MHP Edirne İl Başkanı Av. Süleyman Ferhatoğlu: ‘’Biz Atatürkçü ve Türk Milliyetçisi Partiyiz, seçimlere tek başımıza giriyoruz’’
MHP Edirne İl Başkanı Av. Süleyman Ferhatoğlu: ‘’Biz Atatürkçü ve Türk Milliyetçisi Partiyiz, seçimlere tek başımıza giriyoruz’’
►Yerel Seçimler için Sınır Ötesi Gazetesi’ne açıklamada bulunan MHP Edirne İl Başkanı Av. Süleyman Ferhatoğlu Edirne il ve ilçeleri bazında yerel seçimlere tek başımıza, kimse ile koalisyon yapmadan, hatta başka partiler gibi kimseden destek beklemeden, biz sandıkta birleşeceğiz demeden girmek için hazırlıklarımızı yapıyorduk. Bu gün İYİ Parti Kurucular Kurulu ve GİK Üyesi ve finansörü Reşat Erdoğan dahi partiden İstifa ettiğini açıklamıştır. İYİ Parti’deki sürecin “ülkücülerle, gerçek Türk Milliyetçileri ile karşı karşıya gelmek” üzere kurgulandığını savunmuştur. Edirne halkının da bu gerçeğin farkına vardığına eminim dedi. “Edirne’de mevcut yerel yönetim ile devam ettiği sürece ne uzar, ne kısalır. Yolların durumu ortada, altyapının durumu ortada. İnsanlar araç park edecek yer bulamıyorlar, yollar da çukurdan geçilmiyor, engelli birey tek başına evinden çıkıp sosyal hayata karışamıyor. Engelli bireyler kaldırımları kullanamıyor, hatta sağlıklı bireyler dahi kullanamıyorYağmur yağdığında bütün insanlar rezil oluyor. Demem o ki en basit şehir yapılanması bile burada hakkıyla yerine getirilmiyor. .” şeklinde konuştu. Edirne’de yerel yönetimlerde söz sahibi olunca gerekli devlet desteğini rahatlıkla alabileceklerini de belirtti.
Milliyetçi Hareket Partisi Edine İl Başkanı Av. Süleyman Ferhatoğlu, MHP’nin yerel seçimlere tek başına gireceğini açıkladı. MHP’nin gücünü milletten, itibarını da ecdadından aldığını dile getiren Ferhatoğlu, ‘’Dik başlıyız, tok başlıyız. Özümüz birdir, aldatma nedir bilmeyiz, çünkü Milliyetçi Hareket Partisiyiz ve verdiğimiz sözü unutmayız. Maalesef ülkenin ve milletin bekası için gösterdiğimiz iyi niyeti birtakım kişi ve kurumlar görmek istemiyor, suiistimal ediyor.” dedi. Ak Parti’yi kastederek, “Bu kimseler hala kendi bildikleri yolda gitmek istiyorlar. Ama bizim yolumuz Türk milliyetçiliği yoludur, bu ulus milliyetçiliği yolunu da Mustafa Kemal Atatürk çizmiştir. Ülkümüz, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine ulaştırmaktır. Yani, hedefimiz diğer ülkelerden gerek ekonomik, gerekse bilimsel açıdan daha üstün ve önde olma yoludur.’’ şeklinde konuştu.
Milliyetçi Hareket Partisi İl Yönetimi olarak Edirne il ve ilçeleri bazında mahalli seçim çalışmalarının sürdüğünü dile getiren Av. Ferhatoğlu: ‘’Biz zaten MHP Edirne İl ve İlçe yönetimleri olarak yerel seçimlere tek başımıza, kimse ile koalisyon yapmadan, hatta başka partiler gibi kimseden destek beklemeden, biz sandıkta birleşeceğiz demeden girmek için hazırlıklarımızı yapıyorduk. Edirne il ve ilçelerimizde birçok belediye başkanı, belediye meclis üyesi ve il genel meclis üyesi aday adaylarımız hazır. Partimizin resmi seçim takvimi açıklanır açıklanmaz başvurularını yapacaklar. Bizim adaylarımız dürüst ve haklarında şaibesi bulunmayan Edirne’nin sorunlarına çözümleri ile vakıf kişiler. Şunu iddia ediyorum ki en iyi ve en dürüst adaylar bizim aday adaylarımız. En şeffaf belediye meclisini, il genel meclisini bizim adaylarımız oluşturacak. Bizim amacımız Allah yolunda Edirne’ye, Edirne insanına hizmet etmek. Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin ‘ittifak yapılmayacak’ açıklamasından sonra ümit ediyorum ki Edirne’de Milliyetçi Hareket Partisi kendi küllerinden doğacaktır. Edirneliler gerçek Atatürkçü arıyor onun için bizim partimizi tercih edeceklerdir. MHP olarak Atatürk’ün izinden giden, Türk Milliyetçisi bir partiyiz. Dolayısı ile Belediye Başkanı ve Belediye Meclis Üyesi seçimlerinde tercih edileceğiz.’’
Öğrenci andı ile ilgili tartışmalar hakkında da açıklamalar yapan Av. Ferhatoğlu, Danıştay’ın aldığı karar ve sonrasında yaşananlar ile ilgili şunları söyledi:
‘’Anlayamadığımız bir şey var. Türk Eğitim Sendikası’nın açtığı dava sonucunda mahkeme doğru kararı verdi ve şu andan itibaren andımızın okutulması gerekiyor. Rahip Brunson hakkında vicdanları yaralayan bir mahkeme kararı çıktığında bu bir mahkeme kararıdır diyerek mevzuyu geçiştirenler, ‘Öğrenci Andı‘ konusunda alınan mahkemenin kararı söz konusu olduğunda tanımadıklarını söylüyorlar. Öyleyse biz de diyoruz ki ‘Öğrenci andı’ da bizim kırmızıçizgimizdir… Yine Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin Bekir Bozdağ hakkında söylediği bütün sözlerin arkasındayız. Bizler Türklüğümüzden gocunmuyoruz. Andımız, ‘Türküm, Doğruyum, Çalışkanım’ diye başlıyor. Bunun neresi yanlış? Milliyetçi Hareket Partisi Irkçılıkla suçlanacak en son partidir. Andımızda kastedilen Türklük bir ırkın değil ulusun sıfatlandırılmasıdır. Öğrenci andımızın ırkçılık ile herhangi bir ilgisi yoktur.’’
► Türk Milliyetçiliğini Tarif Etmenizi İstesek Ne Söylersiniz?
Av. Süleyman Ferhatoğlu: Allah yolunda Türk Milletinin lehine çalışmak, Türk Milletini bütün dünyada hakim kılmak, Turan hedefine uygun bir şekilde mücadele etmek amaçlarının tümüne Türk Milliyetçiliği diyebiliriz. Türk insanının refah içinde üstün teknolojinin nimetlerinden yararlanarak yaşam seviyesine ulaşmak için Türk Milliyetçileri olarak ölene değin bu uğurda mücadele edeceğiz. Türk Milliyetçiliği laf ile olmaz. Ben vatanımı, milletimi, bayrağımı seviyorum demekle olmaz. Bunları uygulayacaksın. Nasıl mı, vatanını seviyorsan, yaptığın her işte önce vatanını düşüneceksin, kazandığın her paradan kaçırmadan vergini vereceksin. Yaptığın işin en iyisini yapacaksın, önce kendi kapının önünü süpüreceksin. Milletini ırk ayrımı yapmadan seveceksin. Biz Laz’ı, Çerkez’i, Arnavut’u, Kürt’ü, ….. 72 milleti ile bir bütünüz. Biz Türk Milletiyiz. Komşumuzun üzüntüsü ile üzülüp, sevinci ile sevindiğimiz gibi Özbekistan, Kazakistan veya diğer Türk Devletleri ile özerk Türk Cumhuriyetlerinde yaşayan insanların duygularını endişe ve sevinç bağamında paylaşmalıyız, yardımlaşmalıyız. ,Havada uçan kendi uçağımızla, tarlada kendi ürettiğimiz traktörümüzle, terör mücadelesi veya tatbikatlarda kullandığımız kendi ürettiğimiz silahımızla, milyonlarca işçinin çalıştığı teknolojisini yaptığımız kendi fabrikalarımızla gurur duyabiyorsak, tarihimize ve tarihi eserlerimize sahip çıkıyorsak ve bunları yapmak için var gücümüzle çalışıyorsak biz o zaman Türk Milliyetçisiyiz. Türk Bayrağının dalgalandığı her yerde canımız pahasına orayı savunmalıyız. O zaman biz Türk Milliyetçisiyiz. Rengini şehit kanından alan al yıldızlı bayrağımızı başımızın üzerinde taşımak bizim gözümüzde Türk Milliyetçiliğidir. Türk Milliyetçiliği bizim gözümüzde Atatürk’ün çizdiği yoldur.
► Edirne’nin Sorunlarına Dair Çözüm Önerileriniz Nelerdir?
Av. Süleyman Ferhatoğlu: Edirne 20 yıl önce diğer vilayetlerden çok ilerdeydi. Şimdi Anadolu’ya gittiğimiz zaman geri kaldığımızı görüyorum. Bu şehrin yerel yönetimleri maalesef iyi çalışmıyor. Edirne iyi tanıtılmıyor, tarihi eserlerimize bakmıyoruz. Bakmadığımız yetmiyor tanıtmıyoruz da. Tarihi eserlerin hali hepimizin malumu. Bırakın Avrupa’yı Türkiye’de bile Edirne’nin tanıtımı doğru düzgün yapılmıyor. Selimiye UNESCO değeri ama başta Selimiye olmak üzere tarihi eserlerimize yeteri kadar sahip çıkmadığımızı düşünüyorum. Bizim topraklarımız kıymetli ama üzerindeki kıymetli eserlere sahip çıkan yok. Kaleiçi, Karanfiloğlu, Karaağaç gibi semtler ile Eski İstanbul Caddesi gibi bölgeler Edirne’nin gözbebeği. Bununla konuyla alakalı bir rapor hazırlayarak, Kaleiçi’nin sorunları ve getirilecek çözümlere dair kapsamlı bir çalışmaya imza atacağız. Yerel siyasetçiler Edirne’nin sorunları ile alakadar olmuyor.
Edirne’de onarılmayı bekleyen koruma altındaki binalar, zamanın acı kuvvetine mağlup oluyor. Osmanlı İmparatorluğu’na 92 sene başşehirlik yapan, her gün binlerce turistin ziyaret ettiği Edirne’de, birçok tarihî eser bulunuyor. Osmanlı’dan izler taşıyan şehirde, sivil mimarlık örneği 535 yapı bulunurken, ibadethane, idarî binalar, askeriyeler, mezarlıklar, abideler ve kalıntılar olmak üzere toplam bin 355 adet tarihî eser mevcut… Tarihî eser zenginliği bakımından dünyada Floransa’dan sonra 2. sırada yer alan Edirne’mizin, başta Kaleiçi ve Karanfiloğlu semtleri, Eski İstanbul Caddesi olmak üzere birçok mahallesinde bulunan özel mülkiyete ait binalar, koruma altına alındıktan sonra, kendi haline terk edilirken, bazıları da henüz onarımına başlanmadan ağır ağır çöküyor. Gözlemlediklerimi parça parça anlatmaya çalışayım. Sinagog tekrardan yapılırken ve turizme kazandırılırken ciddi eleştiriler gelmişti. Ancak Sinagog sayesinde Edirne’nin turist sayısı yıllık en az 30.000 kişi daha fazla arttı. Edirne’de turizm dendiğinde tarih turizmi ve inanç turizmi akla gelir. Selimiye, Eski Camii, Üç Şerefeli Camii turist çeken yerler. İnsanlar Türkiye’nin çeşitli yerlerinden Edirne’ye gelerek ismini saydığımız camilerde namaz kılıyor, bu vesile ile Edirne’yi geziyorlar. Ancak bu Edirne’ye yetmez. İnanç turizmi açısından bakarsanız sadece camilerimiz ve Sinagoglar üzerinden bir Edirne turizmi yaratmak mümkün değildir. Kiliselerin bunlar kadar rağbet görmediğini de düşündüğümüzde inanç turizminden fazlasına ihtiyacımız var. Eskiden, Türk lirasının değerli olduğu dönemlerde, Türk insanı Bulgaristan ve Yunanistan’a daha rahat gider, oradan tüm ihtiyaçlarını karşılardı. Bugün durum çok farklı. Paramız, Bulgar Levası karşısında bile değer kaybetti. O yüzden bugün Edirne turizmini başta Bulgarlar, sonra Yunanlar ihya ediyor. Yabancı turist olmasa Edirne’deki ekonominin belini doğrultmak mümkün olmaz. Bulgarlar buraya geldikleri zaman, mazot alıyorlar, sigara alıyorlar, her türlü alışverişi yapıyorlar. Eskiden aynı şeyi biz yapıyorduk. Şunu söylemeye çalışıyorum turizm dendiğinde alışveriş ve inanç turizmi akla gelmemeli. Örneğin, Kaleiçi’ndeki evlerin durumunu düşünelim. Turizme kazandırılırsa Edirne için muhteşem olur. Yıkık, dökük, Edirne’ye yakışmayan evler var. Bu evlerin sahipleri bulunsun, devlet bu işe el atsın, valilik ve belediyenin koordineli bir çalışma ile bu evleri turizme kazandırması gerektiğini düşünüyorum. Devlet bu binaları satın da alabilir, 25 yıllığına kiralayıp, işletip, daha sonra sahibine de iade edebilir. Neticede tapu kimin üstüne ise, onda kalacaktır zaten. Bunu ancak devlet yapabilir. Halk ekonomik olarak bu işin altından kalkamaz. Özellikle Kaleiçi’ni çok önemsiyorum. Eskiden Kaleiçi, Edirne’nin en önemli yerleşim yeriydi. O bölgede oturmak bile kolay değildi. Ama bugün insanlar Bankalar durağından öteye geçmiyor. Neden geçsinler? Binalar yıkık, dökük, ahşap binaların yanında çok katlı betondan binalar. Kaleiçi semtimizde ki güvenlik sorunu desen had safhada. Rahatça gezmek mümkün değil. Edirne’nin gözbebeği Kaleiçi’ni hep birlikte bu hale getirdik. Tarihi eserlerin bir an önce yapılıp, ışıklandırılması lazım. O bölgenin trafiğe kapatılması lazım. Üç Şerifeli Çami’nin arka tarafında kalan Karanfiloğlu semtinde de durum aynı. Bu işte para ile olur. Trakya Kalkınma Ajansı herkese para yardımında bulunuyor. Bu kuruma müracaat edilmek suretiyle yardım alınabilir. Edirne’de Kaleiçi’nden daha acil bir sorun var mı? Trakya Kalkınma Ajansı ve çeşitli bakanlıklardan, devletin kurumlarından para yardımı almadan bu sorunu çözmek mümkün değil. Biz mahalli seçimlerde Ak Parti ile yollarımızı ayırdık, hükümette ayırmadık. Gereken desteği alma imkanımız var. Şehrimizin görsel açıdan kötü durumda olduğu ortada. Estetik bir kaygı gidilmiyor şehir yapılanmasında. Sadece bina yapılıyor, sosyal aktivite yapacağınız alanlar oluşturulmuyor. Bu da Edirne’nin gelişmesini engeller.
Biz Türk Milliyetçileri, gerçek Atatürkçüler olarak asla Demirtaş denen haini ziyaret etmeyiz. Edirne insanının daha önce oy verdiği parti ve partili yetkililer gidip Demirtaş’ı ziyarette bulunuyor. Yerel seçimler içinde biz HDP ile sandıkta birleşeceğiz açıklaması yapıyor. Türkiye’yi bölmeye ve yıkmaya çalışan Demirtaş’ı ziyaret edenlere, yerel yönetim seçimlerinde gereken dersi vermesi konusunda Edirnelilere seslenmek istiyorum. Edirneliler bize Belediye seçimlerinde gereken şansı verirlerse Edirne’yi kalkındırmak için elimizden geleni yapacağız.
Edirne bir turizm ve tarım kenti. Öncelikle Edirne’de bulunan tarihi eserlerin aslına uygun olarak onarımı gerekli. Kaleiçi semtinin baştan elden geçirilmesi gerekli. Edirne turizmi sadece il merkezinde ki camileri, tarihi eserleri ile var değil, denizi ile doğası ile dolmenleri ile menhirleri ile bir bütündür. Önümüzde ki günlerde bununla ilgili ayrıntı bir rapor hazırlayıp Ankara’ya gideceğiz. Raporu Genel Başkanımızla birlikte siyasi olarak bize yakın olan Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Mehmet Nuri Ersoy’a sunmayı planlıyoruz. Daha sonra sunduğumuz raporun baz alınarak proje hazırlanmasını sağlayıp takipçisi olacağız. Tabi bütün bunları parti teşkilatımızda ki arkadaşlarımızla birlikte yapacağız. Tarım da Edirne’de ki çiftçilerimizin birçok sorunu var. Her soruna vakıfım. Bu konu ile ilgili de rapor hazırlayıp Genel Başkanımız Devlet Bahçeli ile birlikte Sayın Dr. Bekir Pakdemirli’ ye sunmayı planlıyoruz. Bu raporunda projelendirilip uygulanması aşamalarını takip edeceğiz.
Biraz yerel yönetim sorunlarından da bahsetmek isterim. Edirne mevcut yerel yönetim ile devam ettiği sürece ne uzar, ne kısalır. Yolların durumu ortada, altyapının durumu ortada. İnsanlar araç park edecek yer bulamıyorlar, yollar da çukurdan geçilmiyor. Yağmur yağdığında bütün insanlar rezil oluyor. Demem o ki en basit şehir yapılanması bile burada hakkıyla yerine getirilmiyor. Partimizden Belediye başkanı seçildikten sonra, Belediye Başkanımız makamını siyaset için kullanmayacak, o bütün Edirne halkının belediye başkanı olacak. Her kesim, her çevre ile ilişkisini iyi tutacak, şehre bir şeyler kazandıracak. Mevcut Belediye Başkanı Recep Gürkan’ın amaç Edirne’yi ve Edirne insanını refaha ulaştırmak değil. Birtakım çevrelerin rant elde etmesini sağlamak. Biz Hamdi Sedefçi’nin Edirne Belediye Başkanlığı uygulamalarından muzdariptik, gitmesinden sonra 5 yıl geçti. Bu 5 yıl içerisinde ne değişti Edirne’de? Bir şey değişmediği gibi kötüye gidiş var.
► 24 Haziran Genel Seçimlerinde HDP Edirne’de 10.178 seçmenin oyunu alarak (% 3,68) çıkarırken, Milliyetçi Hareket Partisi 13.955 seçmenin oyunu alarak (%5,05)’e düşürdü. Edirne seçmeni Ak Partisi ile MHP’si ile CHP si ile İYİ Partisi ile Türk Milliyetçisi yapıya sahiptir. Bunun nedenini açıklarmısınız? Nerede hata yaptınız?
Av. Süleyman Ferhatoğlu: Sonuç ortada. MHP Türkiye genelinde oyunu arttırırken Edirne’de kaybetti. Önümüzde yerel seçimler var sadece parti teşkilatları ile değil, üyeleri hatta seçmenleri de seçim çalışmalarına katarak çalışma yapacağız. Edirne’de MHP seçmeni oyunu İYİ partiye ve Ak Partiye verdiği için bizim oyumuz düştü, CHP seçmenin de % 10 oyu İYİ parti ve HDP’ye gittiği için düştü. Edirne’de İyi Partiye oy veren seçmenimizin yanlış tercih yaptığının farkına vardığını görüyorum. Bu gün İYİ Parti Kurucular Kurulu ve GİK Üyesi ve finansörü Reşat Erdoğan dahi partiden İstifa ettiğini açıklamıştır. İYİ Parti’deki sürecin “ülkücülerle, gerçek Türk Milliyetçileri ile karşı karşıya gelmek” üzere kurgulandığını savunmuştur. Reşat Erdoğan, “İYİ Parti, ülkücüleri birbirine düşürecek, bütün değerlerimizin öğütülmesine ve yıpratılmasın sebebiyet verecek çıkmaz bir sokağa girmiştir. Hiçbir amaç, hiçbir hedef, 43 yıllık ülkücülük hukukumdan ve değerlerimden daha önemli ve kıymetli değildir” diye konuşmuştur. İYİ Parti’nin kurulundan bugüne geride bırakılan süreçte “yola çıkılırken ifade ve iddia edilen amaç ve hedeflerin” hiçbirisinin dikkate alınmadığına üzülerek şahit olmuş bulunmaktayım. Eksik ve yanlış olarak iddia ettiğimi ve yeni bir parti kurmamıza da sebep teşkil eden ne kadar husus varsa hiç birisinden ders alınmadığı gibi ziyadesiyle ve misli ile eksiklikler ve yanlışlıklar devam ettirilmiştir.
Beğenmediğimizi söylediğimiz bütün uygulamalar daha fazla ve daha keskin bir şekilde uygulanmıştır. Daha net tavırlar ile ortaya konulması gerektiğini iddia ettiğimiz “Türk milliyetçiliği” fikri, partinin hiçbir politikasında dikkate alınmamıştır. Popülist anlayış parti politikalarının belirlenmesi ve uygulanmasında en belirleyici unsur olmuştur.
İYİ Parti geldiği nokta itibariyle arzu ettiğimiz geniş kitlelere ulaşma şansını yitirmiş, siyaseten kurumsal olarak rekabet edeceğim diye Türk milliyetçileri ve ülkücüleri hedef alır hale gelmiştir. Türk milliyetçileri ve ülkücülere yönelik olarak kullanılan çatışmacı ve dışlayıcı üslup, ortaya konulan tavır ve politikalar hiçbir surette kabul edilelim nitelikte olamaz. Yerel seçimlerde en büyük hedef olarak Mersin ve Manisa Büyükşehir Belediyelerini ve Ankara’da metropol bir ilçeyi kazanmayı hedef olarak gösteren bir anlayışın amacının Türk milliyetçileri ve ülkücüleri çatıştırmak ve buradan da günü kurtarmak olduğu anlaşılmaktadır.
İYİ Parti, yönetim erkinin seçtikleri, tercihleri, kararları ve uygulamalarıyla ülkücü hukukunu zedeleyecek, ülkücüleri birbirine düşürecek, bütün değerlerimizin öğütülmesine ve yıpratılmasına sebebiyet verecek çıkmaz bir sokağa girmiştir. Şunu ifade etmek isterim ki; hiçbir hedef, 43 yıllık ülkücülük hukukumdan ve değerlerimden önemli ve kıymetli değildir.
Bu sebeple, değerlerimizin daha fazla zarar görmesine rıza göstermemek için İYİ Parti Genel İdare Kurulu üyeliğimden ve parti üyeliğimden istifa ediyorum.
Gereğini bilgilerinize sunarım.” demiştir.
Genel seçimlerde aslında sahada en çok çalışan parti bizdik. En erken çalışmaya biz başladık. Fakat bölge insanımız o dönem öyle uygun buldu. Saygılıyız. Seçimden sonra il ve ilçe yönetimleri ile toplantı yaptık. Hatalar masaya yatırıldı şimdi çalışma zamanı inşallah yerel seçimlerde başarılı olacağız. Hatalarımızı biliyoruz bir daha tekrarlamayacağız.
Sınır Ötesi Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.