1915 Olayları ve Ermeni Tehciri: Tarihsel Gerçekler ve Belgelerle Soykırım İddialarına Cevap

0

Trakya Rumeli Balkan Dernekleri Federasyonu, Türk Ocağı Tekirdağ Şubesi, Tekirdağ Aydınlar Ocağı Derneği, Kırım Türkleri Derneği Tekirdağ Şubesi, Tekirdağ Halk Müziği Sevenler Derneği, Turan Devletleri Teşkilatı ve Tekirdağ Namık Kemal Derneği tarafından ortaklaşa düzenlenen, Edirne Turizm Tarih Kültür Sosyal Yardımlaşma ve Balkan Ülkeleri Dostluk Derneği’nin katılımcı olduğu “Ermeni Tehciri ve 1915 Gerçekleri Konferansı”, Tekirdağ Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Konferansta, önceki dönem Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, 1915 olaylarına dair tarihsel gerçekleri ve belgeleri paylaşarak, soykırım iddialarına karşı kapsamlı bir sunum yaptı.

Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, konuşmasında şunları söyledi: “Konferans sonunda Trakya Rumeli Balkan Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Nihat Efe, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün imzalı bir tablosunu; Tekirdağ Türk Ocağı Başkanı Kamile Gülgezen ise çiçek ve el dokuma halıyı bana hediye etti. Bu değerli hediyeler için kendilerine teşekkür ediyorum.”

Halaçoğlu, konuşmasına şu şekilde devam etti: “Değerli dostlar, hanımefendiler, beyefendiler, burada protokolü tek tek saymamak adına, sadece üzerinde durmamız gereken bir şahıs var ki, o da Türk Ocakları Başkanı Kamile Hanım. Kendisine özellikle teşekkür ediyorum. Ayrıca Ahmet Bey’e de teşekkür ediyorum, bu salonun düzenlenmesini sağladı. Çok değerli, nüktedan bir arkadaşımız, aynı zamanda müdürümüz. Çok sağ olsun. Sizlere de buraya kadar geldiğiniz için ayrıca teşekkür ediyorum.

Bugün burada yıllardır uğraştığımız bir konuda konferans vermek için toplandık. Daha 24 Nisan’da yeniden Ermeniler, başta Amerika Başkanı olmak üzere, soykırımdan söz ettiler. Gerçekten böyle bir şey oldu mu olmadı mı, bunları burada göz önünde bulunduracağız ve samimiyetle ortaya koyacağız. Bu resmi bir konu, ancak genel olarak siyasi bir mesele olarak da gündemimizde bulunuyor. Tüm dünyada bu şekilde yer alıyor. Dolayısıyla neler olduğunu araştırmamız gerekiyor.

Öncelikle şunu ifade edeyim ki bugün özel bir gün. Kırım Tatarlarının sürgüne gittiği yıl dönümüdür bugün. Dolayısıyla umarım onlar da bağımsız bir devlet haline gelirler. Bunu umut ediyoruz. Çünkü bütün Türk ulusları bağımsız olmayı istiyor. Uygurlar da dahil olmak üzere.

Yabancı bilim adamları genelde bize, ‘Tamam Yusuf Bey, biz araştırıyoruz, sizin elinizdeki belgelere neden ulaşamıyoruz?’ diyorlar. Bunu, arşivlerinizi kapalı mı koruyorsunuz anlamında söylüyorlar. Ben de onlara şu cevabı veriyorum: Siz soykırım araştırıyorsunuz, biz ne araştırıyoruz? Ermenilere gerçekten ne oldu? Sadece onlar değil, Rumlar da aynı şekilde Rum soykırımından bahsediyor. Süryaniler, Süryanilere soykırım yaptığımızdan bahsediyor. Avrupa’da, sanki her gelen soykırım yapmışız gibi bir hava estiriliyor. Ancak şurası mutlaka ki, 600 senelik Osmanlı İmparatorluğu döneminde yaşayan Ermeniler asimile edilmemişse, dinlerini ve kültürlerini kaybetmemişlerse, neden Osmanlı veya Türkler soykırım yapsın? Bir gereklilik yok.

Bugün, Ermenilere dair tarihsel belgeleri ortaya koyarak, bu iddiaların ne kadar gerçek dışı olduğunu göstereceğiz. Elimizdeki belgeler, sadece Osmanlı arşivleri değil, dünya arşivleridir. Amerikan, İngiliz, Fransız, Alman, Avusturya, Cenevre, Milletler Cemiyeti, Rusya ve İran arşivlerini taradık. Bu arşivlerde, 100 binden fazla belge bulunuyor. 1998 yılında Rusya’da bir toplantıya davet edildim. Orada bana rehber olarak bir albay verildi. Adam, Özbek Türkçesiyle konuşuyordu. Ona, ‘Sen KGB’den misin?’ dedim. ‘Hayır,’ dedi. ‘KGB’den olmayı tercih ediyorum çünkü işbirliği yapmak istiyorum,’ dedim. Daha sonra Türkiye’ye geldi ve tarih kurumuna ziyaret etti.

Bu süreçte, soykırım iddialarına dair belgeler topladık. Ermenilere dair araştırmalar yaptık ve bu araştırmalar sonucunda, bir soykırımın olmadığını ortaya koyduk. Ancak siyasi otoriteler, bu belgeleri dikkate almak yerine kendi çıkarlarına göre hareket ettiler.

Bir diğer önemli nokta ise, Amerika ve İngiltere arşivlerinde yaptığımız araştırmalarda ortaya çıkan belgeler. Amerika’da Baltimore ve New York limanlarına giren gemilerin yolcu defterlerini inceledik. Bu defterlerde, ne kadar Ermeni’nin Amerika’ya girdiğini, hangi eyaletlere yerleştiklerini ve bu insanların cinsiyetlerine kadar detaylı bilgiler topladık. Ayrıca, Amerikan Başkanlık ve Dışişleri Bakanlığı arşivlerini taradık ve tüm bu belgelerin fotokopilerini Türkiye’ye getirdik. İngiltere, Fransa, Almanya, Avusturya, Cenevre, Milletler Cemiyeti arşivleri de aynı şekilde tarandı. Rusya ve İran arşivlerinde de çalışmalar yapıldı ve tüm bu belgeler toplandı. Sonuç olarak, elimizde 100 binden fazla belge var.

Bu belgeler, Ermeni tehcirinin soykırım olmadığını, tamamen güvenlik amaçlı bir tedbir olduğunu gösteren belgelerdir. Ermenilerin zorla göç ettirilmesi sırasında yaşanan ölümler, tamamen yol şartları ve hastalıklardan kaynaklanmıştır. Osmanlı Devleti, tehcir sırasında gerekli tedbirleri almış, göç ettirilen Ermenilere yolda iaşe ve ibate sağlamış, güvenliklerini korumuştur. Ancak, savaş şartları ve yol koşulları nedeniyle ölümler yaşanmıştır.

Van İsyanı sırasında, Ermenilerin Ruslarla işbirliği yaparak, Van’ı yerle bir ettikleri, genç kadın ve kızlara tecavüz ettikleri, bu kadınların iffetlerini korumak için Van Gölü’ne atlayarak intihar ettikleri belgelenmiştir. Van İsyanı sırasında, Ermenilerin yaptığı katliamlar ve tecavüzler, Osmanlı arşivlerinde belgelenmiştir. Van isyanının ardından, Osmanlı Devleti, bölgedeki Ermenileri tehcir ederek, isyanın yayılmasını önlemeye çalışmıştır. Bu, bir güvenlik tedbiridir ve soykırım olarak nitelendirilemez.

Ermenilerin, Osmanlı Devleti’ne karşı isyan ederek, Ruslarla işbirliği yaptıkları, Osmanlı topraklarını işgal etmeye çalıştıkları belgelerle sabittir. Bu işbirliği ve ihanetin belgeleri, Amerikan, İngiliz, Fransız ve Osmanlı arşivlerinde bulunmaktadır. Örneğin, Ermeni lider Boghos Nubar Paşa’nın Fransız Dışişleri Bakanı’na yazdığı mektup, Ermenilerin Fransızlarla işbirliği yaptığını açıkça ortaya koymaktadır. Mektupta, “Fransız Cumhuriyet Ordusu’nun tamamına yakını Ermeni gönüllülerden oluşuyor” ifadesi yer almaktadır. Bu, Ermenilerin Osmanlı Devleti’ne karşı Fransızlarla işbirliği yaptığını gösteren önemli bir belgedir.

Ermenilerin isyanları, sadece Van’da değil, Anadolu’nun birçok yerinde yaşanmıştır. Erzurum, Bitlis, Muş gibi şehirlerde de Ermeni isyanları ve katliamları yaşanmıştır. Erzurum’da, Ermenilerin Ruslarla işbirliği yaparak, şehirde büyük katliamlar gerçekleştirdiği belgelenmiştir. Bitlis ve Muş’ta da benzer isyanlar ve katliamlar yaşanmıştır. Bu isyanlar sırasında, Ermenilerin Müslüman köylere saldırarak, sivilleri katlettiği, köyleri yaktığı ve büyük zararlar verdiği belgelerle sabittir.

Osmanlı Devleti, bu isyanları bastırmak ve güvenliği sağlamak amacıyla tehcir kararı almıştır. Tehcir sırasında, Ermenilerin güvenli bir şekilde başka bölgelere nakledilmesi amaçlanmıştır. Ancak, savaş koşulları ve yol şartları nedeniyle, göç sırasında ölümler yaşanmıştır. Bu ölümler, soykırım olarak nitelendirilemez. Osmanlı Devleti, tehcir sırasında göç ettirilen Ermenilere iaşe ve ibate sağlamış, güvenliklerini korumuş ve göç sırasında yaşanan ölümleri en aza indirmeye çalışmıştır.

Ermeni tehcirinin ardından, Osmanlı Devleti, göç ettirilen Ermenilerin geri dönüşüne izin vermiştir. 1918 yılında, Osmanlı Devleti, tehcir edilen Ermenilerin geri dönüşü için karar almış ve bu karar uyarınca birçok Ermeni geri dönmüştür. Bu, Osmanlı Devleti’nin soykırım yapma niyetinde olmadığını gösteren önemli bir belgedir.

Sonuç olarak, tarihsel belgelerle ortaya koyduğumuz bu gerçekler, soykırım iddialarının ne kadar asılsız olduğunu göstermektedir. Biz bilim adamları olarak, tarihsel gerçekleri ortaya koymaya devam edeceğiz. Çünkü tarih, belgelerle konuşur. Ermenilere dair tarihsel gerçekleri ortaya koyarak, soykırım iddialarının ne kadar asılsız olduğunu göstereceğiz. Bugün burada olduğu gibi her platformda bu gerçekleri paylaşarak, tarihsel belgelerle soykırım iddialarına cevap vereceğiz.”


Sınır Ötesi Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Sizinle ne düşündüğümüzü paylaştığımız gibi, sizin düşüncelerinizi de duymak istiyoruz! Yorumunuzu paylaşın, geri bildiriminizi bekliyoruz!

Sınır Ötesi Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin