Batı Trakya’dan Sessiz Çığlık: “Göç” Demeye Bile Utandılar

1

Göçün sessiz kahramanları, yıllar sonra Trakya Üniversitesi’nde anıldı.

Göçün sessiz kahramanları, yıllar sonra Trakya Üniversitesi’nde anıldı.
  • Trakya Üniversitesi’nde düzenlenen panelde, Batı Trakya Türklerinin yaşadığı göç süreci ve insanlık dışı uygulamalar gözler önüne serildi. Anlatılanlar, yok sayılan bir mazlum Türk tarihine ışık tuttu.

Haber Merkezi – Trakya Üniversitesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen “Batı Trakya’dan Türkiye’ye Göç (1967-1995)” başlıklı panel, yıllar içinde sessizce yapılan ama derin izler bırakan bir dramı yeniden gündeme taşıdı. Panelde konuşan Doç. Dr. Nilüfer Erdem, göç edenlerle yaptıkları yüz yüze görüşmelerden derledikleri gerçek hikâyeleri katılımcılarla paylaştı. Toplamda 108 kişiyle görüşüldüğünü, bunlardan 103’ünün anlattıklarının çalışmaya dahil edildiğini belirtti.

Göç edenlerin aktardığı anılar, yalnızca birer bireysel hikâye değil; Batı Trakya Türklerinin sistematik baskılarla nasıl yerlerinden edildiğinin belgeleri niteliğindeydi. Örneğin Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında bir köyde bütün halkın bir kahveye toplanarak askerlerin silahlarını üzerlerine doğrulttuğu anlatıldı. Bir başka köyde ise toplu mezar kazıldığı, hayvan barınaklarının ateşe verildiği söylendi.

İskeçe, Gümülcine, Şatçı, Meriç gibi bölgelerden göç edenler, canlarını kurtarmak için çareyi gece yarısı taksilerle Karaağaç sınırına ulaşmakta bulmuş. “Bir gecede 35 taksi geldik” diyerek yaşananların boyutunu aktaran göçmenler, bu süreçte Yunanistan devletinin olup biten her şeyin farkında olduğunu ama ses çıkarmadığını da vurguluyor.

En dikkat çekici örneklerden biri ise, Yunanistan’ın tartışmalı vatandaşlık yasası olan 19. madde ile ilgiliydi. Bu madde, Yunan soyundan olmayan kişilerin, ülkeyi terk ettikleri anda vatandaşlıklarını kaybetmelerine neden oldu. Seyahat, eğitim veya geçici iş için Türkiye’ye geçen binlerce Batı Trakya Türkü, döndüklerinde artık “vatansız” sayıldıklarını öğrendi. Resmi rakamlara göre bu uygulamadan 47 binin üzerinde kişi etkilendi.

Bir göçmen kadının anlattığı hikâye ise yaşanan trajediyi özetliyor: Türkiye’ye geçtikten sonra eşini kaybeden kadın, bir süre eşinin emekli maaşını almaya devam ederken bir gün maaşın kesildiğini fark ediyor. Araştırdığında, “Artık Yunan vatandaşı sayılmıyorsunuz” cevabını alıyor. Tek çıkışlık pasaportla başlayan hayat, bir daha geri dönüş olmayan bir yola evriliyor.

Doç. Dr. Erdem’in sözleriyle: “Bu sadece anlatılanlarla sınırlı değil. Belki de hiç duymadığımız, kayda geçmeyen yüzlerce hikâye daha var.”

Tarih, sadece savaş meydanlarında değil, insanların evlerinden koparıldığı anlarda da yazılır. Bizler, Batı Trakya’dan kopartılan Türk soydaşlarımızın sesine kulak vermedikçe, kardeşliğin gereğini yerine getirmiş sayılmayız. Bugünü anlamak ve yarına sağlam yürümek için, dünün acılarını unutmamak şarttır.


Sınır Ötesi Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

1 thought on “Batı Trakya’dan Sessiz Çığlık: “Göç” Demeye Bile Utandılar

  1. Yunanistan’daki asimilasyon politikaları bugün hâlâ yeterince konuşulmuyorsa, bu bizim utancımızdır. Panelde anlatılan her bir hikâye, Türk milletinin kolektif hafızasında yer almalıdır. Trakya Üniversitesi’ne ve emeği geçenlere teşekkürler.

Cengiz Gültekin için bir cevap yazınCevabı iptal et

Sınır Ötesi Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin