Op. Dr. Asef Ulutürk: “Edirne Balkanlara yakınlığı dolayısıyla sağlık turizmi için biçilmiş kaftan.”
Op. Dr. Asef Ulutürk: “Edirne Balkanlara yakınlığı dolayısıyla sağlık turizmi için biçilmiş kaftan.”
- Op. Dr. Asef Ulutürk: “Edirne’nin Balkan ülkeleri sağlık merkezi olması gerekiyor. Balkanlar’da ki hastanelerin verdiği sağlık hizmeti pahalı. Ayrıca Balkan ülkeleri azımsanamayacak nüfusa, dolayısı ile hasta potansiyeline sahip. Edirne’de ki hastaneler Balkan ülkelerinde yaşayan bireyler için büyük nimet. Oralarda yapılamayacak tedavileri Edirne’de ki gerek Tıp Fakültesi, gerek Kamu Hastaneleri, gerekse EKOL gibi hastanelerde yapmak mümkün. Edirne’de hemen her konuda sağlık hizmeti veriliyor. Sağlık turizminin de Edirne’de yapılması gerektiğini düşünüyorum. Edirne Balkanlara yakınlığı dolayısıyla sağlık turizmi için biçilmiş kaftan.”
• Plastik ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Asef Ulutürk,Gürcistan doğumlu. 1986-1997 Gürcistan Sagarijo devlet okulunda ilk ve orta öğretimini tamamlayıp, Eğitimini 1998-2004 Azerbaycan Tıp Üniversitesi’ni bitirdi. 2004-2006 yıllarında Ukrayna Kharkiv Medical Academde Genel Cerrahi araştırma görevlisi olarak göreve başladı. 2007-2008 yıllarında Gürcistan Generial Departent, 2009 yılında İstanbul Üniversitesi Genel Cerrahi, 2010-2015 yıllarında 19 Mayıs Üniversitesi’nde Plastik ve Estetik Cerrahi uzmanı olarak eğitimini tamamladı, 2015 yılında Amerika Pittsburgh Üniversitesinde Mikrocerrahi araştırmacısı olarak görev aldı 2016-2018 yıllarında Edirne Sultan I. Murat Devlet Hastanesinde mecburi hizmet görevini yaptı. 2017 yılında Trakya bölgesi Mikrocerrahi alanında yılın hekimi seçildi. Rusça, İngilizce, Gürcüce, Ukraynaca biliyor. Milletvekilli adaylığı dolayısıyla Edirne devlet hastanesinde ki görevinden ayrıldı, daha sonra Özel Ekol hastanesi ile anlaşarak muayenehane açtı. Ameliyatlarını Özel Ekol hastanesinde gerçekleştiriyor. Haftanın iki günü de İstanbul MedicalPark Hastanesinde ameliyat yapıyor. Plastik Estetik ve Rekonstrüktifcerrahi alanında operasyonlar yapan Ulutürk Libra Teras Evleri, İstasyon Mahallesi Talatpaşa Caddesi, Yan Yol No. 13 B Blok Daire 36/6 Edirne adresinde ki muayenehanesinde hastalarına yardımcı oluyor. 0544 228 22 71 ve 0541 228 22 71 numaralı telefonlardan isteyenler kendisine ulaşabiliyor. Yardımsever, iyi niyetli, mütevazi ve Türk Milliyetçisi kişiliği ile tanınıyor.
► Edirne’deki Sağlık Hizmetlerini Balkan Ülkeleri İle Kıyasladığınız Vakit Ne Söylersiniz?
Op. Dr. Asef Ulutürk: Edirne Balkan ülkelerinin sağlık merkezi olması gerekiyor. Balkanlar’da ki hastanelerin verdiği sağlık hizmetinin ücreti yüksek. Ayrıca Balkan ülkeleri azımsanamayacak nüfusu, dolayısı ile hasta potansiyeli var. Edirne’de ki hastaneler Balkan ülkelerinde yaşayan bireyler için büyük nimet. Oralarda yapılamayacak tedavilerin Edirne de ki gerek devlet hastanesinde, gerek Tıp Fakültesinde, gerekse Ekol gibi özel hastanelerde yapmak mümkün. Edirne’de hemen her konuda sağlık hizmeti veriliyor. Sağlık turizminin de Edirne’de yapılabileceğine inanıyorum. Edirne, Balkan ülkelerine yakınlığı dolayısıyla sağlık turizmi için biçilmiş kaftan. Edirne neden Balkanların sağlık merkezi olmasın ki? Sağlık Müzemiz ile övünüyoruz. Müzeyi gezerken içindekileri doğru anlamak gerek. Edirne Dünya’nın ilk sağlık merkezlerinden birisi. Kaldı ki Edirne Osmanlı Devletine 92 yıl başkentlik yapmış bir şehirdir. Bu iş hem Edirne’yi kalkındırır hem de daha önemlisi insanların sağlık sorunlarına çözüm bulunmuş olur. Sağlık turizmi için Edirne’yi tercih hastaların ve refakatçılarının şehrimizde konakladığını, gezdiğini, yediği içtiği için ekonomiye de büyük ölçüde faydası olacaktır. Diğer taraftan manevi açıdan da katkısı olacaktır. Balkanlardaki insanlarla Edirne’de yaşayan insanların kaynaşması için de vesile olur. Eğer milletvekili seçilseydim ilk projem Edirne’yi sağlık turizminin başkenti yapmak olacaktı.
► Edirne’de Sağlık Turizmi Uygulanması İçin Neler Yapılabilir?
Op. Dr. Asef Ulutürk: Yurt dışında ki insanlar nasıl birçok hizmeti almak, alış veriş yapmak için Edirne’ye geliyorsa sağlık alanında hizmet almak isteyenler için sağlık turizmi faaliyeti yürütebilir. Bunu yalnızca tıbbi, ciddi sağlık sorunları ile tanımlamamak lazım. Örneğin, ben bir estetik cerrah olarak sağlık turizmi konusunda hizmet verebilirim. Ya da saç ekimi konusunda da hizmet verilebilir. Az önce de ifade etmeye çalıştım, Edirne’ye saç ektirmeye gelen, sadece saç ektirmeyecek. Edirne’de alışveriş yapacak, Edirne ciğerimizi yiyecek. Edirne’yi gezecek, tanıyacak. Edirne’mize sıcak para girecek. Avrupa’ya kapısı olan eşsiz bir şehre turist getirmiş olacağız. Bundan büyük zenginlik var mı? Bu hususta Bulgarca, Yunanca, Arnavutça, Sırpça, Makedonca tanıtım kampanyaları ve reklamını yapmak gerekiyor. İnsan sağlığını ön planda tutma kaydı ile sağlık turizm şirketleri ile anlaşmalar yaparak, Balkan ülkelerinde ki hastalar Edirne’deki hastanelere getirilerek tedavi edilebilir. Sağlık turizmini iyi noktaya taşıyabilirsek bölgemizde fabrika benzeri yapılanmalara gerek kalmaz. Bir başka fikir olarak yaşlı bakım merkezleri açılmasına ilişkin düşündüğüm projeyi paylaşmak isterim; Avrupa’da yaşlı nesil çok daha fazla. Edirne konumu itibariyle Balkanlara ve Avrupa’ya yakın. Edirne’ye getirilecek yaşlılar, açılacak yaşlı bakım merkezlerinde tedavi edilebilir, burada kalmaları sağlanabilir. Edirne’de böylesine büyük bir tesisi açmak için yerler mevcut. Enez, Karaağaç’ta bulunan Göçmen Misafirhanesi gibi yerlere bu hususta çok geniş kapsamlı tesisler kurulabilir. Böylelikle Edirne’de müthiş bir istihdam alanı oluşturulmuş olur.
► Bunun Yanında Şehrimizde Sağlık Alanında Başka Ne Gibi Yeniliklere İmza Atılabilir?
Op. Dr. Asef Ulutürk: Edirne’de bir mikrocerrahi merkezi kurulması gerektiği kanaatindeyim. Balkanlar’da donanımlı bir mikrocerrahi merkezi yok. Kazalarda travmatik vakalar sonucu kolu ve bacağı ampute olan kazazedeler tedavi edilebilir. Ortopedi ve Mikrocerrahi alanlarında topyekûn hizmet verecek, ‘Helikopter Ambulans’ hizmetini de barındıran bir merkez kurularak, sadece Edirne insanına değil, Balkanlara ve Avrupa da yaşayan bireylere de hizmet verilir. Bilhassa yaşlı bakım merkezi ve mikro cerrahi merkezi büyük bir istihdam alanı oluşturacaktır. Şunu da unutmamak lazım Avrupa’da bu işlemlerin tedavisi çok pahalı ve insanlar tedavi olmak için Türkiye gibi tıbbi alanda iyi noktaya gelmiş ülkelere gidebiliyorlar. Bu projelerin Edirne’ye ciddi bir saygınlık kazandıracağı kanaatindeyim. Aynı zamanda Balkanlardan gelen Türk soylu hastalara da hizmet vermemiz gerekiyor. Bunlara Türklük belgesi verilmesi konusunda prosedürel sıkıntılar yaşatılıyor, özellikle sağlık konusunda prosedürlerin kolaylaştırması gerekir.
► Edirne’de Milliyetçi Hareket Partisinden, 3.sıradan Milletvekili Adayı Oldunuz Ancak Seçilemediniz. Bu Hususta Neler Söylemek İstersiniz?
Op. Dr. Asef Ulutürk: Ben Edirne’ye geleli üç yıl oldu. Seçimlerde gereken mücadelemi verdim. Milliyetçi Hareket Partisinden aday olmam bile benim için büyük bir onurdur. Üçüncü sıradan aday olduğum için, seçilme şansım yeni seçim sistemine göre zaten çok düşüktü. Genel merkezimizin takdiri benim üçüncü sıra adayı olmam yönünde gerçekleşti. Bırakın üçüncü sırayı, dördüncü sıradan da olsam yine saygı duyardım. MHP’den aday adayı olmak bile, benim için bir şereftir. İl Başkanımız Süleyman Ferhatoğlu’nun önümüzde ki seçimler için daha disiplinli çalışma sistemi sergileyeceğine inancım tam. Seçime bir ay kala değil, son seçimden bir gün sonra, hemen çalışmaya başladıklarını görüyorum. MHP bir parti değil, bir ideolojidir, bir davadır. Biz bunu unutmadan mücadelemize devam ediyoruz. Rahmetli Başbuğumuz Alparslan Türkeş şunu söylerdi: ‘’CHP Atatürk’ün izinden gitseydi ben MHP’yi kurmazdım.’’ Turan ve Türk Birliği düşüncem açısından bana en yakın parti MHP olduğu için de bu parti için çalışmak benim için her zaman bir onurdur.
► Seçim Çalışmaları Esnasında Edirneli Olmadığınız İçin Tepki Gördünüz mü?
Op. Dr. Asef Ulutürk: Asla böyle bir şey olmadı. Zaten ben Edirne damadı sayılıyorum. Eşim ve ailesi Bulgaristan’dan Edirne’ye göç ederek yerleşmişler. Edirne olarak Balkanlara çok yakınız, Edirne’de göçmen nüfus çok yoğun. Onlar da köken olarak Karamanoğlu. Hepimizin kökeni Orta Asya. İki toplulukta Yörük. Ayrımız gayrımız yok ki. Balkan Göçmeni olanların Türk Milliyetçiliği ve Atatürk hakkındaki görüşleri de bizle örtüşüyor. Dolayısıyla Edirne halkı ile herhangi bir problem yaşamadım. Edirne’de Edirne’nin gerçek yerlisi olan iki veya üç aile vardır. Bunun dışındakiler başka il veya ülkelerden göç ile gelmişlerdir. Edirne’de yaşayan insanlara tepeden bakarsan, onların sorunları ile sadece seçimlerde ilgilenirsen, burnun bir karış havada gezersen Edirne’de yaşayan insanlar seni kabullenmezler. Aslında Edirne de Edirneli diye bir kavram yoktur. Edirne de yaşayan insanların kendilerinden biri olarak kabullendikleri ve kabullenmedikleri insanlar kavramları vardır.
► MHP’nin Buradaki Oyunu Düşürmesini, HDP’nin oyunun yükselmesini Neye Bağlıyorsunuz?
Op. Dr. Asef Ulutürk: MHP olarak Edirne’de daha disiplinli çalışabilir, kendimizi daha iyi anlatabilirdik. Sadece sahaya inmek yetmez, farklı bir program belirlemek gerekiyordu. Çalışma mekanizması biraz eksik işledi, çalışmalarımıza yönetim ve denetimin dışında parti üyelerini, sempatizanlarını hatta seçmenlerini katamadık. Kanaatimce süre bize yetmedi. Sahada çalışanlar elinden geleni yaptı ama bana göre yeterli olamadık. Edirne halkı, HDP’lilerin haricinde ki seçmenleri genellikle Türk Milliyetçisidir. .
► Türk Milliyetçiliği Sizin Nazarınızda Nedir? Nasıl Tarif Edersiniz?
Op. Dr. Asef Ulutürk: Ben Yörük Türküyüm. Borçalı’da,(Kelime manası itibariyle Kurt Yuvası) Kafkaslar’da büyüdüm. Türkler Malazgirt’ten Anadolu’ya girmeden önce benim atalarım Kurt Yuvası’nda Borçalı’da at sürüyordu. Kökümüz de malumunuz Türkistan’a dayanıyor. Çocukluktan beri Türk Dünyası ilgi alanım oldu. Sovyetler Birliği boyunduruğunda yaşamak, onların müstemlekesi altında büyümek bize hep zulüm gibi gelmiştir. Çocukken bizim doğduğumuz topraklara neden bir Atatürk gelmedi diye kendime sorardım. Atatürk ile tanışma 13-14 yaşlarında oldu. Onu kitaplardan tanıdım. Onu okuyunca, tanıyınca hayatımın merkezine yerleştirdim. Atatürk’ün dönem itibariyle Sovyetler ile ilgili söylediği bir söz vardır: ‘’Sovyetler bugün bizim dostumuzdur. Yarın ne olacağını bilemeyiz. Avusturya-Macaristan gibi dağılabilirler, oradaki Türkler, Komünizm etkisi ile asimle olmuş olabilir. Onlar size yaklaşmasa da siz onlara yaklaşın.’’ Ben hep bu şiar ile büyüdüm. Türkiye’ye gelir gelmez soluğu Türk Ocaklarında almıştım. Keza Türk Dünyası Araştırmaları Vakfında da bulundum, rahmetli Aksaçlı bilge Turan Yazgan Hocamız ile tanışma şerefine nail oldum. Ayrıca Beyazıt’taki Doğu Türkistan Vakfında da bulundum, bu kurumların faaliyetlerine iştirak ettim. Benim Turan anlayışım toprak birliği değil, gönül birliği üzerinedir. Belki siyasi olarak bir olamayız ama gönüller bir olursa, dilde, fikir de ve işte birlik olabiliriz. Kültürel çalışmalar yapabiliriz. Denklik sistemini sağlayarak, Türkiye’den Türkistan’a, Türkistan’dan Türkiye’ye öğrenci transferi yapabiliriz. Bişkek, Astana, Almata, Taşkent, Bakü Tebriz, Gülce, Kaşgar, Turfan, Uurumçi, Urmiye, Borcalı, Bortala, Altay hala Türk kokuyor. Bu değerlerimize sahip çıkmak zorundayız. Ben demiyorum ki Ruslar’a, Çinler’e kafa tutalım. Kültürel bağlarımızı zenginleştirelim. Neden biz Orhun ve Yenisey’e istediğimiz gibi gidemiyoruz? Neden vizeler kaldırılmak suretiyle Türkiye’deki yavru Bilge Kağanları, küçük evlatlarımızı Orhun Yazıtları ile buluşturamıyoruz? Türk Milliyetçiliği konulara ve konumlara sığdırılamayacak kadar büyük olgudur. Benim amacım Türk Milliyetçiliği için yukarıda saydığım olguları gerçekleştirmektir.
Sınır Ötesi Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.