Sezai Koç: “Avrupa’daki Türkler, Türkiye’de Hem Anlayış Hem de Destek Bekliyor”
- SılaYolu Avrupa Türk Otomobil Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Koç, Avrupa’da yaşayan Türklerin Türkiye’ye döndüklerinde karşılaştıkları zorlukları, gurbetçilerin yaşam koşullarını ve Sıla Yolu üzerinde verilen hizmetleri anlattı. Koç, Türkiye’deki ekonomik zorlukların yalnızca gurbetçileri değil, tüm halkı etkilediğini vurguladı.
- Sezai Koç kimdir? Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Sezai Koç: 1960 doğumlu bir gazeteciyim ve gurbetçi bir ailenin çocuğuyum. 1972 yılında, aile birleşimiyle Almanya’ya gittim. Eğitimimi Almanya’da tamamladıktan sonra, Avrupa’da yaşayan Türk toplumunun sorunlarına çözüm bulmak amacıyla çalışmalar yapmaya başladım. Şu anda SılaYolu Avrupa Türk Otomobil Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapıyorum. Yaklaşık 40 yıldır, özellikle Sıla Yolu güzergahında yaşayan Türklerin sorunlarına yönelik projeler geliştiriyor ve bu yönde hizmetler sunuyorum.
- SılaYolu Avrupa Türk Otomobil Kulübü olarak hangi projeleri yürütüyorsunuz?
Sezai Koç: Sıla Yolu güzergahında karşılaşılan sorunlara odaklanıyoruz. Örneğin, yolda kalan veya sağlık sorunları yaşayan vatandaşlarımıza ambulans gönderiyor, dil problemi yaşayanlara tercüman sağlıyoruz. Ayrıca, araçları bozulanlara tamir hizmeti sunuyoruz. Bu sosyal yardımlar, 26 yıldır devam ediyor. Bunun yanı sıra, her yıl düzenli olarak anketler yaparak Türk vatandaşlarının karşılaştığı sorunları belirliyor ve bu sorunları raporlaştırarak ilgili makamlara sunuyoruz. Kapıkule ve diğer sınır kapılarında yapılan iyileştirmelerde de bu çalışmalarımızın büyük katkısı oldu.
- Avrupa’da yaşayan Türkler neden kendilerini tam olarak ‘evinde’ hissedemiyor?
Sezai Koç: Maalesef, Avrupa’daki Türklerin üzerinde hala bir “gurbetçi” damgası var. 63 yıldır Avrupa’da yaşıyoruz ve artık burada yaşayan insanlar olarak kabul edilmemiz gerekiyor. Ancak, hem Avrupa’da hem de Türkiye’de bu kimlik karmaşası devam ediyor. Özellikle son yıllarda, Avrupa Türklerine karşı olumsuz bir algı oluşmaya başladı. Seçimlerden sonra bu durum daha da belirgin hale geldi. Avrupa’daki Türklerin oylarının Türkiye’deki seçimlere etkisi abartılıyor ve bu durum bizlere karşı bir önyargı oluşturuyor. Oysa, Avrupa’da yaşayan Türklerin oyları Türkiye’deki seçim sonuçlarını tek başına belirleyemez.
- Avrupa‘da para kazanmak kolay mı? Türk vatandaşları gurbet ellerde nasıl bir hayat sürüyor?
Sezai Koç: Avrupa’da para kazanmak hiç de kolay değil. Bizler burada çok güç şartlar altında çalışıyoruz. Bir yıl boyunca büyük fedakarlıklarla kazandığımız para, sadece bir ay vatan hasreti gidermeye yetiyor. O bir ay içinde de eş, dost ve akrabalarımızı ziyaret etmeye çalışıyoruz. Ancak, Türkiye’ye geldiğimizde burada kazandığımız paranın değerini pek anlamıyorlar. Özellikle son yıllarda, Avrupa’da kazanılan paranın Türkiye’de çok fazla gibi algılanması, bizleri rahatsız ediyor. Oysa, burada kazandığımız para, Avrupa’daki yaşam şartlarına göre değerlendirildiğinde, hayatta kalmak için zorunlu olan harcamalarla zaten eriyip gidiyor. Türkiye’ye geldiğimizde de bu parayı dikkatlice harcamak zorundayız. Fakat, ne yazık ki, bu gerçek pek bilinmiyor ve bizi “zengin gurbetçi” olarak görmekten vazgeçmiyorlar.
- Bir diğer önemli konu ise, Avrupa’da yaşayan gurbetçilerin, yaşadıkları ülkenin dili ve o dilin mantığına adapte olmalarıdır. Almanya’dan gelen bir birey, Türkiye’de Türkçe konuşsa da, aslında önce Almanca düşünüp sonra Türkçe konuştuğu için iletişimde sıkıntılar yaşayabiliyor. Bu durum, gurbetçilerin Türkiye’deki günlük yaşamla uyum sağlamalarını zorlaştırıyor. Ayrıca, Türkiye’deki genel ekonomik zorluklar sadece gurbetçileri değil, ülkede yaşayan herkesi etkiliyor. Türkiye’deki yaşam şartları, yurt dışından gelenler için olduğu kadar, ülkede yaşayan vatandaşlar için de zorlayıcı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Sezai Koç: Evet, bu çok önemli bir konu. Avrupa’da uzun yıllar yaşayan gurbetçiler, bulundukları ülkenin diline ve kültürüne ister istemez adapte oluyorlar. Almanya’dan gelen bir birey, burada Türkçe konuşsa da, düşünme şekli çoğu zaman Almanca üzerinden oluyor. Bu durum, iletişimde bazı sıkıntılara neden olabiliyor ve gurbetçilerin Türkiye’deki günlük yaşama uyum sağlamalarını zorlaştırıyor. Ancak şunu da unutmamak gerekir ki, Türkiye’deki ekonomik zorluklar sadece gurbetçilerle sınırlı değil; ülkede yaşayan herkes bu zorlukları yaşıyor. Türkiye’nin mevcut ekonomik durumu, ister yurt dışında yaşasın, ister burada, tüm vatandaşları etkiliyor. Herkes, bu zorluklarla başa çıkmak için mücadele ediyor. Biz gurbetçiler de, Türkiye’ye geldiğimizde bu zorluklarla karşılaşıyoruz ve bu durum bazen bizi hayal kırıklığına uğratıyor. Ancak önemli olan, bu zorlukların farkında olup, birlikte çözüm yolları aramaktır.
- Edirne’yi bir gurbetçi gözüyle değerlendirir misiniz?
Sezai Koç: Edirne, 1361 yılında I. Murat tarafından fethedilmiş ve İstanbul’un alınışına kadar 88 yıl (1365-1453) boyunca Osmanlı Devleti’ne başkentlik yapmıştır. Tarihi ve kültürel açıdan çok önemli bir şehir. Ben Edirne’ye aşık bir insanım. Ancak son yıllarda Edirne’de bazı olumsuzluklar yaşadık. Özellikle gurbetçilere karşı oluşan önyargılar bizi çok üzüyor. Örneğin, lokantaya girdiğimizde, fiyatların yüksek olduğunu görüyoruz. Edirne’ye gelen gurbetçilere, Avrupa’da kazandıkları paraya göre muamele yapılıyor. Bunun yanında, çarşıda cepçilik ve Kapıkule’de bayrak satıcıları gibi sorunlar var. Ayrıca, tuvalet ve otopark gibi temel ihtiyaçların yeterince karşılanmadığını görüyoruz. Bu sorunlar çözülürse, Edirne’ye gelen gurbetçilerin sayısı artacaktır.
- Sıla Yolu üzerindeki çalışmalarınız ve bu çalışmaların Türk toplumuna etkileri hakkında ne söyleyebilirsiniz?
Sezai Koç: Sıla Yolu üzerindeki çalışmalarımız, Türk toplumuna büyük katkı sağladı. Öncelikle, yalnızlık hissini azaltarak vatandaşlarımızın yanında olduğumuzu hissettirdik. Yolda kalanlara, sağlık sorunları yaşayanlara ve dil problemi olanlara yardım ettik. Bu yardımlar sayesinde, Sıla Yolu güzergahındaki Türkler daha güvenli bir seyahat deneyimi yaşadılar. Ayrıca, Kapıkule ve diğer sınır kapılarında yapılan iyileştirmeler de bu çalışmalarımızın bir sonucudur. Toplumun bilinçlenmesi için yaptığımız anketler ve raporlar, Türk toplumunun sorunlarının daha iyi anlaşılmasını sağladı ve bu sorunlara yönelik çözümler geliştirilmesine katkıda bulundu.
- Avrupa’daki Türk toplumunun geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sezai Koç: Avrupa’daki Türk toplumunun geleceği için umutluyum. Ancak, toplumsal bilinçlenme ve destek ağlarının güçlendirilmesi gerekiyor. Bizim projelerimiz, Türk toplumu arasında dayanışma ve destek sağlıyor. Bu projeler sayesinde, yalnızlık hissi azalıyor ve topluluk içinde güven pekişiyor. Gelecekte de bu tür projelerle Avrupa’daki Türk toplumunun daha güçlü ve birlik içinde olacağına inanıyorum.
Sınır Ötesi Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
Avrupa’da yaşayan Türk kardeşlerimizin karşılaştığı zorlukları ve Türkiye’ye döndüklerinde yaşadıkları deneyimleri ele aldık. Sezai Koç’un değerli görüşleriyle gurbetçilerin sesini duyurmak istiyoruz. Bu röportaj, hem Türkiye’de hem de yurt dışında yaşayan tüm vatandaşlarımız için önemli. Röportajı okuduktan sonra görüşlerinizi paylaşmayı unutmayın! Birlikte daha güçlü olabiliriz.