Mehmet Ali İpek: “Önce biz doğru olmalıyız, sonra karşı taraftan doğruluk beklemeliyiz.”
Mehmet Ali İpek: “Önce biz doğru olmalıyız, sonra karşı taraftan doğruluk beklemeliyiz.”
- Kendinizi Tanıtır mısınız?
Mehmet Ali İpek: 1968 Edirne doğumluyum. İlkokul ve ortaokulu okuduktan sonra Roma Pastahanesinde çırak olarak çalışmaya başladım. Köfteci çıraklığı, aşçı çıraklığı yaptıktan sonra askere gittim. Sarıcapaşa mahallesinde, çok küçük bir dükkânda ilk işyerimi açtım.
Daha sonra dükkânı büyüttük, Çınaraltı markasını orda yarattık ve 7 gün 24 saat Edirne’ye hizmet verdik. Dükkânımızda kiracı idik… 2012 yılında dükkânımızı kapattık. Kısa bir süre zücaciyecilik yaptık ama baktık ki bu iş bize göre değil yine eski işimize döndük. Oğlum askerliğini yaptı, okulunu okudu ve ‘ben bu işi yapmak istiyorum baba’ dedi. Ben de ona: ‘biz bu işi birlikte yaparız oğlum’ dedim ve Margi Otel ve Alışveriş Merkezi’nin yanında yeni yerimizde Çınaraltı markasını tekrar yarattık. 1 Temmuzdan itibaren de eskiden olduğu gibi 24 saat hizmet vermeye başladık.
- Edirne’yi kısaca değerlendirmenizi rica ediyoruz.
Mehmet Ali İpek: Edirneliler olarak biz bize yeteriz ama dışarıdan gelen misafirlerimize de kapımız açık. Ustalarımdan şunu öğrendim. Önce biz doğru olmalıyız, sonra karşı taraftan doğruluk beklemeliyiz. Ben de bu düsturu göz önünde bulundurarak, Edirnelilere bir esnaf olarak hizmet etmeye çalışıyoruz. Param yok, karnımı doyur diyen kimseyi geri çevirmedim, yine çevirmem. Ayrıca Edirne turizmine de katkımız var. Çünkü dışarıdan gelen misafirler de bizi tercih ediyor. Yeni yerimizi öğrenenler hemen dükkânımızı ziyaret ediyorlar. Biz de bundan ötürü çok mutluyuz. Edirne’de her kesimden, her mahalleden, her sosyal statüden, her siyasi partiden insana hizmet vermeye çalışıyoruz.
Edirne’ye daha fazla turist gelmesi gerekiyor. Edirne’nin turistten coşması gerekiyor. Bu nedenle tarihi değerlerimizi ve gastronomimizi ön plana çıkartmak zorundayız. Birçok değerimiz var. Bunların reklamını daha iyi yaparsak Edirne’nin gelişeceğine inanıyoruz. Cumhurbaşkanımızın ağzından duyduğumuz Selimiye Meydanı’nın da yapılmasıyla Edirne’nin turizm manasında gelişeceğini ve albenisinin artacağını düşünüyorum. Ayrıca ‘üç nehir bir şehir’ projesi de turistlerin sayısını arttıracaktır. İç ve dış turizmin arttırılması için bu projelere ağırlık verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
İki yıldır festivallerimizi düzenleyemiyoruz. Kakava şenlikleri, Kırkpınar etkinlikleri, bando festivali, ciğer festivali yapılamadı. Umuyorum ki pandemi döneminden sonra çok daha şenlikli bir şekilde bu etkinlikleri tekrar yaparız. Edirne’yi festivaller şehri olarak tanıtmalıyız.
- İyi bir köfte nasıl olur?
Mehmet Ali Köfte: Öncelikle eti iyi seçmelisiniz. 7-8 aylık bir erkek hayvan tercih edilmelidir. Hayvanın kaburgası ve antrkot karışımı kullanılır. Tuz, karabiber ve kimyonu da eklediğiniz zaman karışım tamamlanır. Ayrıca eti dinlendirmek de gerekiyor. Ayrıca mangal kömüründe pişmek gerekiyor. Edirne’ye has, üçgen ızgaraları da unutmayalım. Türkiye’nin genelinde genelde saç ızgara tercih edilir ama Edirne’de üçgen ızgara sistemi tercih edilir. Kömür ateşinde pişirilen bu köftenin üstüne köfte yok. Bu konuda iddialıyım.
Sizi de tanıyabilir miyiz?
Birkan İpek: 1995 Edirne doğumluyum. Makedonya Üsküp’te okudum. Siyasal Bilimler Fakültesinden mezun olduktan sonra babamı tekrar Çınaraltı markasını yaratmak noktasında ikna ettim ve bu markayı başka bir yerde tekrar var ettik. İnşallah biz de Edirne’ye ve turizmine hizmet edeceğiz elimizden geldiğince.
Sınır Ötesi Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.