Doğan Tanrıkulu: “Biz Edirne olarak tarihi eser bakımından çok daha zengin durumdayız ancak bunu sunmak konusunda ciddi sıkıntılarımız var.”
Doğan Tanrıkulu: “Biz Edirne olarak tarihi eser bakımından çok daha zengin durumdayız ancak bunu sunmak konusunda ciddi sıkıntılarımız var.”
- Murat Lisesi Okul Aile Birliği Başkanı olarak, kısaca okulunuzu tanıtmanızı rica ediyoruz.
Doğan Tanrıkulu: Okulumuz 1893 yılında Polonyalılar tarafından papaz yetiştirmek amacıyla yaptırılmış. O yıllarda Polonyalılara ve Edirne’de bulunan Bulgarlara hizmet veren okulumuz, papaz yetiştiriyor. Bahçemizde konferans salonu olarak kullandığımız bölüm dönem itibariyle kilise hizmeti vermekteymiş. İlerleyen yıllarda savaşlar nedeniyle kaderine terk edilen binamız, yıllar sonra Edirne’nin ilk öğretmen okulu olarak hizmet vermeye başlamıştır. Bugün Edirne Sosyal Bilimler Lisesi olarak hizmet veren, zamanın Edirne Öğretmen Lisesi binası açılınca da buradaki öğretmen okulu öğrencileri oraya geçiş yapıyor ve binamız bir süre daha boş kalıyor. Tütün deposu olarak da uzun yıllar kullanılan okulumuz, Balkan Savaşlarında da hastane olarak kullanılıyor ve daha sonra da milli eğitime devrediliyor. Önce I. Murat ortaokulu olarak hizmet veren okulumuz, 1985 yılından itibaren de lise olarak hizmet vermeye başlamıştır.
- Okulunuzun uygulamış olduğu projelerden bahseder misiniz.
Doğan Tanrıkulu: Okulumuzun uyguladığı TÜBİTAK projeleri mevcut. Bunlar tüm Türkiye çapında yapılan önemli projeler. Bu projelere her okul 20 tane çalışma ile katılıyor. Bu 20 projenin de farklı alan ve konularda olması gerekiyor. Geçtiğimiz yıl projemiz okulda onaylandı ve sergilenmeye layık görüldü. Geçtiğimiz yıl sergimizi yaparak, projelerimizi tanıtma şansını yakaladık. Geçtiğimiz yıl yine aynı şekilde bu yılın projesini yaptık ve 20 projemiz yine geçti. Bu yıl Ekim’in 24’ünde tekrar okulumuzda projelerimizi sergileyeceğiz. Aynı zamanda bireysel projelerimiz de devam ediyor. TÜBİTAK, bireysel yarışmalar da düzenliyor. Buna katıldık, ili ve bölgeyi geçtik. İstanbul Üniversitesi’nde yapılan ilk 100 proje içerisinde yine bizim de projemiz sergilendi ve 1000 proje içerisinden ilk 100’e girmenin haklı gururunu yaşadık. Bunun haricinde İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzün yaptığı bütün projeleri de destekliyor ve yapıyoruz. 2023 projelerimiz de devam ediyor. Öğretmenlerimizin yaptığı projeler de mevcut. Bahçe düzenlemeleri, okul düzenlemeleri yapıyoruz. Öğrenciye dokunan, etkileyen projelerimiz son sürat devam ediyor.
- Tarihi bir okulda, Edirne tarihine uzun yıllar boyunca dokunmuş bir okulda Okul Aile Birliği Başkanı olarak görev yapıyorsunuz. Biraz da Edirne turizmini konuşmak isteriz. Okulunuzun tarihi değeri nasıl karşılık görüyor?
Doğan Tanrıkulu: Özellikle Polonyalılar okulumuzu sık sık ziyaret etmekte. Maalesef onlar bizden daha fazla sahip çıkıyor, tarihlerine. Bizden çok uzak bir ülkede kendi okullarının varlığından haberdarlar. Yakın zamanda Polonya’dan bir sanat tarihçisi, akademisyeni misafir ettik. Buraya geldi, fotoğraflar çekti ve biz de kendisi ile sohbet etme imkanı bulduk. Okulumuzun bulunduğu bölgede, bizim binamız gibi birçok tarihi bina var. Bunlara yeterince değer vermiyoruz. Kaleiçi Edirne’nin yüz akı olmak zorunda. Eski ihtişamına kavuşturulmak zorunda. Safranbolu evlerinden çok daha güzel evlerimiz var. Tamir edilse, yapılsa Türkiye’nin birçok yerinde parmak ile gösterilecek bir Kaleiçi oluşacaktır.
- Yurtdışında; örneğin, Floransa’daki tarihi eserlerin durumunu inceleyip, Edirne ile mukayese ettiğinizde nasıl bir tablo ortaya çıkıyor?
Doğan Tanrıkulu: Elbette çok fark var. Floransa’da Yüzyıllar öncesindeki şehir planı ile bugünkü şehir planı bir. Asla sokaklar bölünmemiş, yeni yollar açılmamış ve doğal doku bozulmamış. Sadece burada değil, Roma ve Milano gibi şehirlerde de aynı durum söz konusu. Bizim elimizde tarihi eserlerimiz var ama biz bunları korumaktan çok uzağız. İtalya’ya ziyaretinde şunu görüyorsunuz, doğal dokuyu korumakta başarılı oldukları kadar turist çekmekte de çok başarılılar. Ziyareti kış aylarında gerçekleştirirseniz ve o zaman bile bizimki ile mukayese edilemeyecek kadar turist, İtalya’yı uğrak yerleri yapmışlardı. Edirne’ye gelen turistler ticari amaçlı geliyor. Bunu tam olarak turizm bile saymamak lazım. Biz Edirne olarak tarihi eser bakımından çok daha zengin durumdayız ancak bunu sunmak konusunda ciddi sıkıntılarımız var. Doğal güzelliklerimizi de yeterince kullanamıyoruz. Keşke tarihsel zenginliğimizi daha doğru kullansak ve jeopolitik konumumuzun kıymetini bilsek. Avrupa’ya gittiğimizde şunu görüyoruz, tarihi eserlere bir kıymet veriliyor ve bir onarım olduğunda aslına uygun olarak yapıyorlar.
Sınır Ötesi Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.