Nurhayat & Yasem Eren çifti hangi balığın ne zaman DEVAM…
Nurhayat & Yasem Eren çifti hangi balığın ne zaman yeneceğini anlattılar, Edirne’nin sorunlarına çözüm önerini dile getirdiler.
- Nurhayat & Yasem Eren: Yasem Bey, Edirne doğumlu Yaklaşık 30 yıldır Edirne’de balık pazarında balıkçılık yapıyor. Doğma büyüme, aileden balıkçı. Eşi Nurhayat Hanım ile birlikte sahibi oldukları Balıkpazarı semtinde ki Yasem Balıkçılık’ta hem çiğ balık, hem de pişmiş balık satıyorlar, pişmiş balığı paket serviste yapıyorlar. Son zamanlarda hitap ettikleri kitle daha çok Bulgaristan, Yunanistan veya diğer Balkan Ülkelerinden gelen yabancı misafirler. Nurhayat & Yasem Eren çifti Balıkpazarı semtinin parçası olmuşlar. Güler yüzlü, iyi niyetli ve yardımseverlilikleri ile tanınıyorlar.
Nurhayat & Yasem Eren: Balkanlardan gelen turistler daha çok balığımızın tadına bakmak için dükkanımıza uğruyor. Şunu ifade etmek isteriz, Edirne insanı maalesef hala Balkan ülkelerine gitmeyi tercih ediyor ve fahiş fiyatlara balık yiyor. Oysa aynı balığı çok daha ucuz ve taze olarak bizim dükkânımızda yiyebilirler. Kaldı ki yabancı misafirlerimiz, Balkan ülkelerinden gelen misafirlerimiz bizlere Edirne insanından daha çok alaka gösteriyor. Bu noktada Edirne insanının yabancı misafirlerimiz sayesinde krizi fırsata çevirdiğini söyleyebilirim. Edirne alışveriş merkezlerinden dolayı yabancı turistlerin ilgisini çektiği gibi, hem alışveriş merkezlerinden hem de Saraçlar’daki esnaftan yapılan alışveriş esnafı ayakta duruyor, Edirne yaratılmaya çalışılan krizden, döviz artışından etkilenmedi diyebiliriz.
► İşin ustasına soralım. Hangi balık, hangi mevsimde yenir? Bize anlatır mısınız?
Nurhayat & Yasem Eren: İklimsel özellikler balığın kalitesini, tadını ve miktarını etkiler. Belli aylarda bazı balıklar daha fazla tutulurlar. Her balığın yağlandığı bir ay vardır ve balıklar yağlanınca etleri de çok lezzetli olur. Genelde yağlı balıkların ızgarası, yağsız balıkların ise kızartması yapılır. Balık alırken dikkat edilecek en önemli şey balığın taze olmasıdır. Taze balığın solungaçları kırmızı, derisi gergin, gözleri parlak ve dışa doğru, pulları sıkı, kuyruğu da dik olur. Tabii en önemlisi balık alırken balık takvimine göre seçim yapmaktır. Ocak ayında Kefal ve hamsi tam olarak yağlanmıştır. Lüfer, palamut, uskumru ve istavrit halen lezzetlidir. Çinekop, kofana ve mezgit boldur. Tekir ve kırlangıç çok tutulur. Barbunya, kılıç, mercan ve sinarit az tutulur. Şubat ayında Kalkan mevsimi başlamıştır. Tekir gene boldur. Uskumru, lüfer ve palamut artık yağını kaybetmeye başlamıştır. Gümüş balığı ve kefal lezzetlidir. Hamsi artık yağını ve lezzetini kaybetmektedir. Ayrıca istavrit, zargana, mezgit yine tezgâhlardadır. Mart ayında Kefal, levrek ve kalkanın en lezzetli olduğu zamandır. Uskumru artık çiroz olmaya yüz tutmuştur. Gümüş balığı artmaya başlar. Lüfer ve palamut yağını kaybetmiştir, tava ve pilaki yapılmaya uygundur. Kofananın ızgarası olur. Minakop ve tekir her zaman olduğu gibi lezzetlidir. Barbunya bol miktarda çıkar ve çok lezzetlidir. Nisan ayı balık türlerinin bol olduğu bir dönemdir. Kalkanın en lezzetli ve en bol olduğu zamandır. Eşkina’nın sezonu başlar çok lezzetlidir. Mercan, levrek, kılıç ve kırlangıç bollaşır. Dolayısıyla diğer aylara oranla daha ucuzdur. Gümüş, kefal, mezgit, tekir ve barbunya lezzetlidir ve çok tutulur. Zargana bu ayda da devam eder. Mayıs ayında Levrek, barbunya, dil balığı, tekir, kılıç, kırlangıç ve iskorpit fazla çıkar ve lezzetlidir. Uskumru, torik, palamut, hamsi ve istavrit artık yağını kaybetmiştir. Kefal halen lezzetlidir. Mezgitin halen zamanıdır. Haziran ayı, verimsiz dönem başlamış, balıklar azalmıştır. Mezgit, levrek ve biraz barbunya çıkar. Bu ayda en lezzetli balık karagözdür, yağlanıp lezzetlenmiştir. Kırlangıç da lezzetlidir. Tekir, barbunya, gelincik, mercan, sinarit ve eşkina bulunur. Fakat pahalıdır. Temmuz,balığın en az olduğu aydır. Sardalya mevsimi başlamıştır, Ekim ortasına kadar yenebilir. Sardalyanın asma yaprağı içinde ızgarasının tam zamanıdır. Kolyoz, istavrit, uskumru, tava ve haşlamaya elverişlidir. Tekir ve barbunya yine lezzetlidir. Levrek ve çipura vardır, mezgit ve istavrit az da olsa bulunur. Ağustos ayında Çingene palamudu sezonu başlamıştır. Sardalyanın en lezzetli zamanlarıdır. Kılıç, mercan, sinarit gayet lezzetlidir. İzmarit de yağlanmış lezzetlenmiştir. Eylül ayında Balık sezonu açılmıştır. Sardalya ve kılıç lezzetlidir. Palamut yağmur suyunu yedikçe irileşmiştir. Aynı zamanda bollaşmıştır. Lüfer sezonu yaklaşmaktadır, biraz pahalıdır. Kolyoz, izmarit ve istavrit lezzetlidir. Kırlangıç bolca çıkar. Ekim ayı, Geçici olarak yazın Karadeniz’de beslenen balıkların Marmara’ya göçe başladıkları aydır. Bu yüzden bol miktarda tutulur. Lüfer lezzetini kazanmış, istavrit de yağlanmıştır. Palamut boldur. Barbunya ve tekirin en yağlı ve lezzetli zamanıdır. İzmarit, sardalya, levrek, mercan, torik, sinarit ve eşkina hem bol hem de lezzetlidir. Kasım, Verimli ve bol balıklı bir aydır. Uskumrunun en iyi zamanıdır. Torik artmıştır, lakerdası yapılır. Pisinin en lezzetli olduğu aydır. Lüfer, eşkina, çinekop, palamut, torik, zargana, levrek, mezgit ve istavrit bol miktarda çıkar ve de çok lezzetlidir. Hamsi de çıkmıştır ve çok lezzetlidir. Aralık ayında Hamsi, tekir, palamut, lüfer, çinekop, barbunya, mezgit, istavrit bol ve lezzetlidir. Uskumru, lüfer, palamut ve torik yağlıdır ve her türlü yemeği yapılır. Hamsi de lezzetlidir.
► Doğma büyüme Edirne’li bir esnaf olarak Edirne hakkında neler söylemek istersiniz? Gördüğünüz eksikler ve çözüm önerileriniz nelerdir?
Nurhayat & Yasem Eren: Edirne çok güzel bir şehir. Az önce de söylediğimiz gibi şehri yabancı misafirlerimiz ayakta tutuyor. Buradaki bolluk, bereket, kültürel ve tarihi zenginlikler herkesi cezbediyor. Camilerimiz başta olmak üzere tarihi eserlerimiz Edirne’yi dünyanın en güzel şehirlerinden birisi yapıyor ama yine de eksiğimiz çok, özellikle şehir yapılanmasında. Saraçlar caddesi bölgesinde esnaf olduğumuz için hem bölgemizde ki, Kaleiçi Semtimizde ki, hem de Karanfiloğlu Semtimizde ki tarihi evlerin durumunu, hem Kaleiçi bölgesindeki tarihi evlerin durumunu gözlemliyoruz. Turizm için bulunmaz nimet konumunda olan ve Edirne insanının kazancını iki katına çıkartabilecek olan bu yapılar maalesef mezbele olarak Edirne’ye yakışmayan bir görüntü çiziyor. Belediye’nin onayladığı işi anıtlar kurulu bozuyor. Kurumlar arasındaki sıkıntı, Edirne insanını rezil ediyor. Turistler yıkık dökük evlerimizin fotoğrafını çekiyor ve kötü bir şekilde reklam oluyoruz. Eskiden Kaleiçi bölgesinde oturmak bir lükstü ancak belediyelerin ve diğer kurumların yanlış politikaları Kaleiçi bölgesini ne olduğu belirsiz insanların yaşadığı, güvenliksiz bölgeler haline getirdi. Bugün özellikle geceleri Kaleiçi’nde güvenli bir şekilde dolaşmak maalesef mümkün değil.
► Edirne’ye daha fazla turist çekmek için neler yapılabilir?
Nurhayat & Yasem Eren: Kapıkule’den girdiğinizde Edirne’nin girişini bulmakta zorlanıyorsunuz. Bir kere Edirne’ye bir giriş kapısı şart. Eski Edirne’yi canlandırmak şart. Esas Edirne Saraçlar bölgesi. Burayı canlandırmak zorundasınız. Çarşıyı canlandırsanız Edirne’ye daha fazla turist gelecektir. Ufak esnafı her daim ayakta tutmak zorundayız. Eski Edirne, Kaleiçi Semti, balık pazarı bölgesi ve Londra Asfaltı ile Karanfiloğlu Semtini her daim ön planda tutulmalı.
Sınır Ötesi Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.