Hüseyin Türksoy: “Türk vatandaşı olmayanlara gayrimenkul satmak yerine 49 yıllığına kullanım hakkı verilsin”

0

Hüseyin Türksoy: “Türk vatandaşı olmayanlara gayrimenkul satmak yerine 49 yıllığına kullanım hakkı verilsin”

  • Hüseyin Türksoy: “Türk vatandaşı olmayanlara gayrimenkul satmak yerine 49 yıllığına kullanım hakkı verilsin”

    Sizi tanıyabilirmiyiz?

Hüseyin Türksoy: Edirne’nin İpsala ilçesi doğumluyum. İlk ve ota okulu ilçemde bitirdikten sonra üniversiteyi 2 yıl Adapazarı’nda, 4 yıl da Eskişehir’de İşletme Fakültesinde lisans eğitimi aldım. 45 yıldan beri ticaretle uğraşıyorum, 35 yıla yakın gıda toptancılığı yaptım.

2010 yılından buyana emlak sektöründe çalışmalarımı sürdürüyorum. Tekirdağ’da CENTURY 21 Kent Gayrimenkul temsilcisiyim. Emlak sektöründe kurumsal firmayız. Bu firmanın ayrıcalıklarını, çok geniş emlak ağını gördüğüm için ve kurumsal işlevi olduğu için müşterimize sunduğumuz doğru, güvenilir ve profesyonel desteği CENTURY 21 Kent Gayrimenkul çatısı altında daha da kaliteli olarak devam ettiriyoruz.

  • Hüseyin Türksoy olarak, Tekirdağ’da yaşayan bir birey gözüyle, iyisi ile kötüsüyle ili değerlendirirmisiniz desem neler anlatırsınız?

Hüseyin Türksoy: Benim gözümde Tekirdağ’ın tipik bir sahil kasabasına benziyor. Son 10 yılda birçok alanda gelişmeler gösterdi ama yetersiz.

Sahilimiz gayet geniş ve uzun. Havası çok güzel, üzüm bağları, kiraz bahçeleri, çok verimli ayçiçek ve hububat tarlaları ile tarım açısından çok verimli toprakları var. İstanbul’a yakınlığı açısından, yurt dışında Avrupa’ya çıkan kapı olması açısından, Avrupa’ya yakınlığı açısından çok önemli coğrafi konuma sahip ilimiz.

Bu veriler değerlendirildiğinde Tekirdağ turizm cenneti olabilir. Kültür ve Turizm Bakanlığının Tekirdağ bölgesine yatırım yapılmasını bekliyoruz.

Öncelikle Tekirdağ il merkezi bölgesinde bacalı sanayiden uzak durulması, deniz ve doğa turizminin ilk planda tutması gerekiyor diye düşünüyorum. Bacalı sanayi yapılacak ise Çerkezköy bölgesinde yapılsın yoksa bölgeye yazık olur.

Hüsayin Türksoy, Turan Devletleri Teşkilatı Tekirdağ İl Başkanı Yük. İnş. Müh. İlker Börekçi ile beraber.

Özellikle sahildeki inşaatlar konusuna ayrı bir özen göstermemiz gerekiyor. Bulgaristan, Yunanistan, Ukrayna gibi ülkelerden gelen yabancı ülke vatandaşlarının Tekirdağ’a ilgisinin yoğun olduğunu görüyoruz.

Tekirdağ’ı turizm cenneti yapmak için kompleks yıldızlı otellere ağırlık vermek lazım. Tekirdağ’da Ramada, Des Otel, Granbella Hotel’den başka büyük otel yok. Grup turlara elverişli, konferansların yapılabileceği, seminerlerin verilebileceği otellere ihtiyacımız var. Sahilde tatil köylerine ihtiyacımız var.

Türk gelenek, görenek ve törelerinin sergileneceği Turan Obası kurulabilir. Bunu yapması önem ve özen gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum. Turan Devletleri Teşkilatı gibi kuruluşların aracılığı ile Tekirdağ’a çok fazla turist çekilebilir. Tekirdağ’a ne kadar fazla turist çekilirse hizmet kalitesi artar, esnafın ve bölge insanın yaşam kalitesi artar.

Tekirdağ’da yaşayan insanlar para kazanınca yine Tekirdağ’a yatırım yapacaklardır, çevresi ve portföyü değişip güzelleşecektir.

  • Az önce Turan Odası’ndan bahsettiniz. Turan deyince aklınıza ne geliyor?

Hüseyin Türksoy: Turan denince aklıma Türklük geliyor. Zaten benim soyadım da TÜRKSOY. Türk Devletleri, Özerk Türk Devletleri, Türk Elleri ve Türki Toplulukları arasında sadece kültürel, eğitim, sağlık ve diğer noktalarda değil, aynı zamanda siyasi, ekonomik ve askeri beraberliğin sağlanmasında geliyor. Bu yolu daha o zamanlar Gazi Mustafa Kemal Atatürk bize çizmiştir. Bunları topluma iyi anlatalım, Bunları anarken bu gün Turancılık akımına öncülük eden büyük Türkiye Cumhuriyetinin bir mirastan istifade ettiğini de unutmayalım, bizlerin yapacağı çalışmaları geleceğe miras bırakacağımızı dikkate alarak çalışmalar yapalım.

Doğu Türkistan bu gün Çinlilerin zulmü, sömürüsü altında ve biz buna sessiz kalıyoruz aklıma bu geliyor. Ticari kaygılar için onları yalnız bırakmayalım.

Biz Avrupa Birliği’ne girmenin peşinde değil de Türk Birliğinin, yani Turan Birliğinin oluşması için uğraşalım. Çünkü bize Türk’üz, Türk’ten başka da dostumuz yok.

  • Türkiye’de yabancıya gayrimenkul veya konut satış kriterlerin neler?

Hüseyin Türksoy: Yabancıların, bazı kısıtlamalar ve şartlar dahilinde Türkiye’de ev satın alması mümkündür. İlgili Tapu Kanunu’nun 35. Maddesi yalnızca satın almayı değil, herhangi bir şekilde mal edinebilmeyi düzenlemiştir. Dolayısıyla belirtilecek şartlar yalnızca satın alma için değil, bağışlama ya da miras yoluyla mülk edinme için de geçerlidir.

Yabancıların Türkiye’de ev satın alma şartları net olarak düzenlenmiştir. Yabancı uyruklulara Türkiye’de belirli şartlar dahilinde ev almaları halinde Türk vatandaşlığı verilmesi mümkündür. Bununla birlikte Türkiye’de ev alan yabancılara oturma izni de verilmektedir.

Ev satın alınmadan önce, satın alınacak taşınmazın üzerinde ipotek veya haciz olup olmadığına mutlaka bakılmalıdır. Satış mutlaka tapu müdürlüklerinde yapılmalıdır. Ayrıca resmi senet düzenlenmelidir.

Ev Alırken İkamet İznine Sahip Olma Şartı Yoktur

Yabancılar geçerli bir oturma iznine sahip olmasa bile ev satın alabilmektedir. Türkiye’de yabancıların vatandaşlık hakkı kazanmak amacıyla ev almasının farklı kriterleri bulunur. Taşınmaz mülkün değerinin en az 400.000 Amerikan Doları tutarında olması gereklidir.

Ama ben yabancı ülke vatandaşlarının Türkiye’de gayrimenkul almasına, bunun karşılığında vatandaşlık almasına karşıyım.

Avrupa Birliği’nde ve İngiltere’de yabancı ülke vatandaşlarının gayrimenkul alma uygulamaları şöyle, onlarda 49 yıllık kullanım hakkı veriyorlar. Türkiye’de de aynı olması lazım. Yani 49 yılla sınırlı ve bu sınır varislere miras bırakılamaz.

Türk Devleti’nin Türkçe konuşmayan, Türk ve Türkiye tarihi hakkında bilgisi olmayan, âdet ve geleneklerimize yabancı insanlara, ev satın almaları şartıyla vatandaşlık vermesi; gittikçe artan sayıda Türk vatandaşının evlerini satarak Avrupa’da ev alma eğiliminde olması, doktorlar ve mühendisler başta olmak üzere yetişmiş genç insan gücümüzün Batı ülkelerinde yaşamayı tercih etmesi, hatta Erasmus gibi değişim programlarıyla Batı ülkelerine giden öğrencilerden bazılarının sığınma talebinde bulunması vb. de Türkiye’nin geleceği açısından ciddiyetle üzerinde durulması gereken konulardır. Sığınmacılar ve kaçak göçmenlerin sayısı hakkında, resmî rakamlar ile iddialar arasında iki katı aşan çok ciddi bir farkın bulunması, soru işaretlerini artırıyor.


Sınır Ötesi Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

Sizinle ne düşündüğümüzü paylaştığımız gibi, sizin düşüncelerinizi de duymak istiyoruz! Yorumunuzu paylaşın, geri bildiriminizi bekliyoruz!

Sınır Ötesi Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et