Güner Yılmaz: “Edirne Osmanlı Evleri Müze, Kafe, Bar, Restoran olarak, Edirne’de turizmin birçok sorunu olduğunu görüyoruz. Tenkit etmek, kusur bulmak en kolay iş. Önemli olan yapıcı öneri ile çözüm bulup, hayata geçirmek veya geçirilmesini sağlamak.”


Güner Yılmaz: “Edirne Osmanlı Evleri Müze, Kafe, Bar, Restoran olarak, Edirne’de turizmin birçok sorunu olduğunu görüyoruz. Tenkit etmek, kusur bulmak en kolay iş. Önemli olan yapıcı öneri ile çözüm bulup, hayata geçirmek veya geçirilmesini sağlamak.”


- Edirne Turizminin ivme kazanması için; Edirne Belediyesinin, Edirne İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün, Edirne esnafının, turizm ile ilgili derneklerin ve Edirne’de bulunan mevcut otellerle aynı masaya oturarak bir stratejik plan geliştirmesi gerekiyor.
- Sizi tanıyabilirmiyiz?
Güner Yılmaz: 1967 Bulgaristan Deliorman Razgrad doğumluyum. Göçmen olarak Edirne’ye geldim. Hobi projemiz olan Edirne Osmanlı Evleri Müze, Kafe, Bar, Restoran (Butik Otel)’i Genel Müdürümüz Oğuz Bey ile birlikte hayata geçirme çalışmalarımıza devam ediyoruz.
- Edirne’nin tarihi Kaleiçi semtinde bulunan 21 tane virane konak satın alıp tarihi butik otel kavramı oluşturup hizmet verme fikri aklınıza nereden geldi?
Güner Yılmaz: Eşim Leyla Hanım ve ben tarihe inanılmaz derecede önem veren koleksiyoner bir çiftiz. Sadece metal objeler değil, ferman gibi yazılı tarih eserler de toplayarak koleksiyon oluşturduk. Bundan 17 yıl önce eşim Leyla Hanım ile Edirne’nin Kaleiçi Semtinde gezinirken şu anda bulunduğumuz beyaz konağı gördük. Camında satılık ilanı vardı. Telefon ile irtibat kurup görüştük, anlaştık ve satın aldık. Ardından 6 hafta boyunca, her hafta birer bina satın aldık. İlk zamanki düşüncemiz, ara sıra Edirne’ye anne baba ziyaretine geldiğimizde tarihi bir konakta oturmaktı. Diğer beş binayı alınca iç mimar olan eşime “Biz bu altı konağın güzelliklerine, tarihi dokusuna hayran olup aldık ama ne yapacağız?” dedim. O an amacımız boyut değiştirdi, restore edip, tarihi dokularla donatıp müzeler, butik hoteleler ve kafeler konsepti oluşturarak Edirne’ye kazandırmak fikri doğdu.
- Neden Edirne?
Güner Yılmaz: Biz Bulgaristan Razgrad göçmeniyiz. Anne baba ile Türkiye’ye göçünce Edirne’ye yerleştik. İlerleyen yıllarda ben İstanbul’a taşındım. Daha sonra Amerika’da ve Kazakistan’da sağlık sektöründe iş yerleri açtım. Ama Edirne, hayatımda ki özelliğini, ayrıcalığını hep korudu. Bana göre Edirne, Türkiye’nin en önemli şehridir. Bu gün insanlar için önem sırasında ki öncelik ekonomidir. Edirne Türkiye’de Merkez Bankası bulanan sayılı şehirlerden birisidir. Diğer taraftan Edirne sadece Osmanlı İmparatorluğuna 88 yıl başkentlik yapmadı. Tarihi incelersek çeşitli zamanlarda çeşitli devlet ve uygarlıkların 6 kez başkentliğini yaptığını görürüz. Dünyada Edirne gibi tarihi dokuya sahip çok az şehir var. Onun için de Edirne.
- Peki, neden 21 konak?
- Tarihi yapası ile turizmi ile kültürü ile ticareti ile Edirne’yi değerlendirirmisiniz? Sizce Edirne’nin sorunlarını çözüm noktaları ile dile getirebilirmisiniz?
Güner Yılmaz: Edirne’de turizmin birçok sorunu var. Tenkit etmek, kusur bulmak en kolay iş. Önemli olan yapıcı öneri ile çözüm bulup, hayata geçirmek veya geçirilmesini sağlamak. Yanlış hatırlamıyorsam Edirne merkezde otel, motel, apart otel gibi tesislerin toplam oda sayısı 925, yatak sayısı 2.000 civarında. Bu odaların tamamı sadece Kırkpınar Güreşleri ve Kakava Şenlikleri gibi belirli büyük etkinliklerde birkaç gün tam dolu oluyor. Bir de gurbetçilerin giriş çıkış sezonunda 60 gün. Bu 60 günde de % 70 – 80 gibi doluluk yaşanıyor. Ya kalan günler?
Otellerin yapım maliyetleri bu gün milyonlarla değerlendiriliyor. Bu yatırımların rantabl olması gerekiyor. Senenin 60 – 70 günü tam kapasite çalışacaksın, kalan günler boş duracaksın o da olmuyor.
Edirne Turizminin ivme kazanması için; Edirne Belediyesinin, Edirne İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün, Edirne esnafının, turizm ile ilgili derneklerin ve Edirne’de bulunan mevcut otellerle aynı masaya oturarak bir stratejik plan geliştirmesi gerekiyor. Gerek Edirne Belediyesine, gerekse Edirne İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne baktığınızda yerel aktörleri dikkate almadan toplantılar yapıp kendileri çalıp kendilerinin söylediğini görüyorsunuz. Burada maddi manevi sıkıntıyı çeken, çözüm önerilerini gören biz yerel aktörleriz. Onlar aybaşı geldiğinde maaşını alıyorlar ama bizler birlikte çalıştığımız kişilere maaşlarını ödüyor, elektrik, su, doğalgaz faturalarımızı karşılıyor, giderlerimizi amorti etmek için olağanüstü çaba sarf ediyoruz.
Neden mevcut oteller? Otel sahibi belli bir yatırım yaparak işletmesini açmış. Bu güne kadar 5 sene, 10 sene karına veya zararına otelini çalıştırmış. Bu yatırımcı, bu oyunun içinde ise uygulanacak strateji planı ile artıya geçer, zararını çıkarıp kar eder ve tekrar heveslenerek otelini yenileme çalışmalarına girişir. Dolayısı ile bunun karı kimin olacak. Bütün Edirne’nin olacak.
Edirne’de belediye muhalefet partisinden olduğu için Edirne İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ de devleti temsil ettiği için anlaşamıyorlar. Sonuçta sıkıntıyı vatandaş çekiyor. Biz ne kadar sorunlara çözüm için planlar üretsek te devlet ile belediye iş birliği sağlanamadığı sürece Edirne’de turizm bir adım öteye gitmez. Çünkü belediye kendi çabaları ile Edirne turizmine katkıda bulunmaya çalışıyor. Devlet adına Edirne İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü kendi çabaları ile Edirne turizmine katkı sağlamaya çalışıyor. Turizmden ekmek yiyen esnaf kendi çabaları ile Edirne Turizmine katkı sağlamaya çalışıyor. Turizm dernekleri kendi çabaları ile Edirne turizmine katkı sağlamaya çalışıyor. Herkes kendi çabaları ile Edirne turizmine katkı sağlamaya çalışıyor. Bir masada toplanıp stratejik plan çerçevesinde görev bölümü yapıp planlı çalışmadıkları için Edirne turizm konusunda ki istenen ilerleme sağlanamıyor.
Edirne’ye iki çeşit turist geliyor. Birincisi sınır kapılarından geçiş yapan kişilerin bir gece konakladığı yemek yeyip ayrıldığı turist gurubu, ikincisi tek amaçları tarihi dokuyu yaşamak, kültünü tanımak için gelen turist gurubu. Edirne tarih olarak Türkiye hudutları içinde ki en önemli şehirdir. İstanbul’dan da daha önemlidir. Biz Edirne’de yaşayanlar olarak bunu her platformda dile getirmemiz, anlatmamız lazım. Turizmciler en çok turist kabul eden il olarak Antalya’yı lanse ediyorlar. Bu yanlış. Antalya’ya Edirne kadar turist gitmiyor. Antalya’da ki turizm kıyı turizmi, yaz turizmi. Antalya’nın kıyılarının uzunluğu, girinti, çıkıntı dâhil 640, düz hat 500 km’dir. Antalya’nın batı kıyılarında dağların denize dik inmesi nedeniyle deniz derindir ve plajlar süreklilik göstermez. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nden alınan 2021 yılı verilerine göre, Ocak ayından bugüne kadar Antalya’ya gelen turist sayısı 2 milyonu geçti. 2020 yılı Temmuz ayının ilk 8 günü itibariyle 31. 428 kişinin ziyaret ettiği Antalya’da 2021 yılı Temmuz ayının ilk 8 gününde 450.991 turist ziyaret etti. Ama bu turistlerden kaç tanesi Antalya’yı ziyaret etti? Belki % 10’u. Çünkü her şey dâhil paket turlar ile geliyorlar otelden dışarı çıkmıyor. Oysa Edirne’ye gelen turist öyle değil. Otelinde en fazla 8 – 14 saat kalıyor en fazla kahvaltısını yapıyor çıkıyor, tarihi ve turistlik yerleri geziyor, alış veriş merkezlerini geziyor, yemek yiyor. Kısa ve özetle kültürel ve bedensel ihtiyaçlarını karşılamak için Edirne esnafına ödeme yapıyor. Konakladığı otel de misafirine sunacağı hizmet için ihtiyaçlarını Edirne esnafından karşılıyor.
- Sizi tanıyalım?
Güner Yılmaz: Bu gün finans ve iş takvimine bakarsak bir yıl 356 gün yani 52 haftadan oluşuyor. Edirne Belediyesi,
Biz Meriç, Tunca ve Arda ırmağını hiç kullanmıyoruz, Edirne’nin bağzı ilçelerini hiç kullanmıyoruz. Enez ilçesini tanıtmıyoruz Türkiye’nin belki % 80’i Enez’i, Erikli’yi bilmiyor. Ege Denizi’nin en tuzlu kesimlerinden birini oluşturan Saros Körfezi’nde karmaşık girdaplar çizen akıntılar görülür. Bu akıntılar nedeniyle de Saros kendi kendini temizleyen bir körfez konumundadır. Dünya’da kendi kendini temizleyerek temiz kalan beş körfezden biri olduğunu Türkiye’de yaşayan kaç kişi biliyor? Edirne turizmini daha da ileri seviyelere taşımak için yürekli, disiplinli ve girişken insan lazım. Edirne Belediyesi ile Edirne İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü web sitelerinde Edirne’de bulunan bütün konaklama tesis ve işletmelerinin isimleri, özellikleri ve konumları yayınlanması lazım. Tercihini Edirne’ye gelecek olan kişi yapsın. Şimdi aklıma geldi.
Edirne’ye gelen bir turist otelde en fazla 10 – 14 saat geçiriyor. Konaklama süresinde kıyasladığımızda en az parayı da otele bırakıyor. Örneğin bir mağazada belki bir saat kalıyor, belki 500 Euro, belki 1.000 Euro bırakıyor. Bizde 10 ile 14 saat zaman geçiriyor bıraktığı 60 Euro. Konaklama da kazanılan para o kadar yüksek değil. Edirne Belediyesi, Edirne İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından konaklama maliyetlerinin bir türlü Sübvanse edilmesi gerekli. O zaman biz daha kaliteli hizmet verebiliriz. Turizmde lokomotif konaklamadır. Turist konaklamadan ne kadar memnun kalırsa o kadar uzun kalır ve gezer harcama yapar.
Edirne’de ki otelciler arasında bir fiyat politikası olmaması da başka bir handikap. Bizi tercih edecek misafirlerimiz https://www.edirneosmanlievleri.com/ internet sitemizden veya +90 545 102 16 16 numaralı whatsapp & telefonumuzdan bizimle direk irtibat kurabilirler.
Oğuz Artık: Gurbetçi sezonunda Edirne’de konaklayan kişiler sadece sınır kapılarında yoğunluk var diye kalıyor. Hiçbir yeri de gezmiyorlar. Bunu konaklamalı turizme çevirmemiz lazım. Edirne Belediyesi ile Edirne İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün “Siz Edirne gibi tarihi bir şehirden geçiyorsunuz. Bunu değerlendirmeniz lazım.” fikrini lanse edebilmeli. Eğer bu lanse edilirse konaklama süresi uzar. Bizlerde misafire maksimum memnuniyeti sunacağız ki birkaç gece daha kalabilsinler.
Güner Yılmaz: Edirne Belediyesi ile Edirne İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün yerinde olsam, konaklama tesislerine Edirne’de bulunan müzelerin indirimli fiyatlı bandrollerini veririm. Oteller de kendilerinde konaklayana bu bandrolleri indirimli fiyattan verirler. Bu sayede hem müzeleri ziyaret artar. Hem de konaklayan turist avantaja geçer.
- Güner bey, 17 yıl önce bu konağı ilk gördüğünüzde ne hayat ettiniz?
Güner Yılmaz: Eşimle birlikte biz bir konak görmedik. İki konağı beraber gördük ve bunu bütün olarak hayal ettik. Daha önce de söylediğim gibi başlangıçta kendimiz anne baba ziyareti için Edirne’ye geldiğimizde kalacak yer olarak düşündük. Kısa süre sonra hayallerimiz boyut değiştirdi. Müze Butik Otel olarak hayal kurmaya başladık. Şu anda da içinde bulunduğumuz iki konak için hayallerimizin büyük kısmını gerçekleştirdik.
Biz her misafirimize toplamda en az bir saat zaman ayırıp Edirne’yi anlatıyoruz.
Konaklayan misafirlerimize sadece nostaljik atmosferde, tarihi yaşayarak kaliteli uyuma imkânı değil aynı zamanda Osmanlı mutfağı ile Avrupa mutfağından kaliteli ve hijyenik yemek yeme imkânı da sunuyoruz. Bizim için birinci planda misafirlerimizin memnuniyeti geliyor. Şuna inanıyoruz ki, konağımızdan memnun ayrılan misafirimiz tekrar Edirne’yi ziyaret eder. Arzumuz Edirne’ye gelen yabancı misafirlerimiz sadece döviz kuru yüksek olduğu için tercih etmesin. Geldiğinde bizlerin tarihi ve kültürel değerini de öğrensin.
- Kafe bar restoranınızda özel bir menünüz spesiyaliniz var mı?
Güner Yılmaz: Şömine Kafe Bar Restoranınızda hedefimiz haftanın en az üç günü özel menü sunmak. Hünkârbeğendi, kandilli mantı, elbasan tava gibi Edirne’ye has yemeklere ağırlık vereceğiz. Örneğin cumartesi günleri kuzu dolma sunacağız. İstiyoruz ki, il veya ülke dışında bulunan misafirlerimiz ile Edirne’de yaşayan misafirlerimiz Şömine Kafe Bar Restoran’ına gideyim de kuzu dolma yiyeyim diye gün saysınlar.
Türkler, ilk kez bundan 11 bin yıl önce Alp dağları eteklerinde ortaya çıkmış, M.Ö. 9000 – 7000 yılları arasında, Hazar-Aral Göllerine doğru, M.Ö. 6000 – 4000 yılları arasında Mezopotamya’ya göç etmiş, oralardan Anadolu, Hindistan, Orta Asya, Avrupa dâhil olmak üzere dünyaya yayılmış olduğu şeklinde bir başka varsayımla da örtüşmektedir. Bu göçlerden sonra Milattan önce 7 büyük göç daha söz konusu. Proto (Ön) Türkler M.Ö. 1700’lü yıllarda Andronovo bölgesinden Altay ve Tanrı dağlarına, M.Ö. 1300’lerde Kazakistan ve Maveraünnehir’e, M.Ö. 1100’lerde Çin’in kuzeybatısındaki Kansu-Ordos bozkırlarına, Baykal Gölüne, M.Ö. 1000’li yıllarda Kuzey Hindistan’a göç ettiler.
Proto Türklerin son temsilcileri İskitler (Sakalar), M.Ö. VIII. yüzyılda, Orta Asya’nın Tanrı dağları ile Hazar denizi arasında kalan geniş bozkırlarında yaşarlarken Karadeniz’in kuzeyine, İtil ve Tuna nehirleri arasındaki düzlüklere göç ettiler. Ancak buluntulardan İskitlerin çok daha önce Avrupa / Kafkasya’da yaşayan bir halk iken Orta Asya’ya, Turfan Havzasına göç ettiler. Bu kültürü de yemeklere yansıtacağız. Haftanın bir günü de Etli Hun Pilavı pişireceğiz.
- Butik Otel Müze’nizde bulunan her odaya Edirne’nin bir ilçesinin ismini verdiğiniz dikkatimizi çekti. Odalarınızın özelliklini anlatırmısınız?
Güner Yılmaz: Her odaya Edirne’nin ilçelerinden birisinin ve Edirne’yi kucaklayan nehirlerin ismini vermenin çok daha uygun olacağını düşündük. Amacımız konaklayan misafirlerimizin Edirne’nin ilçelerinin isimlerini de öğrenip merak edip araştırmalarını, gitmelerini sağlamak. Her odanın farklı bir konsepti olması fikri ise eşim Leyla Hanımdan geldi. Edirne Osmanlı Evleri Müze projemiz 21 binadan oluşuyor. Tamamı bitince 120 odamız olacak. Her odayı farklı bir konsepte döşemek istiyoruz. Butik Otel Müzemizde bulunan hiçbir obje yeni değil. Her şeyin tarihi özelliği var. Her şey hazine. Örneğin salondaki tarihi avizemizin değeri dahi 40.000 dolar. Butik Otel Müzemizde iki tane tarihi su kuyusu var. Kuyuların üzerini kalın kırılmaz cam ile kapadık. Baktığınızda kuyunun dibini görebiliyorsunuz.