Saadet Partili Milletvekili Mehmet Atmaca Edirne TMMOB’yi Ziyaret Etti

0

  • Saadet Partisi Bursa Milletvekili Mehmet Atmaca, Edirne İl Başkanı Av. Sinan Tekin ve il yönetim kurulu üyeleri Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğini ziyaret etti.

İl Koordinatörü Yılmaz Eren ve oda temsilcileri ile bir araya gelen Milletvekili Mehmet Atmaca ziyarette yaptığı açıklamada; “2012 yılında bir yasa çalışması gündeme geldi ve biz bunu ilk duyduğumuzda sevindik, yasanın adı çok güzeldi: “Riskli yapıların ve riskli alanların dönüştürülmesi kanunu” Buna gerçekten bu ülkenin ihtiyacı var ve propagandaları yapılırken yapılan en büyük reklam işte “Biz depremlerde enkaz altında benzer manzaraları görmek istemiyoruz, bunu engellemek amaçlı işte bu kanunu düzenliyoruz.” denmiş idi ancak uygulamalarında gördük ki veya kanunun metni incelendiğinde görüldü ki yapıldığı tarihte bile aslında riskli yapıların dönüştürülmesi gibi bir amacı yoktu. Bu tamamen ülkemizde mevcut kanun ve yönetmelikler gereği rant değeri aşırı büyüyen ama bu yönetmelikler gereği bir türlü çözümü yapılamayan ve ranta dönüştürülemeyen değerlerin ranta dönüştürülmesi için çıkarılmış bir kanundu. Bunun en büyük ispatlarından biri plan yapma yetkisinin Bakanlığa verilmiş olması ve yine aynı kanunda bir arsada plan yapılırken emsalin 1’den 15’e kadar çıkarılabilme yetkisinin Bakanlığa verilmiş olmasıdır. Tabii, uygulama başladı, 2012 yılından bugüne on bir sene geçti ve yapılan bir sürü uygulama var ama maalesef, bu uygulamalarda bu iddialarımız hep haklı çıkmış oldu.

Riskli yapılar yerine rantı yüksek yapılar dönüştürüldü. Kent yapı stokumuzda en çok riskli yapıların bulunduğu bölümler kaçak ve imarsız alanlarda yapılan mühendislik hizmeti almamış kontrolsüz yapılardır ama uygulamada gördük ki kentlerimizin en değerli ve imarlı, hatta ve hatta üzerinde ruhsatlı yapı bulunan yerlerde bu dönüşümler oldu. Tabii burada, birkaç tane sıkıntı var bu kanunda. Bunun birincisi, yapıların riskli olup olmadığının tespiti konusu. Şimdi, belki “öngörülemeyen” diye tarif edilen Kahramanmaraş depreminde de biz gördük ki aslında deprem yapıları çok yıkmıyor. Mevcut yapı stoku içerisinde yıkılan bina sayısı yüzde 10’u geçmiyor. Yani biz aslında riskli yapıların tespitiyle bu yıkılma olasılığı yüksek olan yapıları bulmayı amaçlamalıyız ama bu yapılmıyor, dönüşümü istenen yapıya “riskli” gerekçesi uydurularak bu yasanın vermiş olduğu imkânlardan faydalanma fırsatı oluşturuyoruz. Tabii bir kısım raporlarda ifade edildiği gibi ülkemizde yaklaşık 35 milyon yapı stoku var. Bunun 6 milyonunun riskli olduğu iddia ediliyor. Bu rakam doğru değil. Deprem anında yıkılma olasılığı olan bina sayısı ki biz bunu amaçlıyoruz. Biz deprem anında yıkılacak yapıları öncelikle dönüştürmeliyiz çünkü can kaybının azaltılmasını amaçlamamız gerekiyor. Bu rakam da yüzde 10’ları geçmiyor. Yani “tasarım depremi” diye adlandırdığımız Kahramanmaraş depreminde bile yıkılan yapıların toplam sayısı yüzde 10’u geçmemiştir. O yüzden bu riskli yapıların tespitiyle ilgili mutlak surette bir düzenleme yapılması ve depremde yıkılma olasılığı en yüksek olan yapılardan dönüşüme başlaması şarttır. Yine, ülkemizin ekonomik durumları dikkate alındığında bizim kentlerimizi yeniden yıkıp yapma gücümüz yok, bu bir aldatmacadır, bunun yerine eğer amaç deprem ve can kaybının azaltılması olsaydı dönüşüm yerine güçlendirmeye daha çok önem verilmelidir.

Çünkü biz biliyoruz ki birçok yapının küçük müdahalelerle, küçük maliyetlerle göçmesi engellenebilir, bunların hiçbiri maalesef dikkate alınmamış oldu bu kanunda. Yani bu kanunun on bir yıllık uygulamasında biz gördük ki kesinlikle ve kesinlikle depremi dikkate almamış, rantı dikkate almıştır. Yani insanların deprem korkusu istismar edilmiştir. Tabii, kanun değişikliği talep edildi. Maalesef, tamamen yine rant amaçlı bir revizyon bu. Özellikle bu kanunun uygulanışında görülen hiçbir sıkıntı halledilmiş değil. Yine, riskli yapı tespitiyle ilgili hiçbir yeni düzenleme yok. Bu tamamen hukuki, idari ve mali yönlerini düzenleyen bir revizyon. Biz arzu ederdik ki -az evvel ifade ettiğim gibi- depremde çökme ihtimalî yüksek olan yapıları önceleyen bir yaklaşımla bu dönüşüm devam etsin.” dedi.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir