Türk Milliyetçiliğinin ve Turan Sevdasının Derin Anlamı
Gerçek lider, zirveye yalnız çıkan değil, inananlarıyla birlikte oraya yürüyendir.
Galip Erdem’in sesi, dağın zirvesinde değil; unuttuğumuz eteklerde yankılanıyor.

- Türk milliyetçiliğinin fikir öncülerinden Galip Erdem’in “Biz davayı değil, kendimizi zirveye çıkartmışız” sözü, yıllar geçse de dava ruhunu unutanlara bir uyarı olarak yankılanıyor.
Türk düşünce dünyasında bilgelik, ironi ve derin özeleştiriyle anılan Galip Erdem, bir cümleyle bir nesle aynayı tutmuştu:
“Bizler davayı Ağrı Dağı’nın zirvesine çıkaracaktık… ama davayı eteklerde unuttuk.”
Erdem’in bu sözü, bir devrin ruhunu anlatır. Dava uğruna yola çıkanların zamanla kendi menfaatlerini, övgü ve makam arzusunu davanın önüne koymalarına karşı bir sitemdir. Türk milliyetçiliği, yalnız bir kimlik değil, bir ahlak ölçüsüdür; o ölçüyü yitirenin çıktığı zirve, artık bir dağ değil, kendi benliğinin yıkıntısıdır.
Bugün Galip Erdem’in bu cümlesi, yalnız geçmişin muhasebesi değil, bugünün milliyetçilerine de bir çağrıdır:
Erdem, “dava insanı” olmanın kibirden arınmış, topluma adanmış bir yolculuk olduğunu hatırlatır. Gerçek zafer, kendini değil, milleti yüceltmektir.
Zirveye çıkan insan, bazen manzarayı görmekten kör olur.
Asıl erdem, tepeye varmak değil, emaneti taşımaktır.
About Author
Sınır Ötesi Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.