Hikmet Kılık: “Şanlıurfa Halkı’nın %80’i Türk kökenli ailelerden oluşur. Bunların içinde kendisini Kürt olarak kabul eden Türkmen kökenli ve Arap kökenli aileler de vardır.”

Hikmet Kılık: “Şanlıurfa Halkı’nın %80i Türk kökenli ailelerden oluşur. Bunların içinde kendisini Kürt olarak kabul eden Türkmen kökenli ve Arap kökenli aileler de vardır.”

  • Kendinizi Tanıtır mısınız?

Hikmet Kılık: 1959 Şanlıurfa Hilvan doğumluyum. DSİ’den emekliyim. Çocuğumun eğitimi için bir süredir İstanbul’dayım ama önümüzdeki aylarda tekrar memleketime döneceğim.

1989 yılında Şanlıurfa Ülkü Ocakları’nı kuruluşunda görev aldım. 16 Haziran 1996 yılında merkez ilçe kongresin de Şanlıurfa Milliyetçi Hareket Partisi İlçe Başkanlığı görevine getirildim. 2001 yılına kadar bu görevimi sürdürdüm. Çocuğumun eğitimi için İstanbul’a gelmeyi tercih ettim ama memleketim burnumda tütüyor.

  • Şanlıurfanın sorunları nelerdir ve bu sorunların çözün yolları nedir?

Hikmet Kılık: Şanlıurfa genellikle çiftçilikle geçimini sağlayan bir şehirdir. Sanayi konusunda çok fazla gelişme sağlayabilmiş bir ilimiz değil fakat 1999-2002 yılları arasında yapılan girişimler sonucu çok güzel gelişim sağladı. Halen sürekli olan elektrik kesintisi sıkıntıları haricinde gelişmelerden memnun olduğumu söyleyebilirim.

  • Siyasi kimlik taşıyan Şanlıurfalı bir kişi olarak, siz Şanlıurfa Halkı’nın siyaseten ve misyon olarak hangi özellikleri taşıdığına inanıyorsunuz?

Hikmet Kılık: Şanlıurfa, dinine, örf ve adetlerine bağlı bir topluma sahiptir. Dolayısıyla Şanlıurfalıların milliyetçi, Müslüman ve büyüklerine saygılı olduğunu söylemek çok zor olmaz. Aynı zamanda il milliyetçiliği olarak da ön planda olduğunu düşünüyorum. Halk olarak acı günlerde hemen bütünleşebilen birbirine kenetlenebilen bir kimliğe sahip olduğunu düşünüyorum. Vatanı ve milleti için birçok kez başkaldırıp mücadele vermiş cesur bir halktır Şanlıurfa halkı.

  • Şanlıurfa şehri dünyanın en kadim şehirlerinden biri. Göbeklitepe ile birlikte insanlığın ilk yazılı ve kaynak olarak belirlenen ilk şehirlerinden biri. Bu tarih Şanlıurfa Halkına ve kültürüne ne şekilde yansımıştır?

Hikmet Kılık: Cumhuriyetin Kuruluşu’ndan bu yana Şanlıurfa Halkının Türk Töresi olarak kabul ettiği töreye bağlı olarak günümüze kadar geldiğini söyleyebiliriz. Şanlıurfa Halkı töresinden ve örf ve adetlerinden bugüne kadar ödün vermemiştir. Vatanına milletine ve devletine bağlı bir halk olarak tanımlarım Şanlıurfa Halkını.

  • Şanlıurfa bazı dönemlerde diğer bölgelerden göç almış bir ş Bu göçler genellikle hangi bölgelerden olmuştur?

Hikmet Kılık: Ağırlıklı olarak Malatya, Adıyaman ve Mardin şehirlerinden olmuştur. Şanlıurfa Merkezi’nin nüfusu 1996 yılında 370 bin civarlarındayken günümüzde bu sayı 2 milyonu geçmiş bulunmaktadır. Kısa sürede büyük bir nüfus artışı sebebiyle her bölgeden de göç aldığını söyleyebilirim. Bilim insanlarımızın tahminlerine göre ise 2025 yılı dolaylarında 10 milyona kadar çıkacağı tahmin edilmektedir. Şanlıurfa aynı zamanda da Türkiye’nin en genç nüfusuna sahip ilimizdir.

  • Şanlıurfa köklü bir medeniyete sahip bir ş Şanlıurfaya ait Sıra Geceleri olarak adlandırdığımız bir eğlence var. Bunun geçmişi neye dayanmaktadır?

Hikmet Kılık: Şanlıurfa Sıra Geceleri ’nin başlangıcı ile ilgili yazılı kaynak yoktur ama dedelerimizin dedelerinin zamanından beri esnaf ve zanaatkarların kendi aralarında toplanıp eğlendiğini biliyoruz.

  • Şanlıurfanın kendine has Mırra adında bir kahvesi var. Bu kahvenin geçmişi neye dayanmaktadır?

Hikmet Kılık: Mırranın tarihinin çok eskiye dayandığını biliyoruz. Bunun hakkında çok fazla rivayet vardır. Dilerseniz bir tanesini anlatayım. Şanlıurfa’da adamın birisi kahvenin bulunduğu sohbetlerde kahve diye bir şeyin memlekete geldiğini duymuş ve şehre indiğine bir kahvehaneye gidip kahveciye Arapça “Bana bir batman kahve getir.” demiş. Kahveci adamın kahveyi tanımadığını anlamış. Kahveci cezveyi doldurmuş getirmiş. Adam bunu görünce: “Yahu ben sana bir batman getir dedim sen küçük bir kapla getiriyorsun” demiş. Kahveci de: “Sen bu kahveyi iç diğerlerini hazırlıyorlar” diyerek fincana kahveyi doldurup adama sunmuş. Adam içer içmez yüzünde bir burukluk ifadesi belirmiş. “Nasıl buldunuz?” demiş kahveci. Adam kahveye yabancı olmasına rağmen Arapça çok güzel bir söz söylemiş: “Ye lon mi hi şerıp tel ırcel le çen gılıt mırra” (Bunu er kişiler içmeseydi belki ben buna ‘mırra’ (acı) derdim.)” Adam burada “mırra” (acı) kelimesini istemeyerek kullandığını ifade etmiş ki, kahveci alınmasın ve diğer içenlere hakaret olmasın. Bunun için “mırra” sözcüğü acı kahve anlamında kullanıla gelmiştir. Ve gerçekten acımsı bir tadı olduğu için mırra az miktarda ikram edilmektedir”.

  • Kahve çiğ köfteden sonra mı içilir yoksa önce mi içilir?

Hikmet Kılık: Kahve saat başı olur. Kahve çiğ köfteden öncede olur sonrada olur. Özellikle de kahve ile bizim orada doğal tütün içilir.

  • Şanlıurfaya mahsus olan Halil İbrahim Bereketi dediğimiz bir deyim var. Bu deyimin aslı nedir?

Hikmet Kılık: Öyle ki Hz. İbrahim misafir olmadığı zamanlar sofraya oturup yemek yemez, kurduğu sofrada evindeki hiçbir şeyi eksik etmez ve kendisine gelen kimseyi boş çevirmezmiş. Bu sebeple çıkmıştır Halil İbrahim Bereketi sözü. Hikâye de misafirperverliği, paylaşmanın önemini ve kardeşliği anlatır.

  • Çiğ köfte sizce kimindir? Kime aittir?

Hikmet Kılık: Çiğ köfte aslen Şanlıurfa Yöresi ’ne aittir. Nemrut Hz. İbrahim’i ateşe atacağı zaman o kadar büyük bir ateşte yanmasını istiyor ki bölgedeki tüm yakacakları toplatıyor. Kadının birinin koçasıda o gün ava çıkıyor ve bir ceylan avlayıp eve getiriyor. Hanımına bu ceylandan yemek yapmasını söylüyor. Malum hanımı da tüm yakacaklar toplandığından dolayı hayvanı pişiremeyeceğinden dolayı, hayvanın budunu kesiyor ve iyice yoğuruyor. İyice yoğurup ezdikten sonra salçasını yeşilini katıp sofraya koyuyor. Beyi ise yemeği gördükten sonra hanım sen bu yemeği hiç yapmamıştın. Niye bugün bunu yaptın bu yemeğin ismi nedir diye soruyor. Hanımı ise beyim malumunuz Nemrut bütün yakacakları topladı. Yakacak bir şey olmadığından dolayı bende bu şekilde bir yemek düşündüm. Bu yemeğin adı Çiğ’dir diye söylüyor. Yani Çiğ Köfte Hz. İbrahim’in ateşe atılacağı zamandan bugüne kadar gelmiş daha sonra da Türkiye’nin her yerine dağılmış bir yiyeceğimizdir.

  • Çiğ köftenin orijinali nasıl yapılır?

Hikmet Kılık: Şanlıurfa usulü çiğ köfte Urfa’ya has bakır leğenlerde yoğurulur. Etin iyice dövülmesi ile başlar. Yeşil soğanın beyaz kısmı iki diş sarımsak ile beraber ince ince doğranır. Salça, isot, tuz birlikte iyice yoğurulur. On dakika yoğrulduktan sonra kişi başına bir avuç bulgur alınarak yarım saat daha yoğurulur. Bulgur yumuşadıktan sonra önceden ince ince doğranmış yeşil soğanın yeşil kısmı ve maydanoz ilave edilir. Daha sonra sıkım haline getirilerek sofralarımıza gelmektedir. Fakat bazı insanların el lezzeti daha da farklı olur. Yapılan çiğ köfte yapan kişinin el lezzetine bağlı olarak daha da lezzetli hale gelebilir.

  • Şanlıurfada hangi etnik kökenler mevcut ve Şanlıurfanın yerlisi kimlerdir?

Hikmet Kılık: Şanlıurfa halkının %80’i Türk kökenli ailelerden oluşur. Bunların içinde kendisini Kürt olarak kabul eden Arap kökenli aileler de vardır. Şanlıurfa aşiretçiliğin hâkim olduğu bir bölgemizdir ve çok büyük aşiretler bulunmaktadır. Şu an Kürtçe konuşan aşiretlerin %80’in den fazlası Türkmen asıllıdır. Bunlara Karakeçili, Badıllı, Baziki ve Bucak aşiretleri örnek verilebilir. Bu aşiretlerin kökeni özbeöz Türk’tür veya Türkmen’dir.

  • Konuşmanızın başında biz Türk Milliyetçisiyiz dediniz. Bunu biraz açıklar mısınız?

Hikmet Kılık: Ben Türkmen kökenli bir aşirete mensubum. Onu da Fahrettin Taşkın isminde yayıncı, yazar bir arkadaşım vardı. İstanbul’a ziyaretine geldiğimde başka bir arkadaşımın, Kürt müsün Türk müsün sorusu üzerine Kürt’üm demiştim. O da Fahrettin Taşkın Başkan’a, “Hikmet Başkan kendini hep Kürt olarak tanıtıyor.” demişti.  Hiç unutmam, Fahrettin Başkan da ona dedi ki “Kendisini Kürt olarak biliyorsa Kürt’tür. Eğer sen ona Türk olduğuna ispatlayacak herhangi bir kanıt veya bilgi sunamıyorsan kendini Kürt kabul etmeye devam edecektir.” demişti. Daha sonra bana ufak bir kitapçık vermişti. Ben kendimi o kitapta buldum. Özbeöz Orta Asyalı Oğuz Boyundan olduğumu gördüm ve Türk olduğuma kanaat getirdim. Bana göre Türk Milliyetçiliği ırk milliyetçiliği değil, Laz’ı ile, Çerkez’i ile Kürt’ü ile Arnavut’u ile Boşnak’ı ile kısacası 72 milleti ile aynı toprakların üstünde yaşayanların kültürel bütünlüğüdür. Türk Milliyetçiliği kesinlikle bir partinin veya kurumun tekelinde tutulacak kadar küçük bir kavram değildir. Ama biz fikrimize en yakın siyasi parti MHP’yi gördüğümüz için çalışmalarımızı bu partide yapmayı tercih ettik. MHP bana göre bir siyasi partiden ziyade Türk Milliyetçiliğinin, Türk Siyasi konjektöründe yer almış halidir. Türk Milliyetçileri vatan, millet ve bayrak için canını vermeye hazır insanlardır. Bir Türk’ün üzüntüsü ile üzülüyorsak, sevinci ile seviniyorsak, havada uçan kendi uçağımızla, tarlada kendi ürettiğimiz traktörümüzle, terör mücadelesi veya tatbikatlarda kullandığımız kendi ürettiğimiz silahımızla, milyonlarca işçinin çalıştığı teknolojisini yaptığımız kendi fabrikalarımızla gurur duyabiliyorsak, tarihimize ve tarihi eserlerimize sahip çıkıyorsak ve bunları yapmak için var gücümüzle çalışıyorsak, bunların yapılması için vergimizi ödüyorsak biz Türk Milliyetçisiyiz demektir. Bu Türk Milleti sevgisidir, Türk Milliyetçiliği. Rengini şehitlerimizin kanından alan ay yıldızlı bayrağımızı başımızın üzerinde taşımak bizim gözümüzde Türk Milliyetçiliğidir. Türk Milliyetçiliği bizim gözümüzde Atatürk’ün çizdiği yoldur. Türk Birliği veya Turancılık’ın ülkücüler için çok önemi vardır. Hayallerinde Turancılık fikrini barındırmayan kişi zaten Türk Milliyetçisi olamaz.

  • Güneydoğuda Kürt sorunu yok, etnik Kürt Milliyetçiliği sorunu var. Etnik Kürt Milliyetçiliği terör odaklarını oluşturmaktadır. Halk huzursuz. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Hikmet Kılık: Doğu ve Güneydoğu’ya bilgi olarak hâkim olduğumu düşünüyorum. Geçmişte de bu etnik Kürt milliyetçiliğinin, daha önce Apocular adı altında daha sonrasında ise PKK dediğimiz örgüt benim bulunduğum Şanlıurfa Hilvan ilçesinde kuruldu. O tarihte de ilk olarak öldürmeye, Kürt diye nitelendirdikleri kişilerden başladılar. Kürt ailelerinden önde gelen isimleri, kanaat önderlerini katletmeye başladılar. Amaçları ise oradaki Kürt olarak nitelendikleri halkı sindirip kendilerine bağlamaktı. Dolayısıyla 1976’dan 1980 yıllarına kadar bu olayların içerisindeydim. Terör örgütü dediğimiz bu PKK isimli lanet örgütü ve yandaşlarıyla oralardaki kırsallarda sürekli bir çatışma içerisindeydik. Bu nedenle çok sayıda can kaybı verdik. Çok bedeller ödedik. 12 Eylül olaylarında sonra devlet bizleri, devlet yandaşı ve devlet karşıtı olan grupların içine koyup yargıladı. Bunun cezasını da çektik. Fakat bu bizim devletimize, vatanımıza, bayrağımıza olan aşkımızı azaltmadı. 1980 sonrası temize çıktık. Şanlıurfa’da Ülkü Ocakları’nı kurarak bu savaşımıza siyasi olarak devam etme kararımızı aldık. Milliyetçi Çalışma Partisinin o zamanlarda binaları kira iken biz Şanlıurfa’da parti adına mülk alıp Milliyetçi Çalışma Partisi İl teşkilatını kurduk. Milliyetçi Çalışma Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi adını aldıktan sonra da 16 Haziran 1996 da Milliyetçi Hareket Partisi Şanlıurfa Merkez İlçe Başkanlığı görevine getirildim. Daha sonrasında 3 kere üst kurul üyeliği ve Milliyetçi Hareket Partisi Milletvekili Aday Adaylığı gibi görevler üstlendim. Görevler diyorum. Çünkü bu iş veya meslek değildir Görevdir.

  • Hikmet Bey, Türk Milliyetçiliğini savunuyorsunuz. Kürtçe konuşuyorsunuz!

Hikmet Kılık: Kürtçe konuşuyorum. Kürtçe bir dil değil lehçedir. Türkçe bir bedenin sağ kolu ise Kürtçe lehçesini de bir bedenin sol kolu olarak görüyorum. Fakat kendimi gördüğümden beri, Türk olduğumu biliyorum. Kendimi Türk hissediyorum ve Türk’üm. Kendilerinin Kürt olduğunu iddia edenlerin çoğunun Orta Asya’dan göç eden Türk ve Türkmen’ler den olduğuna inanıyorum.

  • Şanlıurfada bir sürü Kürt olarak nitelendiren aşiretler mevcut. Tüm kendisini Kürt olarak nitelendiren aşiretler için bunu söyleyebilir miyiz? Teröre bedel ödemiş Şanlıurfa Türk, kendisini Kürt hissedenler ve Araplar olmasına karşın milliyetçi bir toplum mu?

Hikmet Kılık: Milliyetçi bir toplum. Doğuda ve Güneydoğu’ teröre geçit vermeyen tampon bir toplum. PKK’nın özellikle Şanlıurfa’daki siyasetini hızlandırması, bu bölgeye diğer bölgedeki siyasi olarak güçlü isimlerini getirmesi de bu sebepten dolayı olmuştur. Fakat Şanlıurfa halkı akıllı ve zeki olduğu için bu oyuna gelmemiştir. Bugüne kadar Şanlıurfa, Şanlıurfalılar tarafından yönetiliyor. Şu an yönetenlerinde devlet ve vatan sevdalısı kişiler olduğunu söyleyebilirim.

  • MHP Şanlıurfada rahat siyaset yapabildi mi?

Hikmet Kılık: MHP Türkiye’nin her noktasında siyaset yapabilecek bir partidir. Bugüne kadar yaptı ve şu anda da yaptığı çalışmalarla halen siyasi konjektörünü sürdürmektedir. Şanlıurfa’nın halkı geçtiğimiz seçimde de bir önceki seçimlerde de MHP’den milletvekili seçti. İnanıyorum ki önümüzdeki seçimlerde de milletvekili sayısını arttırarak bu istikrarını devam ettirecektir.

  • Şanlıurfanın etnik yapısından siz de biraz bahsedebilir misiniz?

Hikmet Kılık: Kimsenin kimseyle sıkıntısı olmayan ve kendi örf ve adetleri bağlı olarak yaşayan bir toplum olarak değerlendiriyorum ben Şanlıurfa’yı. Şanlıurfalı olduğumdan dolayımı bilmiyorum ama Şanlıurfa halkı biraz daha inançların örf ve adetlerine Milliyetçiliğine bağlı bir halk olduğuna inanıyorum.

  • Yani Türk Milliyetçiliğini İslam ile kesin olarak bütünleştirmiş midir?

Hikmet Kılık: Kesinlikle bütünleştirmiştir. Bunu durumu bozmak isteyen bazı gruplar örgütler mevcut. Ancak Şanlıurfa Halkı bu gibi hain örgüt ve gruplara taviz vermeyecek kadar akıllı ve zeki bir toplumdur. Aynı zamanda bu gibi oluşumlara karşı koyabilecek kadar da cesur bir topluluktur. Şanlıurfa’da şu an 14 tane milletvekili seçiliyor. Bu 14 milletvekillerinin 5 tanesi PKK sempatizanlığı yapan partiye mensup. Fakat son seçimlerde milletvekili sayıları ikiye düştü. Umuyorum ki bundan sonraki seçimlerde terör örgütü destekçisi partiler Şanlıurfa’dan milletvekili seçtiremeyeceklerdir. Milliyetçilik ve Vatanseverlik Şanlıurfa Halkı’nın yerlisi için hat safhadadır. Bunu herkesin gözlemlediğini düşünüyorum. Geçmişten bugüne kadar çizgisinden hiç taviz vermeyen bir birlik beraberlik vardır.

  • Bize Türk-İslam ile bütünleşmiş bir toplum anlattını Peki, bu kadar Milliyetçi bir şehirden 4 tane HDP milletvekili çıkarken neden Milliyetçi Hareket Partisi 1 tane Milletvekili çıkarabiliyor?

Hikmet Kılık: İşte orası bam teli dediğimiz bir olaydır. Görevde bulunan ve MHP ile hiçbir alakası olmayan bir Milletvekilinden bahsediyoruz. Bugün MHP’den milletvekili olmasına karşın geçmişte Milliyetçi Hareket Partisiyle hiçbir bağlantısı olmayan, siyasetini sadece Arap kitlesi üzerinde yapan, geçmişte de birçok siyasi parti gezip, son durak olarak MHP’ye gelen ve burada Milletvekili seçilen fakat partiye geldiği andan itibaren ülkücü gençlerin partiden uzaklaşmasına sebep olan bir kişiden bahsediyoruz. Şanlıurfa parti teşkilatına baktığınız zaman aralarında ülkücü olarak nitelendirdiğim çok az insan görebildiğimi söyleyebilirim. Milletvekili olarak kürsüde her ne kadar MHP’yi temsil ediyorsa da Şanlıurfa halkı bunu kabullenemedi. Geçmişte değişik siyasi partinin belediye başkanı iken kendi ilçesinde 2000li yıllarda kurulan Milliyetçi Hareket Partisinin tabelasını ayaklarının altına almış birinden bahsediyoruz. Bundan ne derece Ülkücü olur? Milliyetçi Hareket Partisinin kurmaylarının ilerleyen zamanda düşünüp doğru kararı vereceğini düşünüyorum.

  • Kanaatinizce Milliyetçi Hareket Partisi’nden en az 5 Milletvekili tabanı Şanlıurfada mevcut mudur? Yani Şanlıurfadan 5 milletvekili seçtirme ihtimali var mıdır?

Hikmet Kılık: Kesinlikle MHP’nin 5, hatta daha fazla milletvekilini Şanlıurfa’dan seçtirme şansı vardır. MHP’nin Şanlıurfa il ve ilçe yönetimleri Vatanına Milletine bağlı, halkının etnik kökenine bakmadan   sorunlarına sahip çıkacak kişilerden oluşursa daha başarılı olacağını düşünüyorum. Ve bu sayıların da başarılı bir çalışma sonucu artacağına inanıyorum..

  • Şanlıurfa İl ve Teşkilatlarında akraba bağı bir teşkilatlanma olduğu söyleniyor. Bu konuda sizin bir görüşleriniz neler?

Hikmet Kılık: Evet maalesef. Teşkilatların %80’i akraba ve çevrelerinden oluşmaktadır. Bunun sebebi yerlerine geçecek kişileri bulamamalarıdır. Ülkücü kadrolar mevcut olsa da her ne hikmetse bu arkadaşlarla çalışmak istenilmemektedir. Bazı İlçelerde ise MHP ile hiçbir bağlantısı olmayan MHP kelimesini ağzına almamış insanlar göreve getirilmişlerdir. Birçok ilçede teşkilatlar davaya gönül vermiş ülkücüleri dışarıda bırakılarak kurulmuştur.

  • Beni rahatsız etmeyin. Vatandaşların mağduriyetlerini bana iletmeyin. Millete referans olmayı O anlamda mı?

Hikmet Kılık: Kesinlikle, kısa bir süre önce Ceylanpınar’da bir güvenlik görevlisi ağır bir şekilde hastalanıyor ve doktora gidip gereken ilaçların reçetesini alıyor ve eczanede çok pahalı olduğunu öğreniyor ve bu durumdan arkadaşına bahsedince arkadaşı kendisine Milliyetçi Hareket Partisi Milletvekilinin numarasını verip aramasını tavsiye ediyor. Milletvekillini arayıp durumunu anlatınca, milletvekili arkadaşa bu konularla ilgili kendisinin rahatsız edilmemesini azarlayıcı bir tavırla söylüyor ve telefonu da suratına kapatıyor. Bu arkadaşımız bu olaydan beş gün sonra vefat ediyor. Kimse Sayın Milletvekilimizin cebinden beş kuruş parasını istememişti, çekinmesine ve tutuşmasına gerek yoktu. Bu insanlığa sığmayacak tavrının ardından kendisinin asıl yüzünün, asıl amacının, asıl gayesinin milletin vekili olmak değil milletin ağası olmak olduğunu zaten herkes anlayıp, görecektir.

  • MHP Genel Merkezi bunu biliyor mu?

Hikmet Kılık: İlla ki biliyor, MHP Genel Merkezinin de beklediği bir gün vardır. Zamanı geldiğinde konuyu görüşüp gereğini yapacak oradaki yönetimi değiştirecektir diye düşünüyorum. Milliyetçi Hareket Partisi çok büyük bir camia. Kimin ne olduğunu çok iyi biliyor. Kimi nerede, ne zaman değerlendireceğini çok iyi biliyor. Bazı görevlerde olup, ehemmiyet teşkil etmeyen kişilerin, çok iyi analizini de yapabilen bir siyasi teşekküldür.  Baştaki kadrolarımız bunun analizini yaptıktan sonra, düşünüp, işi ehillerine teslim edeceklerinden zerre şüphem yoktur.

  • Hikmet Kılık olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Hikmet Kılık: Şu anda Milliyetçi Hareket Partisi Genel Merkez kadrosu bütün olarak uyumlu bir şekilde çalışmaya devam ediyor. İnşallah genel başkanımızın düşüncesi doğrultusunda, Türkiye’nin daha aydın, daha güzel günleri beklediğine inanıyorum. Yüce Rabbim Genel Başkanımıza sağlıklı uzun ömürler versin.

  • Şanlıurfaya dair bir şey ekleyecek misiniz? Geri dönmeyi görev almayı düşünüyor musunuz?

Hikmet Kılık: Bizim ülkücü hareketin içerisinde görev istenmez, verilir. Verilen her görev de sorgusuz sualsiz kabul edilir, boyun eğilir. Verildiği andan itibaren de yerine getireceğime inanıyorum. O güç ve kabiliyete sahip olduğuma da inanıyorum. Genel Merkez emrettiği takdirde ben seve seve, koşa koşa, geçmişten bugüne olan sevgim ile çalışmalarıma devam etmek isterim.

  • Yani, kırgınlığınız falan yok mu?

Hikmet Kılık: Hayır, kırgınlık olabilir mi? Benim hayatım orada geçti, bundan sonra da orada geçecek. Ben o ahlak ve terbiye ile büyüdüm, bu böyle devam edecek. Genel Başkanımızın izinde, emrinde, ne görev uygun gördüyse o andan itibaren hiçbir şekilde yönümü, yüzümü çevirmeyerek göreve talip olacağım.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

%d blogcu bunu beğendi: