Av. Süleyman Ferhatoğlu: “MHP Edirne İl Başkanı Edirneli olmalı.”

Av. Süleyman Ferhatoğlu: “MHP Edirne İl Başkanı Edirneli olmalı.”

• 

  Sayın Av. Süleyman Ferhatoğlu; Edirne’nin tanınan, avukatlarından birisiniz. Uzun bir müddet boyunca da Milliyetçi Hareket Partisi Edirne İl Başkanlığı görevini yürüttünüz. Röportajımızın başında hem iyi bir siyasetçi hem de avukat olarak; iki farklı bakış açısıyla Edirne’yi değerlendirmenizi rica edeceğiz. Edirne’de belediyecilik manasında ve şehrin yönetimi konusunda herhangi bir değişiklik var mı?

Av. Süleyman Ferhatoğlu: Maalesef Edirne’de olumlu anlamda değişen bir şey yok. Türkiye’de şehir içi yollar konusunda Edirne geri kalmışlıkta birinci sırada diyebilirim. Toz toprak içinde yaşıyoruz. Pandemi sürecini bahane ederek yolları kazmaya başladılar. Sözüm ona altyapı çalışması yapacaklardı. Kazdıkları yerler yarım kalıyor, yollar kapatılıyor. İnsanlara bilgi de verilmiyor. Baştan aşağı plan ve programsızlık. Yolda giderken kendimizi mayın tarlasında hissediyoruz. Saraçlar Caddesi toz toprak içinde. Turistler Saraçlar Caddesine girmekten çekinir oldular. Esnafta buna bağlı olarak mağduriyet yaşıyor. Zaten esnafımız pandemi sürecinde büyük maddi kayıp yaşadı, Sanki bütün bunlar olmamış gibi belediyeyi kazananların yandaşları Edirne belediyesini Türkiye’nin en başarılı belediyesi ilan ediyorlar. Aklımızla dalga geçiyorlar!

Yerel gazeteler yanlarında olduğu için kimsenin sesi çıkmıyor. Kendince doğruları yazmaya çalışan ve Edirne’de başarılı bir gazeteci olan Bekir Tüccar kardeşimize tahammül bile edilemiyor. Sadece bir gazeteci. Edirne’de belediyecilik manasında en çok mağdur olan bölgelerin; belediye seçimlerinde CHP’ye oy verdiğini gördük. Bu bizi şaşırttı. İnsanlar belediye seçimlerinde siyasi gözlüklerini çıkartmadan oy veriyorlar. Yerel yönetim seçimlerinde siyasi ideolojilerin etkili olmaması gerektiğini defalarca söyledik. 15-20 senedir Edirne’yi CHP yönetiyor ama bir arpa boyu yol gidemedik. Belediye meclisinde de ağırlık CHP’de. Kimse konuşmuyor ve Edirne’ye de yazık oluyor. İşin ilginci seçimlerden sonra Edirne de yapılacak işler taşeron veya müttehit kişinin liyakatli mi, dürüst mü, çalışkan mı, işinin ehli mi gibi araştırması yapılmadan işleri veriyorlar.

Edirne’de CHP li adayın çalışsa da çalışmasa da her daim seçilmesi bana göre sosyologlar açısından son derece mühim bir araştırma konusu olabilir. Düşünün Kocasinan Mahallesinde herkes selden zarar görüyor; arabaları, evleri telef oluyor ama bu mahalledeki oylara baktığınızda açık ara CHP’nin çıktığını görüyorsunuz. Sözün bittiği yer burası. Bugün sözüm ona alt yapı adı altında Edirne’mizi çukur ve toz bulutu şehri yaptılar. Şunu net bir biçimde görüyoruz: Edirne böyle yönetilmemeli!

• Süleyman Bey, Milliyetçi Hareket Partisi’nin Edirne’deki durumunu ve konumunu değerlendirmenizi rica edeceğiz.

Av. Süleyman Ferhatoğlu: Öncelikle şunu ifade etmek isterim ki ben Süleyman Ferhatoğlu olarak her daim Milliyetçi Hareket Partisinin inançlı bir neferiyim ve kesinlikle hiç makama aday olmayı düşünmüyorum. Başkanlık yaptığım dönemde, Milliyetçi Hareket Partisi Edirne İl Başkanlığına iş olarak değil, dava olarak, ideoloji olarak baktım. Elimden geldiğince de partime ve davama hizmet ettim. Hep şuna inandım: MHP bir siyasi parti değil, bir dava ve Türkçülük ideolojisinin siyasal yansımasıdır. Bundan sonra da elimiz yettiğince, dilimiz döndüğünce görev ve misyonumuz ne olursa olsun partimize, davama hizmet etmeye devam edeceğiz.

Öncelikle şöyle başlayayım, görevi bıraktıktan sonra uzun bir müddet olayları daha dışarıdan bakarak izleme şansım oldu. Görevimiz esnasında bizim de yanlışlarımız olduğunu, bu yanlışları görevimiz esnasında fark edemediğimizi anladık. Ben göreve geldiğimde Parti teşkilatlarımızdan büyük bir kısmı İYİ Partiye geçmiş, ilçe başkanı iken çalıştığım il başkanlarım ve ilçe başkanlarım maalesef İYİ Parti saflarında yer alışlar idi.. Süreçte ilçelerde teşkilatlanma konusunda da sıkıntılar yaşadığımız muhakkak. Ben de bazen duygusal ve anlık kararlar vererek yanlışlara imza atmış olabilirim. Bazı arkadaşlarıma haksızlık yaptığımı sonradan fark ettim. Ama tüm bunlara rağmen yerel seçimlerde başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Cumhur ittifakının bir paydaşı olarak, Havsa, Keşan belediyelerini kazandık ortağımız AK Parti’ye ve ortak adayımız meslektaşım Av. Koray Uymaz’a ciddi manada oy kazandırdığımızı, oy oranlarını yükselttiğimizi söylemek mümkün. Bu açıdan vicdanım rahat. Biz dava adamıyız, önemli olan davamızın, fikrimizin iktidarda olup uygulanmaya konmasıdır. O veya bu kişi adı altında uygulanmaya konması değil, uygulanmaya konmuş olmasıdır. Tıpkı Ak Parti iktidarına destek verme nedenlerimizde olduğu gibi.

Kendimle alakalı kısa bir özeleştiriden sonra sorduğunuz soruya geleyim. Maalesef bizde devr-i sabık yaratma geleneği var. Bunun bizim partimizde de ortaya çıkması üzücü. Devr-i sabık’tan kastım şudur: Bir siyasi partide yeni göreve gelenler, yerlerine geldikleri kişileri potansiyel suçlu olarak görüyor ve günah keçisi ilan ediyorlar. MHP Edirne İl Başkanlığını iki seçim dönemi boyunca; genel ve yerel seçimlerde yönettim. Gönül isterdi ki bizlere de fikir danışılsın, tecrübelerimizden istifade edilsin. Ama ne hikmetse temcit pilavı gibi, kurtarıcı olarak ortaya çıkanlar maalesef bizlerin ve arkadaşlarımızın arkasından iş çevirerek dedikodu ve fitne üreterek erkekçe göreve talip olmayarak atama ile gelenler çok büyük sıkıntı yaratıyor. Benim geçmişte Havsa ilçe başkanlığı dönemimde var. Bu dönemde zaman zaman ilçemde %20 civarı oy aldım. Oysa dedikodu ve fitne ile görev alanlar kendi döneminden önce % 20 oy aldığını beyan ederken, benimde o dönemlerde Havsa ilçe başkanı olduğumu ve aynı oylara ulaştığımı unutuyor herhalde. Maalesef sıkıntılar olduğunu üzülerek görüyorum. Derli toplu hareket eden bir gövde mevcut değil ve bu durum ilden ilçeye kadar kendisini gösteriyor.

Milliyetçi Hareket Partisi Edirne’de her daim kilit partidir. Selimiye Üç Hilalin gölgesinde olmalıdır, bu hayali gerçekleştirmek bizim boynumuzun borcudur. Ecdada başkentlik etmiş bu kadim Türk şehrinin önemli köşe taşlarından biri şüphesiz ki MHP’dir. Beylik laflarla, insanları aşağılayan adıl fitne ve fesatçının arkadaşları arkasından iş çeviren kendisi olduğu halde, Edirneli ülkücü kardeşlerini fitne fesat ile suçlamakla köşe yazılarıyla, biz bize kalarak; halka inmeyerek, farklı görüşten insanlarla görüşmeyerek, onlara partimizi anlatmayarak, daha evvel başkanlık yapmış; MHP’ye çok ciddi hizmetler vermiş ağabeylerimize, reislerimize sırt çevirerek, şahsi egolarımızın esiri olarak parti yöneticiliği yapmaktadır. MHP Edirne’de kucaklayıcı olmak zorunda, bunun için de insanlar şahsi egolarını ve küçük hesaplarını bir kenara itmek zorundadır.

Ülkücülerin ağabeyi Galip Erdem tam da bu konuda çok güzel bir cümle sarf etmiştir: ‘’Bizler davayı Ağrı dağına çıkaracaktık. Zirveye vardığımızda şunu fark ettik. Davayı dağın eteklerinde unutmuştuk. Meğer biz davayı değil, kendimizi zirveye çıkartmışız’’ Bizlerden sonra yönetici olanlardan, MHP Edirne İl Başkanlığını yönetmeye namzet kimselerden naçizane ricam kendilerini değil, davalarını zirveye çıkartmalarıdır.

Sorunuz MHP’nin Edirne’deki durumu ile ilgiliydi. En önemli gördüğüm hususu en son söylemek ihtiyacı hissettim: MHP’nin Edirne’de daha iyi durumda olması için ve mevcut potansiyelini ortaya koyabilmesi için Edirneli bir başkan tarafından yönetilmesi gerektiğini düşünüyorum. Tabii ki bu tek başına bir kıstas değildir. Edirneli olmayıp, senelerdir Edirne’de yaşayan büyüklerimiz var. Senelerdir bu şehirde yaşıyorlar ve Edirne’yi belki de bizden iyi biliyorlar. Lafım onlara değil, yanlış anlaşılmasın. Lafım, ‘ben uzun yıllardır Edirne’de yaşıyorum’ diyerek Edirne’den; Edirne tarihinden, kültüründen, dokusundan bir haber olanlara. Bana göre mevcut koşullarda partimizin durumunun düzelmesi için yegâne çözüm Edirne’nin tanıdığı, bildiği, sevdiği, davamıza gönül vermiş ve en önemlisi Edirneliler tarafından benimsenmiş bir kimsenin başkan olmasıdır. İl Başkanı her ay kendi bütçesinden partiyi yönetebilmeli. Yönetim kurulu üyeleri de her ay partiye yardımda bulunmalı. Aksi taktirde gerekli parayı başkaları verir, sen parti ve dava ile uzaktan, yakından alakası olmayan, hatta karşısında olan bu kişilere sosyal medyadan methiyeler düzersin. Bu yaptıklarınla partili dava arkadaşlarını, parti tabanını rencide edeceğini düşünmen lazım. MHP para için bedel ödeyecek parti değildir. Bu gerçekleşirse insanların partimize yönelik bakış açısında da değişiklikler olacağı gibi; teşkilatlanma, disiplin gibi konularda yaşanan problemlerin de ortadan kalkacağını düşünmekteyim. Edirne’de MHP’nin başarılı olmasını hepimiz canı gönülden istiyoruz, bu davanın neferleri olarak. Bana göre mevcut şartlarda bunu gerçekleştirmek için, Edirneli bir başkan etrafında birleşmemiz öncelikli tek çözüm…