Edirne’nin sorunları belli, Yeter ki çözeceğim densin!..

0

Edirne’nin sorunları belli, Yeter ki çözeceğim densin!..

  • Sizi tanıyabilirmiyiz?

Mentan Barış Temiztepe: 1996 Şanlıurfa Siverek doğumluyum, babam Tahsin Temiz tepe İstanbul’da park bahçe peyzaj işi ile uğraşıyordu, 2007 de bizde onun yanına geldik. Okul hayatıma devam ederken tatillerde babama yardım ediyordum. Peyzaj sektörü kışın çalışmaz, bu boşluğu dolduracak sektör arayışına girdik.

Uzun araştırmalarımız devam ederken, Redist ve Red One kozmetik markalarının sahibi bizim aile dostumuz. Bana kozmetik sektörüne girmemi önerdi. Yardımcı olacağını söyledi.

Allah razı olsun. Vesile oldu. Kozmetik sektöründe yurt dışı bağlantılı çalışınca başarı oranın daha yüksek olduğunu söyledi.

İlk önce Gürcistan’a gidip bir süre sektörel araştırmalar yaptım. Daha sonra bu işi yurt dışında yapmanın rizikolu olduğunu, Türkiye’de yurt dışı bağlantılı çalışmanın daha rantabıl olacağına karar verdim. En uygun yerin Edirne olabileceğini düşünüp, Edirne’ye geldim.

  • Kozmetik ürün alırken nelere dikkat etmeli?

Mentan Barış Temiztepe: Evet önemli konu. Öncelikle merdiven altı ürünlerden kaçınılması gerekiyor. Çünkü kozmetik ürünler direk sağlığımızı etkiliyor.

  1. Ürününiçeriğini inceleyin! Ürünün içerisinde bulunan kimyasal ürünlere karşı dikkatli olalım. …
  2. Raf ömürlerine dikkat..
  3. Mümkün oldukça organik kozmetikürünlerini tercih edin …
  4. Belli ürünlerinizi sürekli değiştirmeyin…
  5. Riskli gruptaysanız daha dikkatli olun…

Detaylı anlatacak olursak; Kozmetik ve kişisel bakım ürünleri pazarı her yıl düzenli şekilde büyümeye devam ediyor. Güzellik vaat eden bu ürünlerde yanlış tercih yapılması ise tam tersi sonuçlar yaratabilir. Kozmetik bir ürün satın alırken dikkat edilmesi gerekenler hakkında şu uyarılarda bulunabiliriz.

Kimyasal içeriğe dikkat edin. Bir ürünü almadan önce içeriğinin incelenmesi gerekir. Çünkü kozmetik ürünlerde kullanılan bazı kimyasallar sağlığa büyük zararlar verebiliyor. Örneğin, kimyasallar arasında “Sodyum lauryl sülfat (SLS), sodyum laureter sülfat (SLES), propilen glikol (PG), dietanolamin (DEA), kokamid DEA, lauramid DE A, flor, alfa hidroksi asit (AHA), alüminyum, bütan, dioksin, flüorokarbonlar, formaldehit, gliserin, kaolin, lanolin, mineral yağ, petrolatum, propan, talk, klorlu bileşikler, PEG (Polietilen glikol” gibi pek çok kimyasal bulunuyor.

Kozmetik ürünlerin ambalajında INCI (International Nomenclatune of Cosmetic Ingredients) olarak kısaltılan ürün bileşiminin yazılması zorunludur. Mutlaka içerikleri inceleyerek saydıığımız kimyasalları içeren ürünlerden uzak durmalısınız.

Toksik olmayan içeriğe sahip ürünlerin tercih edilmesi gerekiyor, kozmetik ürünlerde raf ömrüne mutlaka dikkat edilmesi gerekiyor.

Raf ömrünü tamamlamış ürünler kanserojenik ve toksik etki göstermeye meyillidir

Raf ömrünü tamamlamış ürünlerin büyük bir risk yarattığını söyleyerek ‘‘Raf ömrünü tamamlamış ürünler kanserojenik ve toksik etki göstermeye daha meyillidir. Dahası bu ürünler beklenmedik yan etkilerin ve alerjilerin gelişmesine neden olabilir. Kozmetik ürünlerinizi satış döngüsünün hızlı olduğu yerlerden almanız bu riski azaltabilir. Ayrıca kozmetiklerin raf ömrü boyunca uygun koşullarda saklanması da son derece önemlidir. Isı, ışık ve nemden etkilenecek ürünler için özel saklama şartlarının oluşturulması gerekir. Aksi taktirde bu ürünler raf ömrünü tamamlamamış olsalar dahi bozulabilir. Bozulmuş olan ürünün kokusu, kıvamı, rengi değişir ve su/yağ fazı ayrılmış halde görülür. Bu tür bozulmaya uğramış ürünleri kesinlikle kullanmayın.

Organik ürün sertifikasına sahip, bitkisel kaynaklardan elde edilen, insan sağlığına ve çevreye dost ürünlerin kullanılmasına özen gösterin. Eğer tamamen organik ürünleri alamıyorsanız; sentetik madde içeriği az olan ürünleri tercih edin. Çok fazla hammadde içeren ürünler yerine daha içeriği daha sade ürünleri tercih edin.

Gebeler, bebek emziren kadınlar, belirgin alerjisi bulunanlar, deri hastalığı olanlar, bebekler, gelişim çağındaki çocuklar için bir kozmetik ürünü seçerken daha dikkatli olunması gerekiyor. Kokulu ürünlerden özellikle gebelerin, bebeklerin ve gelişim çağındaki çocukların sakınması gerekli. Ambalajı açılmış, zarar görmüş ürünlerin kesinlikle alınmaması gerekli ve satın alınan ürünlerin Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı olup olmadığının da mutlaka kontrol edin.

  • Neden Edirne?

Mentan Barış Temiztepe: Edirne’nin ticari potansiyelinden ziyade tarihi atmosferi beni cezbetti.

Edirne bir tarım ve bir turizm kenti olduğu kadar aynı zamanda sınır şehri olması nedeniyle bir ticaret kenttir. Edirne’de pazarlanması gereken o kadar çok şey var ki! Edirne’nin bir kongre kenti de olması lazım. Kongre turizmini bu şehre getirilmek zorunda. Çünkü kongre turizmi masrafsız bir turizmdir. Şehre de çok şey kazandırır. Edirne’ye kongre amaçlı insan getirmek çok kolay. İnsanlar Edirne’yi sevdikleri için de seve seve buradaki kongrelere gelirler. Edirne bir endüstri kenti değil. Halkın yarısından fazlası tarımdan geçindiğini gördüm. Türkiye’de üretilen çeltiğin yüzde ellisi Edirne’de, ayçiçeğinin yüzde yirmi, yirmi beşi Edirne’de. Her şey pazarlama işidir. Trakya Birlik Edirne’de, Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü Edirne’de. Öyleyse bu imkanların daha fazla kullanılması lazım. Buğday ve ayçiçeği yetmez. Alternatif ürünler ile tarımın desteklenmek zorunda olduğunu düşünüyorum.

Trakya topraklarının yüzde on dördü, yaklaşık bir milyon dekarı işlenmiyor. Trakya’da araziler parça parça, bölünmüş. Bu da randımanı azaltıyor. Çok fazla parçalı arazi ve küçük işletme mevcut. Edirne’de daha doğrusu bütün Trakya’da, özellikle arazi toplanmasına öncelik vermek gerekiyor diye düşünüyorum. Özellikle bazı köylerde, 35-40’a varan küçük küçük işletmeler görüyoruz. Bunlarla karlı ve randımanlı bir tarım yapmak mümkün değil. Ana geçim kaynağı buğday, ayçiçeği gibi ürünler. Ama yetmez. Çeşitlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Osmanlı devleti başkentini İstanbul’a taşıdığında bile Edirne elit bir şehir olarak kültürel özelliklerini muhafaza ettiğini okudum. Ama Edirne de yaşayanların, Edirne’nin bu özelliğini tükettiğini gördüm.

Edirne şehir meydanının çok dar olduğu dikkatimi çekti. Bu problem bize aracımızı park edecek alan bırakmıyor. Maalesef Edirne’de hatırı sayılır bir park sorunu var. Yine Saraçlar civarında insanların tuvalet gibi temel ihtiyaçlarını karşılama noktasında zorlandığını gördüm. Edirne’nin temel sorunları aynı zamanda tuvalet ve park sorunlarıdır. Cumartesi-Pazar günleri aracımızı park edecek yer bulamayacağız diye dışarı çıkmayan insanlar var.

Edirne’de birçok alan insanların hizmetine açılmak için hazırda bekliyor. Edirne’de doğru dürüst park alanı, mesire alanı mevcut değil. Edirne’ye insan çekecek cazibe merkezleri yaratmak zorunda olduğunu gördüm.

Bakın Kaleiçi bölgesindeki birçok ev atıl durumda, çökük durumda. Edirne’nin Kaleiçi gibi semtinde bulunan bütün tarihi evler değerlendirilmeli; otel, kafe, eğlence merkezi olarak kullanılmalı. Kaleiçi’ndeki mimari birçok Avrupa şehrinden daha zengin olmasına rağmen maalesef bütün tarihi ev ve yapıları turizme kazandıramıyor. Edirne’nin sorunları belli, çözümleri basit. Yeter ki istensin! Yeter ki çözeceğim densin. Yeter ki inanç ve dirayet gösterilsin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir