Aman Edirne Sanayisi’ne arabanızı götürürken özellikle ustayım diye gezen Ömer Çelikel ve Samet Demirelli isimli kişilere kanmayın

3

Aman Edirne Sanayisi’ne arabanızı götürürken özellikle ustayım diye gezen Ömer Çelikel ve Samet Demirelli isimli kişilere kanmayın

  • Okuduğunuz uzun yazıyı yazmamın nedeni, benim düştüğüm hataya başkalarının düşmemesi için uyarıda bulunmak.

(Cengiz Gültekin) Klasik arabalara, özellikle Mercedes 230 E serisine karşı bir tutkum var. O metal eski ise ruhu vardır. Özeldir. Ruhu metal tarihe fısıldamıştır. Benim de o metale fısıldadığım gibi.

54 yaşındayım, ilk aracım 1974 model 230.4 Mercedes’di. 18 yaşımdan beri Mercedes, özellikle 230 E kullanıcısıyım.

Öncelikle Mercedes araç almak isteyenlere bir kaç tavsiyem olacak;

Alacağınızı Mercedes’e karar vermeden önce birer kaporta boya, elektrik ve motor ustalarına ayrı ayrı gösterip fikirlerini alın. Tamir süresini ve tutarını öğrenin, aracın fiyatına ekleyip düşünün.

Mecedes alıcısı olarak dikkat etmeniz gerekenler bence:

– sunroof

– klima

– rölanti dalgalanması

Önce motoru tüpte ve benzinde ayrı ayrı çalıştırın. Debriyaja basıp vitese takıp çıkarın boşluk var mı bakın yola çıkıp deneyin aracı kapatın camları dinleyin şanzımanda diferansiyelde ötme var mı dinleyin  tüpte gidin, benzinde dönün muhakkak tabana bakın lifte kaldırın çürük var mı diye. ABS olsun ve ani fren yapın aktif mi bakın sunroof varsa fitilin etrafına bakın çürük var mı yok mu diye. Kaputu açın suyunu kontrol edin parmağınızı batırın yağlanma var mı zaten anlarsınız. Tüp zamanına bakın 10 yılı geçmiş olmasın gerisi görsel güzelliktir size kalmış önemli olan noktalar bunlar.

Araç sahibi olarak tecrübelerim şunlar;

– Kesinlikle ve kesinlikle bu araçlarda en büyük sorun pas ve çürüme öyle motoru şanzımanı iyi geçişleri hissetmezsiniz cümlelerine takılmayın. Motorda şanzımanda yapılır ama çürük araba çok büyük sorunlar ortaya çıkarır.

– Özellikle 124 tasa 1990 model altı 200 e veya 230 e Mercedesler de patlama sorunu kroniktir. Hiç uğraşmayın başa çıkamazsınız. Benzinde kullanın. Aracın orijinali ne ise o donanımı kullanın. Örneğin orijinalinde yoksa klima taktırmayın. Parça değişiminde orijinal kullanmaya özen gösterin. Yan Sanayi zamanla sorun çıkarır, astarı yüzünü geçer.

– Aracın iç döşemeleri şöyle önemlidir, size nasıl kullanıldığını gösterir.

– Kesinlikle elden ele dolaşmış bir araç almayın tavsiyemdir, aracın kullanıcısından alın aracı yağına suyuna ve bakımlarına düzenli bakabilecek insanlardan alın.

– Bu araçlarda elektronik aksam kabloları biraz sorunlu olur yaşı itibari ile bunu kontrol ettirin.

– Arka fren boruları çabuk yıpranıyor alınca kontrol ettirin.

– Diferansiyel terleme yapar keçelerine dikkat edin, birde körükleri yırtılıyor onlara da dikkat edersiniz.

– Motor çalışırken yağ kapağını açıp, kapağı deliğin üzerine vidalamadan bırakacaksınız, zıplamalar yapıyorsa normal ancak kapağı attırıyorsa segmanlarda boşluk vardır; yağ eksiltmesi yapıyordur.

– Başka bir önemli nokta da sunroof varsa sunroof un olukları tıkanabiliyor, buda araçların tabanında çürüme yapıyor başka bir bakış açısı da var bu olayın tabanda restorasyon yaparken olukların giderlerini de kapatıyorlar bu tür araçlardan uzak durun.

Umarım en güzel yıldızı satın alırsınız. Mercedes’in eskisi yenisi olmaz. Bakımlısı olur, bakımsızı olur🥰🥰 Benim ağzım yandı başkalarının ağzı yanmasın.

Bu kadar hassas ve titiz olmama rağmen ben dahi yanlışa düşebiliyorum. Bakın başıma gelen ibretlik yaşanmışlığıma;

Edirne Yeni Sanayi Sitesi 14. Blok no. 9’da iş yeri açma ruhsatı ve vergi kaydı bulunmadan tamirhane açan Ömer Çelikel isimli usta geçinen kişiye 34 BYK 943 plakalı Mercedes 230 E aracımı götürerek “Arabayı benzinde kullanırken bazen tekleme yapıyor, gaza alıp 50 metre gidip tekrar benzine geçince sorun ortadan kalkıyor. Neden yapar, çözümü var mı?” diye sordum.

“Abi çok basit 10 dakikalık işi var, parça ile beraber 400 TL. ye yaparım. Ama 2 saat başka bir işim var, iki saat sonra yapar evine getirim. Yalnız sen bana para bırak.” dedi. Üstümde 200 TL. var bırakayım gelince 200 TL. daha veririm diyerek parayı ve aracı bırakıp gittim. İnanın aklımdan geçen aracı getirdiğinde, yeni çocuğu olmuştu 200 TL. yerine. 500 TL. verecektim. 300 TL. sini çocuğuna yüz görümlüğü olarak kabul etmesini söyleyecektim.

Ömer Çeliker o gece gelmediği gibi telefon ile de aramadı. Ertesi gün öğle saatlerinde aradı, “Abi işi uzun sürdü, hazır arabayı getirmişken elektrik aksamı, ıvırı zıvırı ile aracı tamamen elden geçireyim bir daha tamir bakım için uzun süre sanayiye gelme. Senden 1.500 TL. daha para alırım, yalnız 1.000 TL. sini hemen ver Uzunköprü’den parça ısmarlayacağım. Akşamüstü parçalar gelir, 2 saatlik işi var gece 22.00 gibi arabayı getiririm.” dedi. Bende gidip 1.000 TL. daha verdim. Gece 22.00 ye kadar bekledim. Gelen giden yok, telefon ile aradım telefonu çekmiyor.

Ertesi sabah babam aradı, annem düşmüş kalça kemiğini kırdığını söyledi. Hemen Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne gittim. Annem Acilde yatıyor, yoğun bakıma alınmıştı. İhtiyaçlarını karşılamak için taksi tutup çarşıya gittim. Dönüşte sanayiyi uğradım Ömer Çelikel başka araba ile uğraşıyor. “Abi parçalar yanlış geldi tekrar gönderecekler, yapacağım dedi. İki günlüğüne araba kiraladım. Çünkü annem acilde yatıyordu, kan ilaç gibi ihtiyaçlarını karşılamam, acilin kapısında beklemem gerekiyordu. İki gün sonra gittiğimde yine arabanın işinin bitmediğini söyledi. Araya bayram giriyordu, iki sonra yaparım dedi. Tekrar iki gün araç kiraladım. Bayramdan sonra gittim yine aracım olmamıştı. Bu arada annem ameliyat olup hastaneden çıktı eve geldi. Annem ve babam 85 yaşında. Annemin tuvalet gibi ihtiyaçları olduğunda babam beni arıyor çoğunlukla taksi tutup gidiyor ihtiyaçlarını gideriyorum. Bu arada annem mide kanaması geçirdi, tekrar acile kaldırılıp yoğun bakıma alındı. Birkaç günlük yoğun bakım süreci sonrası birkaç gün de serviste yatıp taburcu oldu. Ben yine hastane ve sanayi arasında mekik dokudum durdum. Aradan geçen zaman zarfında benim aracım teslim edilmedi. Günde birkaç kez tamirhaneye gidip sorduğumda her defasında başka bahaneler üretiyor, kimi benden çıkma veya yeni yedek parça, yağ gibi gereçler de istiyor. Her defasında isteklerini yerine getiriyorum, her defasında abi birkaç işim var sonra senin arabaya bakacağım diyor ama bir türlü sonuç alamıyorum.

Bu arada dükkanına gelen bütün araçların sahipleri ile sorunlu olduğuna da şahit oldum. Kendisine defalarca “Ömer bu arabayı ben sana yürüyerek getirdim. Topla benim arabamı ver” dedim. Her defasında abi birkaç saat sonra yapacağım arabanı al” cevabını verdi. Ama sonuç yok. Bu arada bir defa daha “üstümde para yok 100 TL. verirmisin?” dedi. Yine verdim.

Bazen içkinin haricinde uyuşturucu kullanıp ara sıra kitlenen kişiler gibi kitlendiğini gözlemledim. Yaptığı işleri bitirip başarılı olamamasını buna yorumladım.

Bu arada başkası ile konuşurken 30. 05. 2021 tarihinde dükkânın kontratının biteceğini dükkânını boşaltması gerektiğini duydum. Tamirhanenin duvarlarında asılı evrakları incelediğimde işyeri ruhsatı olmadığını, eski tarihli vergi levhası ve kalfalık belgesi bulunduğu dikkatimi çekti.

Her gittiğimde Ömer, benim arabamı topla, toplayamıyorsan söktüğün parçaları bagaja oldur aracımı çekici ile alayım dedim. Her defasında ya yeni parça istedi, genellikle gidip buldum. Tabi arabamın tamir bakımına parça dahil anlaşmama rağmen alt tarafı 5 TL. lik elektrik bandına kadar ücretini ödeyim alıp getirdim. Bu arada çok rahat 1.000 TL. lik te parça parası verdim. Çünkü Ömer Çelikel isimli usta geçinen kişinin cebinde parası olmadığı gibi veresiye alacak kredisi de kalmamış.

Bir ay çeşitli bahanelerle oyalandıktan sonra dilekçe yazarak Edirne Cumhuriyet Karakoluna şikayetçi oldum. Karakolda ki görevli polis konuyu savcıya iletti. Savcı “Bu olay bizi ilgilendirmiyor. Ortada sözlü de olsa bir akit var.” demiş. Polisler hiç şikayetçi olmamamı, usta ile anlaşmamı bir an önce arabanın yapılmasını sağlamamı tavsiye ettiler. Aksi taktirde Asliye Hukuk Mahkemesine dava açmam, bilir kişi talep etmem gerektiğini, sürecin uzayacağını söylediler.

Tekrar Ömer Çeliker’in dükkanına gittim, kapalı. Telefonunu defalarca aradım kapalı. Güç bela evini buldum. Annesi, “Ömer evde yok, gelirse veya beni ararsa sizinle iletişime geçmesini sağlarım.” dedi. İki gün dükkanın önünde bekledim. Dükkan kapalı, gelen giden yok. Üçüncü günün sabahı evinde buldum. Alıp dükkanına götürdüm. “Birkaç saatlik işi var bitince seni arayacağım dedi.” Bu ve buna benzer bahaneler ile günler geçti. Günün çeşitli saatlerinde dükkanında rastlasam da “Abi sen dükkanda otur, ben gidip şu parçaya leyim yaptırıp geleceğim” diyor veya benzeri bahanelerde ayrılıyor bir daha gelmiyor.

Defalarca, “Kardeşim her usta her işi yapacak diye bir şey yok. Olmaya bilir, arabanın her tarafını sökmüşsün. Söktüğün parçaları eski yerine tak, takamıyorsan topla bagaja koy. Çekici ile arabayı alıp başka yere götüreyim.” dedim. Araba dükkanın içinde, arkasında tamir edeceği vaadi ile kandırdığı, söküp dağıttığı başka arabalar olduğu için ve suçlu duruma düşmemek için arabamı alamıyorum da. Örneğin Yasin Duran isimli kişi 6 ay önce arabasını Ömer Çelikel’e verdiğini, hala bitirip kendisine teslim etmediğini söylüyor. Mehmet Ali Ay arabasını tamir için bıraktığını, yapılan tamirde başarılı olmadığı gibi aracının daha kötü durumda olduğunu, Ali Kutlu uzun süre önce aracını tamir için bıraktığını, sık sık uğrayıp kendisini taciz etmek zorunda kaldığını fakat tamirini bitirip teslim etmediğini, Uzunköprü’den Sedat Nişancı arabasını tamir ederken yarım bırakıp gittiğini, daha sonra başka tamirciye arabasını toplatıp Uzunköprü’ye döndüğünü, başkasına yaptırdığını söyleyenlerden adını bildiğim sadece birkaçı.

Ömer Çeliker isimli şahıs kiracısı olduğu dükkânın kirasını da birkaç aydır vermediği için her an boşaltacağını öğrendim. Boşaltınca yerini yurdunu bilmediğim kişiyi nerede nasıl bulacağım. Aracı nasıl alacağım? Ömer Çeliker isimli kişinin dolandırmak sureti ile 1.300 TL. paramı ve aracımı aldığı kanaatindeyim. Bunu sadece bana değil dükkanına gelen herkese yaptığına şahit oldum. Gelen araç sahiplerinin araçlarını söküyor, gerekli parçaları ben alırım diyor, kendilerinden para alıyor ve tamir yapmıyor. Kişiler araçları söküldüğü ve para verdiği için araçlarını alamıyorlar, sürünüyorlar. Zaten aklını kullanıp para vermeyenler başka usta çağırıp arabalarını toplatıp götürüyorlar.

34. gün saat 14.00 ten ertesi gün sabahın 08.00’ine kadar yanında bekledim. Ömer Çeliker isimli usta geçinen şahıs aracımın ne tamirinde ne eski halinde getirilmesinde başarılı olmayınca “Kardeşim sen arabamın parçalarını bagaja topla iterek kapı önüne çıkaralım, ben başımın çağresine bakayım.” dedim. Ömer abi senden aldığım 1.300 TL. yi cuma günü veririm dedi ama hiç sanmıyorum. Aracı kapı önüne çıkardık çekerek başka bir ustaya götürüp bıraktım. Bıraktığım usta “Abi Ömer, aracın üstünde gereksiz işlemler yapmış, sipopları dahi zımparalayarak zarar vermiş elimden geleni yapacağım” dedi. w 124 kasa 102 motor hidrolik itici istedi, 1.000 TL. ye orijinalini istedi 1.000 TL. ye aldım, ustaya verdim. Başka parça isteyecek mi bilmiyorum. Bakalım aracım tamir olacak mı yoksa yeni bir maceraya mı sürükleniyorum?

Bu arada tamir edeceğim vaadi ile arabasını ve 6.000 TL. parasını aldıktan sonra tamir işinde başarılı olamayan ve aldığı parayı da veremeyen usta diye geçinen Ömer Çeliker’i çok fena dövmüşler. Karakolluk olmuşlar.

Aracımı bin bir rica ile Edirne sanayisinde Ali Kara isimli ustaya verdim. Ali bey işleri hafifledikten sonra aracıma bakıp sentesini felan ayarladı, çalıştı. “Bir elektirik ustasına götür bakarken beni çağır bundan sonrasını elektirik ustası ile beraber yapacağız” dedi. Yine bin bir rica ile Serkan Alesçi isimli elektrik ustasına aracımı bıraktım. Musait olunca yapacağını söyledi.

Ömer Çeliker, Samet Demirelli ve bunun gibi birkaç kişi sayesinde Edirne Sanayi Sitesinin adı çıkıyor. İşini layığı ile yapan ustalar da zan altında kalıyor.

Benim bir de Edirne Sanayi Sitesinde Yaşadığım boyacı hikayem var.

Bir buçuk sene önce aracımın kaportasın da ki çürüklerini temizletmek, boyasını yaptırmaya niyetlendim. Edirne sanayisinde birkaç ustaya gösterdim. 8.000 TL. ile 16.000 TL. arasında fiyat verdiler. Bu arada eşimin çalıştığı fabrikada bekçilik yapan Cengiz Fülura isimli kişi “Cengiz Bey, hiç sağda solda sürüklenmeyin, yengeye söyleyin benim nöbetlerimi ayarlasın, arabanın kaportasını fabrikada yapmam için müsaade etsin kaportasını yapayım, macununu atayım. Sonra birkaç gün de yıllık iznimden izin versin sanayide bir fırın ile anlaşıp boyasını dört dörtlük yapayım” dedi. Birkaç kişiye sordum, “İşçiliği iyidir ama çok gevşektir, kesinlikle verdiği sözde durmaz, bir söylediği diğerini tutmaz ama eşin ile aynı fabrikada çalışıyorsa ve maaşını eşinden alıyorsa yanlış yapacağını sanmıyoruz” dediler. Cengiz Fülura ile anlaştık 3.000 TL. para verdim. Boya ve kaporta için gereken bütün malzemeler, fırın kirası bana ait iş bitince 4.000 TL. daha verecektim. Eşime Cengiz Fülura ile anlaştığımı söyledim. Eşim, “Fabrika benim babamın malı değil. Sen arabanı boyatacaksın diye ben izin veremem” dedi. Cengiz Fülura’ya eşimin söylediklerini aktarınca, “Abi sorun değil, ben de sanayide bir arkadaşımın dükkanında yaparım, işten çıkınca ve geceleri çalışırım.” dedi. Aracımı alıp Sanayiye götürdü sökmeye başladı. Aradan 20 gün geçti arada uğruyorum. Araba koltukları sökük duruyor. Zaten döşemelerini de ben söktürdüm. Kendisine ne zaman bitireceksin diye sordum. “Abi bu işin altından ben kalkamayacağım paranı geri vereyim başkasına yaptır” dedi. Aldığı parayı geri verdi.

Bir işim için İstanbul’a gittiğimde karşılaştığım arkadaşım oğlunun Kaporta boya servisi olduğunu söyledi. Birlikte oğluna gittik anlaştım. Benden komple kaporta, boya, işçilik ve değişmesi gereken parçalar, her şey dahil 8.000 TL. istedi. Fiyatta anlaştık. “Abi şu anda elimde işim var, bir hafta sonra arabayı getir bırak. Aracın bende 1 ay kalacak. Boya korumasına, Pasta cilasına kadar her şeyini bitirip vereceğim. Verirken ücretini alırım. Beğenmez isen tekrar yaparım ödemeyi o zaman yaparsan dedi.

Bir hafta sonra İstanbul’a gitmek için yola çıktığımda Edirne içinde küçük bir kazaya karıştım. Arabamın radyatörü delindi, farlar kırıldı. İstanbul da ki ustayı telefon ile arayıp yaşadığım olayı anlattım, aracın olay yerinde çekilmiş resimlerini gönderdim. “Geçmiş olsun abi, sen radyatörü değiştir, kaputu telle bağla gel. Fiyat değişmedi. Sadece far ve ön panjuru gibi gerekli parçaları sen alırsın ben yaparım” dedi.

Birkaç gün sonra sipariş ettiğim radyatör ve gerekli parçalar geldi alıp İstanbul’a gittim. Kötü talihim, bu defa da kaporta boya ustasının babası ile birlikte trafik kazası geçirdiğini, durumlarının ağır olduğunu öğrendim. Mecburen Edirne’ye geri döndüm. Nereden beladan telefonumu buldu ise Samet Demirelli isimli kişi aradı. “Arabanızda kaporta boya işi varmış, Edirne Sanayisinde fırın boya atölyem var. Sizinle görüşelim” dedi.  Çarşıda idim. Buluştuk tanıştık. Ertesi gün Edirne Yeni Sanayi Sitesinde bir çay bahçesinde buluştuk. Yeni Sanayi Sitesi 14 / 8 blok’ta bir boyacı dükkanın önüne arabayı çektik. “Bu dükkan benim” dedi. İçeride birkaç kişi çalışıyordu. Aracın sağına, soluna altına baktı. “8,500 TL. ya komple kaporta boyasını yaparım. Yalnız boyanın haricinde gerekli bütün malzemeler sana ait. Bu kadar ucuz yapmamın nedeni babam kanser hastası paraya ihtiyacım var. 3.000 TL. şimdi alırım. Araba boyaya girerken 2.000 TL. alırım. Bittikten sonra da 3,500 TL. alırım arabanı Ramazan Bayramı’na bir hafta kala, yani bir ayda veririm. Baktığında arabanı tanıyamazsın bile” dedi.

Hemen bitişiğinde ki motor ustası Şahin Beyi iyi tanıyordum. Şahin Bey’e gidip “Yan tarafta ki boyacının işçiliği nasıldır?” diye sordum. “Çok iyidir, gözün kapalı arabanı bırak git.” Cevabını verince Samet Demirelli isimli boyacı müsveddesi ile anlaştık. Parasını verdim, arabayı bıraktım gittim. 15 gün sonra gittim. Araba ellenmemiş bile bıraktığım yerde duruyor. “Abi kaportacının işi var var iki sonra başlayacak gece gündüz çalışıp arabayı yapacak benim boya işim hemen iki günlük. Arabayı yetiştireceğim” dedi. Biz de herkesi kendimiz gibi biliyoruz, sanayiden ayrıldım. İki gün sonra telefon ile aradı, “Abi bu arabanın boyasını yaldızlı yapalım. Boya siparişi vereceğim, yaldız da isteyeyim yalnız 500 TL. daha vermen gerekiyor.” dedi. Tamam cevabını verdim. Hatta Edirne’de değildim. Sanayide bir esnaf arkadaşa telefon açıp rica ettim. “Sen Samet’e 500 TL ver, gelince sana veririm” dedim. Daha sonra Samet Demirelli beni birkaç kez daha arayıp “Abi hazır komple boyaya sokmuşken arabanın altını, tabanını, kapı içlerini ve tavanını da izole edeyim yalnız malzeme almak için toplamda 1.800 TL. daha alırım dedi. Tamam dedim verdim. “Abi arabanın marşpelleri çürümüş yenisini yaptıralım 650 TL. daha ver” dedi. Verdim. Telefon ile aradı “Abi İzmir’de bir tanıdığımda senin arabanın aynısı Mercedes 230 E var. Motor yakmış. Yaptırma imkanı yokmuş. Parçalarını satıyor. Bana 2,500 TL. ver göndereyim. Cam sunroof, km göstergesi, panzoit, kapı içleri gibi bir çok parçayı kargo ile gönderecek” dedi. İstediği parayı verdim mi, yoksa sanayi de bir arkadaşa verdirip Edirne’ye gelince arkadaşa mı verdim? Tam hatırlamıyorum. Arada Edirne Sanayisine uğruyorum. Arabada yapılan hiçbir şeyin olmadığını görüyorum. Gideceğim uzun yollara da araba kiralayıp gidiyorum. Bu arada Edirne Sanayi Sitesinde esnaflık yapan Antepliler diye tanınan arkadaşımın oğlu bir gün bana, “Abi sen bu Samet’e sürekli para veriyorsun veya bize verdiriyorsun ama git bak bakalım bu adam senin arabana verdiğin bu kadar paranın karşılığında ne almış, ne yapmış?” dedi. Samet Demirelli’ye gidip sordum. Yapılan bir şey de yok. Verdiğim paraların karşılığında gelen bir şey de yok. Meğerse parça ısmarlayacağım diye istediği parayı göndermemiş bile. Kendisine bağırdım. Çıkardı bana 1.000 TL. verdi. “Abi sen üstünü tamamlayıp vereceğim hesaba 2.500 TL. para çıkar sonra hesaplaşırız.” dedi. Boyacı dükkanının yanında ki Şahin Bey’e gidip ustam sen bana referans verdiğin için ben arabamı bıraktım. Ama memnun değilim dedim. Şahin Bey, “Sen bana yanda ki dükkan nasıldır dedin. Bende kefilim dedim. Ama sen bana Samet demedin. Yan taraftaki boya atölyesi Özden Tokat’ın en ona kefilim. Adam gibi usta ve adamdır.” dedi. Meğerse Samet Demirelli, başkasının dükkanını benim dükkanım diyerek beni kandırmış. Kendisi o dükkanda takılıyor, benim gibi kandırdıklarının arabalarını dükkanın önünde yarım yamalak yapıyor, Bazen Özden beyin fırını kiralayıp boya yapıyormuş. Bir hesapladım. Toplam 12,300 TL. para vermişim ve ortada hiçbir şey yok. Aradan nerde ise 2 ay geçmiş. Sonra bağıra çağıra kavga gürültü arabayı boyayıp verdi. Arabamı rezil etmiş. İzole, pütür, sim, ıvır zıvır hiçbir şey de yapmamış, altında ki çürükleri temizlememiş, yaptığı boya akıyor, boya yaparken altına zımpara bile atmamış. Acil Akçay’ya gitmem gerekiyordu. Aracı o rezil hali ile alıp gittim. “Abi sen git, gelince ben her şeyi yapacağım” Geldikten sonra belki 50 belki 100 kere kapısına gittim. Hiçbir sözünü tutup yapmadı. Beni arabadan soğuttu. Bu arada bir gün benden, “Abi ben eczane ile telefon ile konuştum, çok işim var ilaçları almaya gidemeyeceğim. Bir zahmet kapanmadan alırmısın. Çarşıda seni bulup ilaçları alırım.” dedi. Aylar sonra eczacı kalfası beni gördü. “Cengiz Bey Samet Demirelli ilaçların parasını vermedi, telefon ile arıyorum. Numarasını değiştirmiş ulaşamıyorum. İlaçları ben size verdim. 100 TL. parasını sizden isterim” dedi.

Edirne Kooperatif Başkanı Fikret Üstev çok yakın dostumdur. Fikret Beye gidip “Hacı amca, Samet Demirelli beni mağdur etti.” deyip başımdan geçenleri anlattım. Hacı amcanın dükkan komşusu, benim de samimi arkadaşım olan boya ustası Rufat Çolak’ı çağırıp Samet Demirelli’nin kim olduğunu sordu. “Samet Demirelli’nin sanayide iş yeri olmadığını, fason kaporta boya işi alıp sağda solda yaptığını, sıkıntılı birisi” olduğunu söyledi. “Bu adamın hiçbir sosyal güvencesi, vergi kaydı, malı mülkü yok. Mahkemeye versen dahi hiç bir şey alamazsın. Zararını tanzim edemezsin senin gibi sorun yaşadığı bir sürü insan daha var. Müsaade et ben Samet’i çağırayım konuşayım. Senin arabanı benim dükkanımda yapsın, ben de yaptığı işi kontrol edip gereğinde yardım edeyim. Sorunun ortadan kalksın.” dedi. Rufat beye bu işi kaça yapacağını sordum. “Senden para istemiyorum. Yeter ki sorunun çözülsün işin bitince bir yemek yeriz olur biter.” Yanıtını verdi. Samet Demirelli Rıfat Beyin iş yerinde ve kontrolünde, dükkan müsait olduğunda arabanın kaporta boya işlerinde yapmadıklarını yapıyor.

Daha sonra Samet Demirelli Rufat Usta kontrolünde arabanın bazı eksiklerini giderdi. Yapamadığı yerleri Rufat usta yaptı ama araba istediğim gibi olmadı. Rufat usta da Samet Demirelli ile uğraşmaya onu yönlendirmeye bıktı. “Cengiz kardeşim biz elimizden geleni yaptık.” deyip arabayı teslim etti. Şimdi önümüzde ki günlerde başka şehirde iyi bir usta bulursam arabayı tekrar kaporta boyaya vereceğim.

Ömer Çelikel ile Samet Demirelli’yi aynı dilekçe ile mahkemeye verip hakkımı arayacağım. Ne kadar sürer, zararım tanzim edilir mi bilmiyorum başkalarının da aynı hataya düşmemesi için bu yazıyı detayları ile yazdım. (Bu arada yazmayı unuttuklarım da olabilir kusura bakmayın.)

Bu gibi insanlar ne Allah’tan korkar ne de kuldan utanır. Bu gibi ustaları şikayet edecek bir merci de yok.

 

3 thoughts on “Aman Edirne Sanayisi’ne arabanızı götürürken özellikle ustayım diye gezen Ömer Çelikel ve Samet Demirelli isimli kişilere kanmayın

  1. Oda bişeymi, uzunköprü ve meriç sanayisinde kaporta, boya için anlaştığım ustalar 4 ayda arabamı bitiremedi paralarını peşin aldı arabayı soyup soğana çevirdiler.

Cengiz Gültekin için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir