Serhat Çeker: “İş imkânı kısıtlı olduğundan dolayı Edirne yaşlılar şehri oldu.”


Serhat Çeker: “İş imkânı kısıtlı olduğundan dolayı Edirne yaşlılar şehri oldu.”
- Sizi Tanıyabilir Miyiz?
- Nasıl Bir Edirne Hayal Ediyorsunuz?
Serhat Çeker: Edirne’nin tarihi bir dokusu var. Kültür turizmi var. Camileri, köprüleri, tarihi kalıntılarıyla Edirne bir kültür şehri. Edirne bir sınır kenti. Bir tarafımızda Bulgaristan diğer tarafımızda Yunanistan olmak kaydıyla tam sınır şehri. Tabii ki eski Edirne’ye baktığımızda eski Edirne daha güzeldi. Öz Edirneliler daha fazla idi. Eskiden iş yerimize gidene kadar birçok esnafla selamlaşırdık, şimdi karşılaştığım pek çok insanı tanımıyorum!.. Edirne’ye fazla sayıda yabancı göçü oldu. İş imkânı kısıtlı olduğundan dolayı Edirne yaşlılar şehri oldu. Gençlerimiz farklı illere göç ettiler. Edirne’de eski huzur ve güvence artık kalmadı gibi bir şey. Belirli saatlerden sonra cadde ve sokaklara çok değişik tipte insanlar görüyoruz, bu da bizi tedirgin ediyor. Örneğin, Kaleiçi semtimiz, Edirne’nin en eski semtlerinden biri, şuan da gece saatlerinde giremiyorsunuz. Yabancı uyruklu şahıslar ve madde bağımlıların fazla olduğu semtlerden biri haline geldi. Siyasi olarak değerlendirecek olursam bir tarafta sağ parti iktidar, diğer tarafta sol parti belediye olunca sıkıntının biraz da buradan kaynaklandığını düşünüyorum. Şu anda Edirne’de üniversitesi olmasa şehrin hali ticari yönden çok kötü durumda olurdu. Pandemi sürecinde gördüğümüz gibi üniversite öğrencileri şehri terk etmek zorunda kalınca esnaf müthiş bir sıkıntı yaşadı. Hükümet pandemi sürecinde çok ayrımcılık yaptı. Tüm meslek grubu yardım yaptı ama biz emlakçılar en ufak bir yardım bile alamadık. Emlak sektöründe hiçbir arkadaşımız destekten yararlanamadı.
- Edirne’de gördüğünüz Kentsel Sorunlar Var mı? Çözümleri Nelerdir?
Serhat Çeker: Edirne’de alt yapı ciddi anlamda sorun. Çok eski bir alt yapı, nüfus artışı ve inşaat sektörünün hızla ilerlemesi sonucunda alt yapı daha fazla zarar gördü. Kentsel dönüşüme bakacak olursak bizler burada Batı’ya doğru açılım yapamıyoruz. Sınır kenti olduğumuzdan dolayı Batı ve Güney’e doğru büyüyemiyoruz bundan dolayı bizde Havsa ilçemize doğru gelişmeye başladık. Daha sonra Edirne’nin sanayisi baktığımızda çok çirkin bir görüntüye sebebiyet veriyor. Eskiden orası Edirne’nin sonuydu ama artık şehrin merkez konumunda. En kısa sürede sanayinin oradan taşınması gerek. Terminalin olduğu bölgede imar değişikliğine gidiliyor. 2-3 ay içerisinde değişim başlayacak. Artık üniversite öğrencilerimizin sosyal faaliyet alanı için çalışmalara adım atılacak. Aslında şehrimiz için çok güzel projeler yapılabilir. Nehrimiz içerisinde gezi türünde gondol gezileri, turlar, nehir etrafında çeşitli düzenlemeler yapılabilir. Bazı mahallelerimizin planlaması çok biçimsiz bir şekilde. Karaağaç ve Kaleiçi mahallelerimiz. Buralar da bulunan eski binalar aslında restore edilse daha farklı bir imaja sahip olsa daha ilgi gören mahalleler olabilir. Sabuni Mahallesinde Rüstem Paşa Kervansaray Otelinin arkasında tam engelli otoparkının olduğu yerde yeni inşa edilen hotelin yerinde eskiden ahşap bina vardı. Ben orada doğdum. Karşı sokağa girdiğinizde eski bir bina yıkılmak üzere. Bu tarihi dokulara restorasyon yapılsa kişiler tarafından ilgi görüp satılabilir. Restorasyon işlemi hem maliyetli hem de çok zor. Herkes bu işin erbabı değil. Az sayıda kişiler böyle binalar ile ilgileniyor. Valiliğin bu konuya bir el atması gerekiyor. Son zamanlarda turistler Edirne’ye çok gelmeye başladı ama al yapı olarak buna cevap veremiyoruz.
Aslında Edirne’nin en büyük sorunlarından birisi daha otopark. Bir dönem katlı otopark projesi gündemdeydi fakat uygulamaya geçilmedi. Şuanda her köşe başında birkaç adam durmuş bilet kesiyor. Kaldırım üzerine araçları park ettiriyorlar. Yayalar, hakları olan kaldırımı kullanamıyor.