okul aile birliğinde görev yapıyorum. Burada okul aile birliğinde beraber görev yaptığım Dilek Beştepe bizleri satranca yönlendirdi. Satranç insanların matematiksel zekâsını geliştiren muhteşem bir spor. Edirne’de satranç pek revaçta olan bir beyin sporu değildi ve biz de Dilek hanımla bu işe el atarak Beykent Ortaokullarında ile birlikte ilk kulüpçülük faaliyetimize imza attık. Çocuklarımıza satranç sporu için hocalar bularak bu spora yöneltim yapmaya başladık. Oğlum Emir, yedi yaş kategorisinde Edirne birincisi olunca bu sporun üzerine daha çok düşmeye başladığımı itiraf etmeliyim. Okulumuzda satranç ile ilgilenen Recep Taşkın öğretmenimiz ile birlikte 18 kişilik bir kafile ile ilk kez Türkiye şampiyonasına katıldık. İlk yarışmada Türkiye’deki diğer illere nazaran ne kadar amatör olduğumuzu, diğer illerin bu spora fersah fersah yatırım yaptığını ve bizim çok geride olduğumuzu tecrübe ettik. Edirne’ye döndüğümüzde kulüp fikri zihnimizde iyice oturdu ve il temsilcimiz İlker Sarıtekin Beyefendi ile birlikte kulüp kurmaya karar verdik. Amaç çocukları bir çatı altında toplayarak bu sporda Edirne’yi temsil etmekti. ESEM kulübü 2012’de böyle ortaya çıktı. Zamanla kendimizi oldukça geliştirdik.

Hatice hanım, satrancın çocuklara faydasından kısaca bahsetmenizi rica ediyoruz.

Hatice Demir: Çocuklarımızın fiziksel aktivite kadar zihinsel aktiviteler de yapması gerekiyor. Zihni doğru kullanmayı, yönlendirmeyi bilmek gerekiyor. Satranç zeka sporudur. Bir hamle sonrasını görmek hayatın ta kendisidir. Aslında hayat bir satrançtır! Eğer üç dört hamle sonrasını görebiliyorsan, hayatta çok ileridesin demektir. Satranç, fikir yönetme konusunda, matematik konusunda çok etkili.

Bir Edirneli olarak nasıl bir Edirne hayal ettiğinizi soralım. Şehrimizi daha ileriye götürmek için neler yapmak gerekiyor?

Hatice Demir: Edirne rahat bir şehir elbette. Kadınlar çok özgür. İstediğiniz saatte istediğiniz yerde dolaşmak mümkün ancak kentleşme bakış açımız oldukça kötü. Yollarımız, toplu taşımamız oldukça kötü durumda ama Edirne insanı maalesef ideolojik saiklerle oy vererek, yıllardır aynı yerel yönetimin cefasını çekmemize neden oluyorlar. Edirne insanı hizmet istemiyor, eğer isteselerdi ideolojik saiklerle hareket etmezlerdi. İnsanlar hak ettiğini yaşıyor! Yerel yönetimlerde parti siyaseti yoktur. Olmamalıdır. Hizmet edecek olan, projesi olan seçilmelidir ancak Edirne’de maalesef böyle bir zihin yapısı yok.

Edirne bir turizm kentidir. Açık hava müzesidir ancak tanıtımını yapmak konusunda oldukça aciz durumdayız. Edirne dendiği vakit haberlerde sadece sel felaketi gibi Edirne’ye yakışmayan görüntüler görmek mümkün! Edirne sadece sel felaketi olduğunda, insanlar mağdur olduğunda televizyonlara manşet oluyor. Basına verdiğimiz reklam da malzeme de bu! Edirne’nin güzelliklerini tanıtamıyoruz. Edirne sadece Kırkpınar ya da Kakava şenliklerinden de ibaret değildir. Kültürel birikimimizi yeterince sahip çıkabilsek, burada turist sayısı iki katıya çıkar. Bırakın Edirne’ye gelen turist sayısını arttırmayı, esnaflarımızın olumsuz tavırları yüzünden gelen turistleri de kaçırmaya başladık. İnsanlar Edirne’yi transit geçip, Çorlu, Tekirdağ gibi yerlere gitmeye başladılar. Bu ayıp hepimizin ayıbı. Anadolu’yu gezmiş biri olarak mukayese ederek söylüyorum. Esnafımızın hal ve tavırları Türkiye’nin diğer yerlerine nazaran oldukça eksik ve sunum konusunda çok geride. Özetle, insanlar hak ettiği şekilde yönetilir ve yaşar…