Marteniçka (Bahar Bayramı) Efsanesi, Neden Kırmızı ve Beyaz? İşte tüm ayrıntıları ile Baba Marta
Marteniçka (Bahar Bayramı) Efsanesi, Neden Kırmızı ve Beyaz? İşte tüm ayrıntıları ile Baba Marta
Efsaneye göre ilk Marteniçka Han Asparuh’un eşi Ahinora tarafından yapılmıştır. Ahinora sevgilisini uzun süre bekledikten sonra, kırmızı ve beyaz ipten yaptığı küçük halkayı bir kırlangıcın bacağına bağlar. Amacı uzaklarda olan eşi Han Asparuh’a sağlık ve sevgi mesajı iletmektir.
Bu eski pagan geleneği, Romanya’da biraz değiştirilmiş olsa da yine de bir Bulgaristan geleneği olarak kabul edilir. Romanya’da Marteniçka yâ “Marcisor” denilir ve sadece kadınlar tarafından takılır.
Peki, Marteniçka Neyi Simgeler?
Marteniçka, birbirine örülmüş kırmızı ve beyaz ipten yapılır. Kırmızı renk güneşi temsil eder ve güneşin gücüne sahip olduğuna inanılır. Ayrıca kırmızı rengin insanlara canlılık verdiğini de söylenmektedir. Beyaz ise saflığı, masumiyeti ve neşeyi simgeler. Beyaz rengin, Bulgaristan geleneklerinde güzelliği de simgelediği bilinmektedir. Marteniçka insanların bereketli, sağlıklı, sevgi dolu bir yıl geçirmeleri için birbirlerine hediye ettikleri bilekliktir.
Marteniçka, Ne Zaman Takılır? Ne Zaman Çıkartılır?
1 Mart tarihinde takılan Marteniçka, ne geç 25 Mart tarihinde çıkartılır. Bu süre zarfında bir leylek, kırlangıç, guguk kuşu ya da çiçeği açmış bir ağaç görüldüğünde çıkartılabilir. Birçok kişi kolundan çıkarttıkları Marteniçkaları ya çiçeği açmış bir ağacın dalına bağlar ya da bir taşın altına saklar ve böylelikle dileklerinin gerçek olacağına inanır.
Birçok Kişinin Bilmediği Gelenekler.
Troya bölgesinde gün doğumundan hemen önce, her evin kapı kilitlerine, meyve ağaçlarının dallarına, sığırların boynuzlarına kırmızı ip bağlanır. Haskovo bölgesinde sabahın erken saatlerinde büyükanneler kırmızı ve beyaz renkli elbiseler giyer ve evdeki çocukların bileklerine Marteniçka bağlar. Razgrad (Deliorman) bölgesinde ise, sabah güneş doğarken ev hanımları bahçedeki meyve ağaçlarından birine kırmızı bez bağlar.
UNESCO Tarafından 2017 Yılında Kültürel Miras Listesine Alındı.
Baba Marta 2017 yılında Bulgaristan, Romanya, Moldova ve Kuzey Makedonya’dan ortak bir aday olarak UNESCO insanlığın somut olmayan kültürel mirası listesine kaydedildi.
Başka bir anlatıma göre ise;
Baharın gelişi, dünya üzerinde her kültürde binyıllardır kutlanıyor…
Farklı isimlerle farklı tarihlerde olsa da, kutlamalar hep aynı sevinçle ve coşkuyla…
Sümer’de, çoban tanrısı Dumuzi (Tammuz /Temmuz) göçtüğü yeraltı dünyasından 21 Mart’ta yeryüzüne çıkarak, aşk tanrıçası İnanna ile buluştuğu gün doğa canlanır ve bahar bayramı şenlikleri başlatılırdı. Birleşmenin şerefine tapınaklarda büyük törenler yapılır, hayatın bu sayede devam edeceğine, refahın ve bolluğun artacağına inanılırdı.
Sümerlerden sonra gelen her uygarlık, ilkbahar ile İnanna ve Dumuzi buluşmasını kendi takvimine göre belirlemiş, ayrı ayrı isimler vermişler.
Nevruz, Paskalya, Hamursuz, Hıdrellez, bayramlarının birbirlerine çok yakın tarihlere denk gelmesi bir rastlantı değil, hepsi baharı kutlama geleneğinin uzantısı…
Ve Paganların Beltane, Ortodoksların Aya Yorgi, Katoliklerin St. George günü olarak adlandırdıkları bayramlar…
Toprağın ısınmasının, doğanın uyanışının, kış boyu iç dünyalarına çekilen ağaçların dallarına, yeniden can suyunun yürümesinin, bolluk ve bereket için edilen duaların, tutulan dileklerin bayramları…
Bu bayramlardan ilki ise her yıl 1 Mart’tan itibaren, mutlaka kırmızı/beyaz iplerle yapılan bileklikleri, evlere, ağaçlara asılan yünden bebekleriyle… Marteniçka ya da Martenitsa… Kırmızı renk kanı, sağlığı, canlılığı, hayatı temsil ederken, erkek figür ile sembolize edilir. Beyaz renk ile ise huzuru, mutluluğu, saflığı temsil eden, kadın figürü ile anlatılır. Marteniçka takmak da baharın gelişini kutlayan, kutsayan bir Bulgar âdetidir. Eski bir pagan geleneğinin günümüze neredeyse hiç bozulmadan ulaşmış şeklidir…
Kış bitmiştir artık ve bahar kapıdadır.
“Bulgaristan da yaşayan Türkler, birçok geleneklerine Bulgarların da eşlik etmesini sağladıkları gibi, Bulgaristan’daki bazı gelenekleri de Türkler yaşar olmuş zamanla. Hıdrellez şenlikleri Türklerin geleneğine göre yapılırken, baharın müjdecisi marteniçkalar da Bulgaristan’da yaşayan herkeste bahar esintisi getirir. Aynen bizim mavi boncuğumuz gibi, Marteniçka da öyledir. İki millet de kullanır.
Başka Hristiyan ülkede olmayıp, sadece Bulgaristan’a özgü bir ritüel de 1 Martta takılan marteniçkalardır mesela. Türk, Bulgar, çingene demeden herkeste aynı coşkuyu başlatır.”
Baharın gelişini kutlamak amacıyla havada ilk leyleği görene kadar bileğe bağlanan bileklikler daha sonra dilek tutularak meyve veren bir ağacın çiçek açmış dalına asılır.
Marteniçkalar satın alınamaz, sadece hediye edilebilir.
20 ve 27 Şubat’ta cemrelerin önce havaya sonra suya düşmesiyle başlayan uyanış sürecini, şimdi Marteniçka ile kutlarken, 5 Mart’ta toprağa düşmesiyle kır çiçekleri de coşmaya başlayacak.
Sınır Ötesi Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.