Türk Ocakları Kınadı, Kırım Tatar Türkleri ağlattı

• Türk Ocakları Edirne Şubesi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısına tepki göstermek için, ‘Savaşa hayır’ etkinliği düzenledi. Etkinlikte, Ukrayna’nın başkenti Kiev’den, Dışişleri Bakanlığı organizasyonu ile Türkiye’ye getirilen Kırım Tatar Türklerinden Anife Kurtseyitova’nın konuşması duygulandırdı.

Türk Ocakları Edirne Şubesi’nin Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısına tepki göstermek için, ‘Savaşa hayır’ etkinliğine, Ukrayna – Rusya savaşından kaçan Kırım Türkü kadın ve çocuklar, Türk Ocakları Edirne Şubesi Yönetim Kurulu Üyeleri, Siyasi Parti Temsilcileri ile Sivil Toplum Kuruluşları Temsilcileri katıldı. SSCB döneminde Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırımlı Tatarların Türkiye ile yakın ilişkiler içinde olduğu ve Sovyetler Birliği’nin potansiyel bir rakip olarak gördüğü Türkiye ile yaşanacak bir çatışmada Kırım’ın stratejik önemini azaltmak için sürgüne gönderilen, SSCB’nin yıkılmasıyla sürüldükleri topraklardan Kırım’a geri dönen, Ukrayna’nın ana Müslüman unsurunu teşkil ede Kırım Tatar Türklerinden Anife Kurtseyitova, ailesiyle birlikte 8 yıl içerisinde ikinci işgali gördüklerini belirterek kalplerinin, eşinin de askerde olduğu Ukrayna’da kaldığını belirtti. Türk devletinin her zaman yanlarında olduğunu belirtip teşekkür eden Kurtseyitova, “Biz birkaç gün önce 4 otobüs geldik, sadece kadınlar ve çocuklar olarak. Tüm erkekler şu anda Ukrayna’da savaşta. Çoğumuz Ukrayna’da yaşıyoruz. Ukrayna halkı çok barışçı ve sakin millet. Kimsenin toprağına hiçbir zaman göz dikmeyen, kimseye zararı olmayan bir halk. Şimdi Ruslar Ukrayna’ya karşı savaş açtı. Orada sadece askerler değil, tüm Ukrayna halkı savaşıyor. Halkın yarısı askerdeyse diğer yarısı da cephede destek veriyor” dedi. Türk Ocakları Edirne Şubesince kendilerine yapılan yardımlar için de teşekkür etti.

Türk Ocakları Edirne Şubesi Başkanı Yakup Öz yaptığı konuşmada, “Rusya’nın Ukrayna’ya karşı işgal harekâtına başladığı 24 Şubat 2022 tarihi, 1990’lardan bu yana küresel dünya düzeni veya düzensizliğinin geçirdiği aşamalar veya dönüm noktalarından biri olarak tarihe geçecek. Bu hadise öncesinde, uzun süre Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açıp açmayacağı tartışıldı. Rusya, Ukrayna toprakları içindeki Donetsk ve Luhansk Cumhuriyetlerinin bağımsızlığını tanıdığını ilan ederek beklenen savaşı başlattı.

Bu işgal bütün dünyanın gözü önünde olan bir işgal. Bu işgal sadece Ukrayna’ya değil Ukrayna’da yaşana Kırım Türklerine da yapılan bir saldırıdır.. Biz bu işgale karşı çıkacağız. Mücadele edeceğiz.

Bütün dünyanın gözlerinin önünde Rusya Ukrayna’yı parça parça yutmakta. Aylardır bu tartışma sürüyor. Rusya’nın bu planları bir şekilde gündemdeydi fakat maalesef gerek dünyada gerekse de ülkemizde Rus yanlısı çevreler ısrarla işgali görünmez hale getirmeye çalıştılar. Rusya’nın eylemleri açık işgalleri açık katliamları bir şekilde Rusya’nın güvenliği ile kendisini koruma hakkıyla ilişkilendirilerek meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Bunu şiddetle reddediyoruz.

“İnsanlık tarihi yeni bir kara leke daha kazınmış oldu. Maalesef Rusya aylardan bu yana kuşatmış olduğu Ukrayna’ya barbarca girdi ve Ukrayna’nın şehirlerini bir baştan diğerine bombardıman etmekte. Ancak Rusya Ukrayna’ya girmeyeceğini, meseleleri diplomatik girişimlerle çözeceğini, savaş istemediğini, savaşa kesinlikle taraf olmadığını söyleye söyleye yaptı bu işgal girişimlerini. Rusya yeni bir cinayete, yeni bir katliama soyunmuştur. Rusya’nın yapmış olduğu bu işgalin uluslararası hukuk açısından da insanlık açısından da bir suç olduğu muhakkaktır. Rusya yapmış olduğu katliamı meşrulaştıramaz. Biz her ne olursa olsun Rusya’nın katliamını kınıyoruz, derhal Ukrayna topraklarını terk etmesini talep ediyoruz. Muhakkak bütün bunların hepsi bir deftere kaydediliyor. Zamanı geldiğinde birileri için yüz kızartıcı suç olarak önlerine muhakkak konulacaktır.

Türk Vatandaşlarımıza ve dünyaya seslenmek istiyoruz. Savaş her an tüm dünyaya sıçrayabilir. 21’inci yüzyılda bir dünya savaşına müsaade etmemeliyiz. Bugün Ukrayna’ya saldıran yarın başka ülkelere de saldırabilir. Devletimizin ve diğer ülkelerin bu savaşı durdurmalarını istiyoruz.

Bu saldırı öyle zannedildiği gibi kolay olmayacak, Ukrayna zannedildiği gibi kolay çökmeyecek, bu coğrafyaya demokrasinin, hukukun gelmesini istiyoruz. Bu coğrafya Haydut devletlerin, mafya devletlerin pazı gösterdiği yer olmasın. Karadeniz’in, Ukrayna’nın, Türkiye’nin güvenliğini istiyoruz.

Putin liderliğindeki Rusya, komşu devletlere karşı dostane sayılamayacak emellerini açıkça ortaya koymuştur. Bu durum ve Ukrayna’nın direnişi, Rusya’ya gücünün sınırlarını gösterdi. Geri adım atması hâlinde imajı büyük ölçüde sarsılacak olan Putin’in Ukrayna’nın Karadeniz’le irtibatını kesecek şekilde toprak kazanımların elde ettikten sonra ciddi anlamda barış müzakerelerine oturabileceği, hâlihazırdaki görüşmelerin netice vermeyeceği, çatışma sonlandıktan sonra da elde ettiği toprakları terk etmeyeceği ifade edilmektedir. Ukrayna NATO üyesi olmadığı için toprakları NATO tarafından savunulmayacak ve sonuçta toprak kazanmış ama Batılı ülkeler ile ilişkileri zedelenmiş bir Rusya ve fillerin savaşında ezilmiş ama kalan topraklarında bağımsız bir Ukrayna olacak.

Bu savaşın başta Kırım Türkleri olmak üzere Rusya Federasyonu bünyesindeki Türk toplulukları ve Türk devletleri açısından da önemli sonuçlar doğuracağı açıktır. Türk milleti olarak son günlerde ülkemize Ukrayna’dan gelen Kırım Tatar Türklerine kucak açtık. 2014’te Rus işgal ve ilhakına maruz kalan Kırım’dan ayrılmak zorunda kalan Kırım Türklerinin lideri Mustafa Abdül Cemil  Kırımoğlu, Ukrayna’nın işgal girişimine karşı Türk milletinin verdiği desteğe teşekkür etmiştir. Temennimiz, kardeşlerimizin bu savaştan zarar görmemeleridir.

Türk Ocakları olarak bu süreçte kardeşlerimizle dayanışmamızı güçlü bir şekilde sürdüreceğiz.

Ne Mutlu Türküm Diyene. ” dedi