Üç Şerefeli Cami Çay Bahçesi’nde İftarı Beklerken!..

0

Üç Şerefeli Cami Çay Bahçesi’nde İftarı Beklerken!..

Edirne’de havaların ısınmasıyla birlikte Ramazan ayında serin alanlarda zaman geçirmek isteyen vatandaşlar, Üç Şerefeli Camii Çay Bahçesini mesken ediniyorlar.

Her yaşta Edirne’de oturan veya Edirne’ye gelen yerli yabancı turistlerin oluşturduğu yoğunlukta, iftara saatler kala bazı vatandaşların dinlenerek, bazılarının ise sohbet ederek zaman geçirdiği dikkati çekiyor.

Edirne’ye ramazanı yaşamak için gelmiş yan masada ki ailenin konuşmalarına kulak misafiri oluyoruz. Mehmet Duvarcı bey, “Bilinen en eski zamanlardan beri toplumların hayatında din önemli bir yere sahiptir. Toplumların kültürünün oluşmasında din en önemli faktörlerden biridir. Türk kültürü için de bu durum geçerlidir. Gündelik hayatımızda farkında olarak ya da olmayarak yaptığımız pek çok uygulama, davranış ve inançlar üzerinde dini unsurların tesiri oluşmuştur. Türklerin kültürel değerlerinde, İslam dininde görülen ibadetlerden oruç ve orucun yaşandığı ay olan Ramazan ayı önemli bir yere sahiptir. Türk milleti asırlarca Ramazan ayına büyük bir önem vermiş ve bu ayı en güzel şekilde yaşamıştır.

Bu da toplumda zamanla Ramazana has bir kültür oluşmasına sebep olmuştur. Türk milleti Ramazan ayını diğer Müslüman ülkelerden farklı yaşamış ve kendine has bir hayat tarzı haline getirmiştir. Türkler oruç kavramını Arapçadaki ‘savm’ Farsçadaki ‘rûze’ kelimesinden ‘rûze-orûze-orûz-oruç’ şekline getirerek Türkçeleştirmişlerdir. Ramazan ayını daha da estetik bir görünüm kazandıran Türkler; bu aya özgü eğlenceler, temizlik anlayışı, fakiri gözetme ve günahlardan çekinme gibi olguları bir araya getirerek bir “ Ramazan Kültürü” oluşturmuşlardır.

Ramazan ayının Müslüman toplumu tarafından önemli kılınmasında; Kur’an-ı Kerim’in bu ayda indirilmeye başlanması, İslam’ın beş şartından biri olan orucun bu ayda tutulması, bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesinin Ramazan ayı içerisinde olması, yapılan ibadetlerin diğer aylara göre daha fazla sevap yazılması Ramazan ayının değerini arttırmıştır.

Osmanlı toplumu, bu ay içinde yapılan her şeyi, bir medeniyet olarak algılanmıştır. Ramazan ayı, İstanbul başta olmak üzere tüm Anadolu’da medeniyet şuurunda yaşanmıştır. Türk milletinin İslam öncesi geleneksel Türk dininde bulunmayan oruç tutma ibadetine, İslamiyet’in kabulünden sonra bazı Türk geleneklerini, Türk estetik zevkini, hatta önceki dininde bulunan bazı törensel gösteriler ve kutlamaları da içine katarak Ramazan medeniyetini ortaya çıkarmışlardır.

Ramazan ayı İslam dininde kutsal sayılan aylardan biri olması yanında Türk milletinin kendine özgü yaşam haline getirerek bir kültür yoğunluğuna dönüştürdüğü, insanların sadece dini bir anlam yüklemediği, çeşitli etkinliklerle süslediği zaman dilimi haline gelmiştir. Bütün Müslüman toplumlarının kutladığı Ramazan, Osmanlı Edirne’sinde ayrı bir yaşayış biçimi ve uygulanış tarzıyla farklı bir kültürel yapıya sahip olmuştur.

Eski bir Osmanlı başkenti olan Edirne’de bulunan cami ve külliyeler, her ramazan ayında bulundurdukları kimlikleri daha da güçlendirirler. İslam mimarisinin en iyi örneklerinden Selimiye Camii etrafında düzenlenen etkinlikler ve kültür turları, Edirne’nin ramazan ayı ruhunu canlandırıyor. Selimiye Camii, Eski Camii, Adalet Kasrı ziyaretlerinden sonra iftar sofralarına konuk olmak ve sonrasında düzenlenen özel etkinliklerine katılmak iyi bir ramazan planı olacaktır.” şeklinde konuşarak bilgi dağarcığımızı genişletiyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir