Göksal Alşan: “Trakya deyince akla ayçiçeği gelir. Biz buna kanolanın da eklenmesini arzu ediyoruz.”


Göksal Alşan: “Trakya deyince akla ayçiçeği gelir. Biz buna kanolanın da eklenmesini arzu ediyoruz.”
- Kendinizi tanıtır mısınız?
Göksal Alşan: Trabzon, Akçaabatlıyım… Beş yıldır Edirne’de yaşıyorum. Yaklaşık 20 yıl evvel Hayrabolu’da bir yağ fabrikası satın aldık ve orada üretim yaptık. Orası bize yetmemeye başlayınca, Edirne’de geldik ve fabrikamızı aldık. Burayı aldığımızda her taraf ot içindeydi ve atıl durumdaydı. Burayı alarak, Edirne insanına istihdam sağladık. Burada milyon dolarlık yatırımımız var. Fabrikadaki en küçük ihtiyacı bile Edirne’den tedarik ediyoruz ki Edirne’deki esnafa da faydamız olsun istiyoruz. Buraya fazlasıyla yatırım yaptık. Fabrikamız 60 dönüm yer üzerine kurulu. Ayçiçek ve kanola kapıdan çekirdek olarak girer, ham yağ olur, paketlenir ve çıkar.
- Trakya ve ayçiçeği ilişkisi hakkında neler söylemek istersiniz?
Göksal Alşan: Trakya deyince akla ayçiçeği gelir. Biz buna kanolanın da eklenmesini arzu ediyoruz. Burada sezonlar genelde hareketli oluyor. Amacımız en iyi ürünü en iyi fiyata verip almak. Çiftçimizi, tüccarımızı üzmeden, iyi fiyatlarla peşin paraya mahsullerini almaya çalışıyoruz. Amacımız aynı zamanda çiftçimizi de sevindirmek, mağdur etmemek. Maalesef, iç piyasa çekirdeği bize yetmediği için dışarıdan almak zorunda kalıyoruz. İstiyoruz ki herkes pastadan pay alsın ama buradaki ay çekirdeği yetmediği için Rusya, Ukrayna ve Bulgaristan’dan çekirdek ya da ham yağ tedarik ediyoruz. Günde 500 ton çekirdek kırıyoruz ve bölgenin çekirdeği bize yetmiyor, illa ki dışarıdan tedarik etmeye ihtiyaç oluyor. Son 2 yıldır ithal ettiğimiz çekirdeklerde sıkıntı yaşıyoruz. Dışarıdaki ülkeler de kendisine lazım olanı bize vermek istemiyor. Talep çok, üretmek zorundasın ama ürün yok. Dışarıdan da almak mümkün değil. Mesela Rusya bize geçen sene ürün vermedi. Biz de bunu alamayınca ham yağ tedarik etmeye başladık.
Ben bu noktada çiftçilerimizin kanola ekimine yönelmesi gerektiğini düşünüyorum. Bizden başka çok fazla kanola işleyen fabrika da yok. Çiftçilerimiz daha kolay, daha pratik, daha çok kar marjı olan kanola ticaretine yönelmeli diye düşünüyorum. Çiftçilerimizi bu konuda doğru yönlendirmeliyiz. Hazırlıklarımızı tamamladık ve kanola sezonunu bekliyoruz. Umarım bu sene kanola sezonu çok güzel geçecek.
- Edirne’nin durumunu nasıl değerlendirirsiniz?
Göksal Alşan: 5 yıl evvel Edirne’de yaşamaya başladığımda ilk etapta çok bocaladığımı ifade etmek isterim. Burası İstanbul’a göre; sakin, rahat, yavaş ve kargaşa olmayınca biraz bocaladım. Ama burası her açıdan çok güzel bir şehir… Eksiklerimiz ve eleştirilecek sıkıntılarımız da bir o kadar fazla…
Edirne’nin altında bir hazine, bir tarih var. Bunu çekip çıkarmak zorundayız. Burayı turizm cenneti yapmak zorundayız. Her yerde tarih var ve bunu insanlara daha fazla anlatmalıyız. Burada bir Tunca nehrimiz var. Böyle bir doğa güzelliği başka yerde olsa inanılmaz faydalanırlar. Ama biz bu nehirleri maalesef ‘satmaktan’ aciz durumdayız. Meriç ve Tunca nehirleri etrafını turizme derhal açmak gerekiyor. Buraya gelen insanlar ciğer yiyip, Selimiye’yi ziyaret edip, sonra da şehrimizden ayrılıyor.
Tanıtımı daha iyi yaparsak, insanların burada konaklamalı turizm yapmasını da sağlarız ve çok daha fazla kazanırız. Şehrin her kademesi kazanır, hepimiz kazanırız. Esnafımız da biraz canlanmalı. Açıkçası esnafımız önceliği turistlere veriyor, turistler olmadığında da iş yok diyor. Zamanında şehrin yerlilerine iyi davransaydınız, insanlar sizden alışveriş yapardı. Fakat esnafımız da birçok konuda çok eksik.