Antepli Mehmet Demir: “Edirne sanayi sitesi adeta sıkıntılar yumağı.”
Antepli Mehmet Demir: “Edirne sanayi sitesi adeta sıkıntılar yumağı.”
- Kendinizi tanıtır mısınız?
Mehmet Demir: Gaziantep’te doğdum, bir yaşında iken Edirne’ye geldim. 1969’dan beri Edirne’deyim. Evliyim, iki oğlum var. Böyle bakarsak doğma büyüme Edirneli sayılırım. Biri bana nerelisin dediğinde Edirneliyim diyorum. Babamın mezarı burada, evliliğim buradan. Çocuklarım burada evlendi. Ben ve ailem her yönüyle Edirne’yi sahiplendik. Sanayide altı adet dükkanımız var. Hurda, parça; eski ve yeni, tamir ve rektifiye alanlarında Edirne’ye hizmet veriyoruz.
- Şu an çalıştığınız sektöre nasıl girdiniz?
Antepli Mehmet Demir: Antepli Ali lakabı ile tanınan Babam Edirne’ye geldiği vakit bir dönem lahmacun fırını işletmiş. Buradan edindiği sermaye ile otobüs işine girmiş. Albayrak turizm ile yurtdışına hizmet eden bir otobüs yazıhanesi açıyor. Işık Otel’in karşısındaki binanın alt katında otobüs yazıhanesi açıyor, daha sonraları Ecevit iktidarı döneminde otobüslere mecburi giriş istenince, araçlar yeterli yolcuyu bulamadığı için zarar etmeye başlıyorlar ve otobüsçülüğü bırakıyor. Otobüsleri satarak, hurda demir işine girip, demir fabrikalarına demir satmaya başlıyor ve böylelikle hurdacılığa adım atıyor. Daha sonra otomobil hurdacılığına adım atıyor, bu sektörde kalıcı oluyor ve mesleki serüveninin buraya doğru evrilmesi ile ben de bu işin içerisinde buldum kendimi. Şu anda kardeşim Cevat Devir ile birlikte işlettiğimiz otomobil tamirhanemiz var, sıfır ve yedek parça işi yapıyoruz, şanzıman atölyemiz de mevcut. Aynı zamanda rektifiye atölyemizde de Edirne’ye hizmet veriyoruz. Bu sektörde babam ve oğullar çalışarak önemli bir noktaya geldiğimizi düşünüyorum. İki tane oğlum var. İkisi de üniversite okuyor. Biz de baba oğul bu işi elimizden geldiğince devam ettiriyoruz.
- Çalıştığınız sektörde an itibariyle ne gibi sıkıntılar yaşıyorsunuz? Bununla birlikte Edirne sanayisinde yaşadığınız sıkıntılar var mı? Varsa bizimle paylaşmanızı rica ediyoruz.
Antepli Mehmet Demir: Edirne sanayi sitesi adeta sıkıntılar yumağı. Öncelikle eleman yetişmediğini söylemek gerekiyor. Sanayide eleman yetişmediği için tamir bakım işlerinde gün geçtikçe problemler çıkıyor. Araç sayısı artıyor, iş potansiyeli hızla yükseliyor fakat eleman yetişmiyor. Bu yüzden bazı aksaklıklar yaşıyoruz. Acele çalışmalardan dolayı ustalardan kaynaklı problemler yaşıyoruz. Bununla beraber eli anahtar tutmuş, üç gün çalışmış bir adam gelip iş yeri açıyor ve onun yaptığı hatalar Edirne sanayisinde faaliyet gösteren diğer kaliteli ustalara da yansıyor. Yani en büyük sıkıntı eleman sıkıntısı. Sanayideki sıkıntılardan birisi de dükkanların depo olarak kullanılması. Bu durum iş sahasını daraltıyor. Bu yüzden de dükkan sıkıntısı var. Nüfus her gün artıyor fakat buna bağlı olarak iş sahasının genişlemesi gerekirken burada tam tersi bir durum söz konusu. Sanayi sitemiz 25-30 yıldır aynı. Nüfus artıyor, iş çeşitleri artıyor ama sanayi yerinde sayıyor. Ufak esnaf dükkan bulmakta gerçekten çok zorlanıyor.
Yer ve sanayi sıkıntısı dışında altyapı ile ilgili problemler de mevcut. Sanayimizin arka tarafından geçen ve çevre yolu gibi kullanılan yolda ciddi sıkıntılar oluyor. Oradaki hurdacılar dağınık çalışıyorlar ve demir parçalarını yol üzerinde bırakıyorlar. Çivi ve vidalar yolda kalıyor bu da haliyle müşteri kaybına neden oluyor. İnsanlar araçlarına zarar gelmemesi için bizleri tercih etmiyorlar. O yolun bir an evvel açılıp, temizlenmesi gerekiyor. Adliyenin arkasından sanayiye yol açıldı, yeni bir köprü de yapıldı. Yol açıldığı halde orada birçok müşteri girip çıkmakta zorlanıyor. Belediyeye ait yerler İbrahim Merdin gibi hurdacılar tarafından işgal edilmiş ve bu şekilde kullanmaya devam ediyorlar. Belediye neden buraları işgalcilere bırakır? Neden peşkeş çeker? Anlamak mümkün değil. Yolu açıp, düzenlemek kadar oradaki hurdacıların kaldırılması da önemli.
Valiliğimiz, ‘Hurdacılar Derneği’ ismiyle teşkilatlanan hurdacı arkadaşlara birtakım bağışlarda bulundu. Pres, kesme-biçme aletleri vb. Fakat dernek başkanı bunları şahsına kullandı ve diğer arkadaşlar bunlardan istifade edemediler. Bu hibe edilen aletlerin ortalıkta durması, ortak kullanılması gerekiyor. Herkese bir gün verirsiniz, herkes gerektiği kadar istifade eder. Dernek başkanı bu makine ve cihazları ilk günden beri şahsına kullanıyor. Böyle bir saçmalık olabilir mi? İşgalci bulundukları belediye sahasının içerisinde de bu aletleri kendi tasarruflarına göre kullanmaya devam ediyorlar. Hem işgalciler, hem yardımları şahısları adına kullanıyorlar. Söz konusu derneğin faaliyeti yok, hurdacılara faydası da yok. Şu anda bir dernek başkanı var, ismi var ama dernek yok. Derneğin bir faaliyeti yok, bürosu yok. Böyle dernekçilik olur mu? Biz derneğe karşı değiliz, yanlış anlaşılmasın. Sistem baştan aşağı yanlış.
Benim hurdacıların arasında inşa etmiş olduğum bir binam var. Binanın dört tarafı da kapalı. Binam ortada, kapalı bir şekilde kaldı. Giriş-çıkış söz konusu değil. Bir, bir buçuk milyon liranın üzerinde yatırım yapmama rağmen binamı kullanamıyorum. Belediye bu yeşil sahaları üç beş kişiye tahsis etmiş. Bu tahsis etme esnasında da belediye bu arkadaşlara yazılı belge vermemiş. Buraya elektrik verildi. Tapu yokken buralara nasıl elektrik verildi? sormak istiyorum. Burada kira ödemeden, sigortasız eleman çalıştırarak faaliyet gösteren arkadaşlar bizlerin hakkını gasp ediyor. Biz sigortasız işçi çalıştıran, kira vermeyen, kira kontratsız, vergi levhası alan arkadaşlarla nasıl rekabet edeceğiz? Belediye yeşil sahayı, halkın kullanacağı açık alanı nasıl kiraya verebiliyor? Sanayi sitesi ile kanal arasında bir yol mevcut. Burada da işgalci olan bir arkadaş var. O da kira ödemeden o bölgeyi işgal ediyor. Her gelen belediyenin boş arazisine oturabiliyorsa biz de bu şekilde yapalım o zaman. Razı gelecekler mi?
Turizm otobüslerinin park yeri benim bildiğim kadarıyla tren istasyonu ve civarında. Yunanistan, Bulgaristan gibi yerlerden gelen misafirlerimizin güzergahı genel itibariyle Gazimihal köprüsünden, eski mezbaanın olduğu yerden, hurdacıların bulunduğu bölümden, istasyona kadar olan alanı park yeri olarak kullanıyorlar. Buradan geçerken de turistlerin gördükleri, bu düzensiz bu pislik Edirne’nin turizmini olumsuz etkiliyor. Misafirlerimiz gittikleri yerde bu düzensizliği, bu pisliği anlatmayacaklar mı? Edirneli olarak utanmamak mümkün değil. Bu bölgenin bir an evvel temizlenmesi gerekiyor.
Sınır Ötesi Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.